Batuhan KAYA- İzmir’in kadın belediye başkanlarından olan Kınık Belediye Başkanı Sema Bodur, AKP’den devraldığı Kınık Belediyesi’nde nasıl bir tablo bulduğunu ve Kınık için planlarını İz Gazete İmtiyaz Sahibi Ümit Kartal ve İz Gazete Genel Koordinatörü Özgür Coşkun’a anlattı.

‘Aday çıkmadı’

Seçim dönemi CHP’den Kınık için aday adayı çıkmadığını söyleyen ve aday olmaya nasıl karar verdiğini anlatan Bodur, “Kınık kaybedilmiş bir yerdi ama bence Kınık doğru adayı bekliyordu. Küçük yerlerde aday faktörü çok önemlidir. Burada bizim en çok seçim süresince de hep söyledim, benim için çok ani oldu ve önce partiye girip sonra aday adayı olmak zorunda kaldım. Ben bir iş insanıydım, siyaset hiç aklımda yoktu. Fakat Kınık bir türlü iyi yönetecek, Kınık’ı tanıyan, benim gözümde ‘evet çok iyi bir aday olur’ diyebileceğim biri çıkmadı. CHP’den Kınık’a aday adayı çıkmadı ve hatta en acısı şuydu, Çiğli’den bir arkadaşımız aday dosyası verdi. Koca memleketten bir kişi mi çıkmaz? Emekli olur olmaz Kınık’a geldim ve inşaatlarımın yüzde 65’ini buraya yaptım. Bu da Kınık’ın rantabl oluşundan değil, memurları geri döndürmek için, öğretmenler ev bulsun otursun diye yaptım. Son 1 yılda ben de inşaatları durdurmuştum, bunun nedenleri arasında Kınık’ın arsa planları da vardı. ‘İnşaat yapacağım’ dediğinizde yapılacak yer yoktu. Ben yapacağımı yapmıştım ama sahip çıkan yoktu. Sonra oğlumla konuştum, ‘Anne sen başkan olmasan malına mal katarsın ama şuradaki 10 kişiden 1’i olamazsın’ dedi. Ben buraya vefa borcumuz olduğunu düşüyorum. Bir daha asla ve asla memleketimi sahipsiz de bıraktırmayacağım” diye konuştu.

‘Hiç 8 saat çalışmadım’

Siyasete girmeden önce yaptığı işleri ve çalışma şeklini açıklayan Bodur, “Seçim zamanı hep, ‘transfer oyuncu istemiyorum, altyapıdan oyuncu yetiştireceğim’ dedim. 2 meclis üyem var, 27-28 yaşlarındalar biri ziraat mühendisi, diğeri ise avukat. Herkes bana, ‘bu çocuklar siyasete yeni giriyor, bilgileri yeterli değil’ dedi. Evet, yeterli değil ama bilmesinler. Biz bu çocukları yetiştireceğiz, bizim amacımız bu koltuklara yerimize birilerini yetiştirmek. Sonsuza kadar bu koltukta kalmayacağız. Hayatımda hiçbir zaman tek bir iş yapmadım. Hayatım hep böyle gitti. Para kazanmak için de yapmıyordum, tüm gün oturuyorsun yapacak bir iş yok, bunları yapıyordum. İnsanlar 8 saat çalışırken ben 16 saat çalıştım, hayatım boyunca bunun altına hiç düşünmedim” şeklinde konuştu.

‘400 gün izni olanlar vardı’

Kınık Belediyesi’nin kötü yönetildiğini, belediyeyi devraldıktan sonra 400 gün izin kullanmadan çalışan personellerle karşılaştığını ifade eden Kınık, “İlçede çok şey değişti, öncelikle kadın gözüyle bakmayı öğrendiler. Ben yıkıp yapmayı sevmiyorum çünkü onlar milli servet, mesela ahşap masa zımparalanır, boyaları yapılır ve yeni gibi olur. Düğün salonumuzu kendimiz yaptık, ne varsa depoları talan ettik, ağaçlar bulduk ve onlardan balık yapıyorlar. Burada çok fazla işimiz vardı, en başta mesela Kınık Belediyesi’nin web sitesi yoktu, e-İmza yoktu, bundan sonra Kınık’ta oturan insanlar vergilerini tek tıkla ödeyecekler. Türkiye’de e-İmza kullanmayan tek belediye bizmişiz. Kullanmadığı 400 gün izni olan belediye personeli var. Gerçekten bir doktordan beklenmeyecek kadar kötü bir yönetim sergilenmiş. Ben buraya geldiğimde, kısa süre de olsa tereddüt etmeyen nadir başkanlardan biriyim. Hem devlet muhasebesini çok iyi biliyorum hem de kooperatif ve şirketten gelen bir tecrübem var. Mesela yıllardır burada çalışıp emeklisi gelmiş bir arkadaşımızın ödemesinin son günü geldiğini bilmediğini gördüm, ödemesinin son gününü dahi bilmiyor. Bu adam emekli olmasın diye Sadık Başkan zamanında böyle tutulmuş” dedi.

