Manisa ve ilçelerinde toplam 12 adet JES ruhsat sahasının ihale edilecek olması Manisa Çevre Dernekleri Platformu’nu oluşturan 11 dernek tarafından protesto edildi. , Manisa Defterdarlığı önünde gerçekleştirilen eylemde, Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği Genel Sekreteri Lütfi Vural basın açıklamasını okudu. 
Basın açıklamasını okumasının ardından, DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın çevre gönüllülerinin ilçelerde platformlar oluşturmasını değerli bulduğunu söyledi. Tüm ülkede yeni ruhsatlar verildiğini, Murat Kurum’un İliç faciasında sorumluluğunun olmadığının iddia edildiğini, oysa beş kat kapasite artışının altında Kurum’un imzası olduğunu belirtti
. Manisa Barosu adına söz alan Başkan Yardımcısı Av. Ayşe Hasar çevre mücadelesine avukatlar olarak şimdiye dek hep destek verdiklerini daima da vereceklerini belirtti.

Alaşehir artık üzeri duman kaplı bir şehir

Akın’ın ardından Ziraat Mühendisleri Odası e. Başkanı İbrahim Demran, jeotermalin nelere mal olduğunu Aydın’da, Sarayköy’de gördüklerini, kuyunun patladığını ve hâlâ aktığını, Alaşehir Alkan’da patlayan kuyunun hâlâ aktığını, bunun sonucunda Alaşehir’in artık üzeri duman kaplı bir şehir olduğunu ifade etti. Demran, Manisa Ovasının sözüm ona Büyük Ova ilan edilip bir çivi bile çaktırılmayacağının açıklanmasına karşın 2000-3000 metrelerde jeotermal kuyularına izin verildiğini ve buradan çıkan “zebani”yi, 270-250 C derece eriyiği, 200-300 metrelere reenjekte ederek havamızı, suyumuzu, toprağımızı zehirlediklerini iddia etti. Demran son olarak, Manisa’nın tüm ilçelerinden gelerek direnişe destek olan herkese teşekkür ederken, Sarıgöl ve Salihli ziraat odalarının dimdik durduklarını vurguladı.

CHP Manisa il, Şehzadeler ve Yunusemre ilçe teşkilatları ve yöneticilerinin, CHP Manisa Kadın Kolları ve Şehzadeler Kadın Kolları başkanlarının katıldığı açıklamada, CHP Yunusemre İlçe Başkanı Mehmet Arslan çevre direnişçilerini Bandırma Vapuru’nda olanlara, sermayeyi de İngiliz zırhlısına binip kaçanlara benzettiğini belirttiği kısa bir selamlama konuşması yaptı.

Alaşehir’de son 2 ay içinde 2 JES patladı

Alaşehir Doğa ve Çevre Gönüllüleri Derneği (ADOÇEV) adına söz alan Hasan Hüseyin Erkol, Alaşehir’de son iki ay içinde iki adet JES’in patladığını, haşlanarak ağır şekilde yaralanan beş işçinin tedavilerinin devam ettiğini, 300-400 dönüm kadar tarım arazisinin sıcak su işgali altında kullanılamaz hale geldiğini söyledi. Erkol ayrıca, Bahadır ve Evrenli köylerinde antimon madeni açılmak istenmesinin yargıya taşındığını ve çevre mücadelesi için olumlu bir bilirkişi raporu alındığını duyurdu.

Sağlık sorunlarına dikkat çekildi

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) adına söz alan Manisa Şube Başkanı Figen Pehlivan, JES sorununun yalnız bir tarım, doğa, çevre sorunu olmadığını, bunun insan sağlığından ayrı düşünülemeyeceğini ve sürdürülebilirlik sorunu olarak değerlendirilecek bu durum için sendikaların da tüm toplumsal muhalefet örgütlerinin de ortak mücadele etmesi gerektiğini söyledi.

Son olarak Salihli Çevre Derneği Başkanı Erdem Durmaz, Alaşehir’den sonra JES’lerden en çok muzdarip olan ilçenin Salihli olduğunu, buna karşın geçtiğimiz günlerde 17 kuyunun davasını Danıştay’dan kazandıklarını, mücadele ettikçe başarılı olunabileceğini söyledi.

Manisa Çevre Dernekleri Platformu adına yapılan açıklama şöyle:

Bugün 5 Haziran “Dünya Çevre Günü”. Tüm dünyada olduğu gibi Manisa’da da “Çevre Haftası” olarak çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Ne yazık ki böyle bir günde, özellikle Manisa’da kirliliğin kaynağı haline gelmiş ve ilçelerin çoğuna metastas yapmış olan JES’lere yenileri eklenecek.
İlk önce Alaşehir ovasında açılan JES kuyuları zamanla Sarıgöl, Salihli, Ahmetli ilçelerine yayılmıştır. Bugüne kadar bölgemizde 172 adet jeotermal kuyusu açılmıştır. Manisa genelinde 17 adet JES işletmesi devam ediyor. Bugün de Salihli, Akhisar, Alaşehir, Sarıgöl, Ahmetli, Demirci, Kula, Saruhanlı ve Şehzadeler ilçelerinde toplam 12 adet ruhsat sahası ihale edilecek.