Eski AKP’li Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer’i “Kınık’ta yapılan ne var?” diye eleştiren Bodur ve belediyeyi kazandığında, araçların hiçbirinin sigorta ve vizesinin olmadığını ifade ederek şöyle konuştu:

“Giderleri yarı yarıya düşürdük. Beni zaten biliyorsunuz israfa asla göz yummam, bir tesise bile gitsek telefonumun arkasında kredi kartı, kendi masrafımı öder çıkarım. Bazen meclis üyelerime yemek söylerim ve onun parasını kendim öderim. Bu tarz organizasyonların bile parasını kendim ödeyip belediyenin üstüne yıkmıyorum. Zaten bu tutumu şuradan görmek mümkün, geldiğimden beri tek bir yer bile satmadım, bir tane kredi çekmedim. Ne aldıysak tamamının ödemesini yaptık. Biz burada geldiğimizde belediye araçlarından bir tanesinin sigortası yoktu, vizesi yoktu. Araçların lastikleri yok, bir tane traktörün vitesi elimizde kaldı. Hiç yoksa araçlara 7 milyona yakın masraf yaptım. Araçlar yepyeni, motorda hiç problem yok. Garaja gidiyoruz, araçlar hurda gibi, aralarında birkaç tane yeri araç var ama hurdaların içinde onu da bulamıyorsunuz. Şurada bir yol var, şimdi orayı yıkıp asfalt yapacağız, ben belediyeyi aldığımda oranın 78 taksiti vardı, istinat duvarı yapmışlar onun 75 taksiti var. Hava bisikleti alınmış 3 milyona, onun taksitlerini de biz ödeyeceğiz. Kınık’ta yapılan ne var? Sadece 1 trilyon 150 milyon TL’lik kredi çekilmiş, hani dükkân, hani arsa, hani konut?”

‘Büyükşehir çalışmasın diye uğraşılmış’

Doğruer zamanında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yapmak istediği işlerin engellendiğini ve birçok yolun bu sebeple yapılamadığını açıklayan Bodur, “Şehir planları için uygulamalara başladım, plan revizyonları için çalışmalara başladık ki bu çok önemli çünkü şehri planlamamız lazım. Asıl önemli olan hiç yol yapılmamış olması, İller Bankası’ndan kredi çekilmiş, 75 ay gibi bir kredi ödüyoruz. Bu yol zaten büyükşehir sınırları içerisinde olan bir yerdi, burayı büyükşehirle beraber bitireceğiz. Onun dışında şehir içindeki yollar, meydanlara giden yollar yapılmamış. Burada büyükşehir çalışmasın diye de uğraşılmış” dedi.

‘Cemil Başkan’ın büyük desteği var’

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’dan büyük destek gördüğünü söyleyen Bodur, “Meydanda kamulaştırmaları bitirdik, onların paralarını ödeyeceğiz. Merkezi çok ciddi şekilde canlandıracağımız bir çalışma içerisindeyiz. Öğretmen Evi’nin önünden başlıyoruz, güzel bir meydan yapacağız. Burada büyükşehir de bize destek olacak. Burada önemli olan bir şey daha var, arıtmalar, su boruları değişecek. İZSU 2025 yılı planlarına aldı. Burada Cemil Başkan’ın çok desteği var. Çok aracımız yok, yavaş yavaş bunları düzeltmeye çalışıyorum. Olan olacak olmayan da gidecek” diye konuştu.

‘Kınık önceden böyle değildi’

Kınık’ın eski halini anlatan ve ilçenin yıllar içerisinde geriye gittiğini ifade eden Kınık, ilçedeki sosyal hayatı canlandırmak için yaptıklarını, “Kınık böyle değildi. Şu anda sokaklarda genç göremiyorsunuz, benim bıraktığım, geçmişteki Kınık yok. Önceden parklarda oturup aileleriyle oturup birasını içen patatesini yiyen, tostunu yiyen insanlar vardı. Yukarıdaki bir belediye tesisine alkol ruhsatı aldım, Digitürk aldım. İlk başta erkekler kadınsız giren bir ibare yaptık fakat kadınlara bunu söylemeyi unuttuk. Bir baktık ki yüzde 85 kadın, sonra hepsine eşlerini getirme mecburiyeti koyduk. Kadınların hepsi orada, Dikili’den her çarşamba günü 80-85 kişi geliyor. Düğün salonumuzu yaptık, toplam maliyeti masa sandalyesi dahil 400-500 bin TL’yi bulmadı, hafta içi 3, hafta sonu 5 bin TL’ye tutulabiliyor” diye anlattı.

‘İş istiyor ama…’

Belediyeyi devraldıktan sonra ihtiyaç fazlası 110 kişiyi işten çıkarttığını ve kendisinden belediyede iş isteyen hiç kimseye iş vermediğini söyleyen Bodur, şu ifadeleri kullandı:
“Bergama, Dikili ve Soma ile dayanışma içerisindeyiz. Bana, ‘Kardeş belediye olarak hangi belediyeyi seçeceksin?’ dediler, ben de ‘Benim zaten kardeşim var. Dikili var, Bergama var, Soma var’ dedim. Bunun yanında Park ve Bahçelere çok hızlı giriştim. Doğru, çok da personel çıkarttım. Yaklaşık 110 kişiyi işten çıkarttım çünkü çok fazla yığılma vardı. Halkla İlişkilerde çalışıp 20 kişi bir odaya doluşanlar vardı. Bana, ‘büyükşehirde 90 kişiyi çıkarttık ortalık birbirine girdi, sen nasıl yaptın?’ dediler ama şu var, insanların hakkını vererek çıkarttım. Bunun haricinde mesela demirci var, günde 1-2 saat atölyede görünüp evine kurduğu atölyeye gidip dışarıdan çalışıyordu, gönderdik. Ben seçimde, ‘herkese iş imkânı sağlayacağım’ dedim ama kimseye ‘sizi belediyeye alacağım’ demedim. Kimse bana işe girmek için bana oy vermesin. İhtiyaç olduğunda ben, ‘gel sen bana lazımsın’ demem lazım. Geçen bir firma aradı, ‘48 bin lira artı yol ve yemek verelim’ diyorlar ama çalışmak isteyen yok. Bu iş yerine 17 bin TL’ye belediyede çalışmaya razılar. Birisi arıyor, ‘başkanım ben iş istiyorum ama kansızlık olduğu için çalışamıyorum’ diyor, diğeri, ‘benim dizlerim ağrıyor’ diyor. E ne yapacaksın? Bizde ne yapacaksın? Buraya gelenler çalışmamak için geliyor. Geçen birine, ‘Sana böyle böyle bir iş imkânı var’, bana diyor ki ‘benim hayvan çiftliğim var telefon geldiğinde gitmem gerekir’. 10 yıl önce bu belediyeyi 3 milyon borçla almış, 10 yılda şirketin sadece 58 milyon borcu var. 1 hafta içinde ödemezsek 150 tane taşınmaz haczedilecek. Bugüne kadar 1 tane mal satmadım satmayacağım da borcumuz neyse ödeyeceğiz.”

‘2 tane fabrika açacağız’

Kınık’ta istihdamı arttırmak için 2 fabrika açacaklarını söyleyen Bodur, şöyle konuştu:
“Kınık’ta acilen Hal ve Soğuk Hava Deposu yapmamız gerek. GES Projesi de bunların bir parçası. Bunları ikisinin de yerleri hazır, hemen yapmaya başlayacağız. 2 tane arazi alıyorum. Bir salça fabrikası kuracağız. Biz Kınık’ta çok şanslıyız, bölgenin en verimli toprakları bizde var. Kalorisi en yüksek kömür bizde, Soma artık kömürü bizim topraklarımızdan çıkarıyor. En büyük damarlar burada. Biz kömür ararken kömürü bulduk, kromu aradık mı? Altın? Altın zaten var. Topraklarımın altı da üstü de değerlidir. Bizim sıcak suyumuz var. Dikili, Kınık ve Bergama olarak aynı havzadayız.”

Muhabir: Batuhan KAYA