JES’ler çevre felaketi yaratır hale geldi

(JES) için açılan kuyuların sondaj çalışması sırasında meydana gelen kazalar ve patlamalar sonucunda, hidrojen sülfür ve karbondioksit gazı, bor, kadmiyum, arsenik gibi ağır metaller durdurulamayan püskürme ile bölgeyi zehirliyor. Tarım arazileri ve akarsular JES’lerde soğuyan ‘akışkanın’ akarsulara ve çevreye salınması ve yeniden yeraltına basılması sonucu yıkıcı sonuçlar ortaya çıkıyor. JES’ler tarım arazilerine,yer altı içme sularına, akarsulara, ormanlara ve ekosisteme zarar veriyor. 
JES’lerin, arama kuyuları ve nakil hatları, yasal düzenlemelerle koruma altına alınmış büyük ova koruma alanlarına, mutlak tarım arazilerine, dikili tarım arazilerine yapılması hukuka aykırıdır. Yasa ile öngörülen mesafe sınırlamalarına uymak bir yana, alandaki zeytin ağaçları sökülerek zeytinlik vasıfları yok edilmeye çalışılmaktadır. Tarımsal bütünlük dolayısıyla; parsel bazında sondaj kuyusu açılması, tarımsal bütünlüğü bozmakta, mutlak korunması gereken verimli tarım araziler tarım dışına çıkarılmaktadır.

ÇED süreçleri sorunlu!

JES’lere izin verilmesi aşamasında genellikle “ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR” görüşü veriliyor. Bu durum mahkemeler tarafından yasal süreçler sonucunda iptal ediliyor. Ayrıca, uygulanan ÇED süreçleri sorunludur. Çevredeki diğer projelerin etkileri ile birlikte değerlendirme yapılarak yörenin kaldırabileceği etkilerin buna göre belirlenmesi gerekmektedir.x

Üzüm rekoltesi düşüyor çiftçiler zararda

Jeotermal Enerji arama ve üretim aşamalarında sulama suyu ve toprak kirliliğine bağlı olarak tarımsal üretimde azalma ve kalitesinde düşüş olmaktadır. Bu durum, ihraç edilen ürünün geri dönmesine ve ihracatın azalmasına yol açıyor. Çiftçilik yapan köylülerimiz bu durumdan zarar görüyor.
İzmir Ticaret Borsası (İTB) tarafından 2016/2017, 2017/2018, 2018/2019 üretim sezonları EGE BÖLGESİ ÇEKİRDEKSİZ KURU ÜZÜM REKOLTE TAHMİN RAPORLARI’nda JES’lerin kuru üzüm üzerinde yaptığı olumsuz etkiyi: “Özellikle Alaşehir ilçesinin Piyadeler, Örnekköy ve Alkan bölgelerinde yer alan jeotermal tesislerin artmasından kaynaklı, bağ alanlarında verim ve kalitenin olumsuz etkilendiği ve yapraklarda bor fazlalığı zararı olduğu gözlenmiştir.” Şeklinde ifade etmektedir. JES sahaları genişledikçe, buralardaki köylülerimiz de aynı zararı görmeye başlayacaklardır.

Denetimler yetersiz

Denetim yapılamıyor. Denetimi yapacak olan mekanizma yok. Sözgelimi denetimi yapacak olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün Manisa Merkez dışında teşkilat ayağı yok. Vatandaş şikayet ederse kolluk ya da Manisa’dan görevliler gelinceye kadar önlem alınıyor.
Yüzeye çıkan akışkanlar, doğaya bırakılan deşarjlar ve havaya salınan gazlar konusunda mevcut yasalar çerçevesinde gerekli ölçüm, inceleme ve denetimler yeterince yapılmamakta, yapıldığı söylenen ölçüm ve analiz sonuçları ise kamuoyuyla paylaşılmamaktadır.
Hava, toprak ve su kirliliğinin periyodik ölçümü ve denetim faaliyetleri etkin bir şekilde yapılmalı, gerekirse yerel yönetimlere, bağımsız denetim kuruluşları veya üniversitelere izin verilmeli, kısa aralıklarla sonuçlar kamuoyuna açıklanmalıdır.
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından 2017’in Ağustos ayında Manisa Valiliği’ne gönderdiği bir yazıda: “Sudaki arsenik oranının yüksek olması ve JES’lerde kullanılan su yoğunluğundan dolayı JES’lere yeni sahalarda ruhsat verilmemesi” gerektiğini ifade ediyor. Ne yazık ki bu uyarı dikkate alınmamış ve Manisa ovası JES çöplüğü haline gelmiş, tarım toprağı, yer altı ve yerüstü sularımız kirlenmiş, tarımın geleceği ve ekosistemin sağlığı tehlikeye girmiştir.
JES’ler Türkiye’de başlı başına bir sorun. Yasal düzenlemeler hazırlanmadan, denetim mekanizması güçlendirilmeden verilen her ÇED kararı ve JES ihaleleri cinayete imza atmaktır.
Uygulanan vahşi deşarj yöntemleri ile jeotermal akışkanlar yüksek oranda zararlı kimyasallarla su kaynaklarının, halk sağlığının ve tarımsal üretimin DÜŞMANIDIR.
Gelecek kuşaklara temiz ve yaşanabilir çevre bırakmak istiyoruz. Bunun için mevcut JES’lerin daha sıkı denetlenmesini ve yenilerinin de açılmamasını istiyoruz..

Manisa Çevre Dernekleri Platformu Üyeleri

Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği, Akhisar Çevre Derneği, Gördes Çevre Derneği, Salihli Çevre Derneği, TURÇEP, Alaşehir Çevre Derneği, Soma Sosyal Haklar Derneği, Saruhan’lı Çevre Gönüllüleri, Gölmarmara Çevre Gönüllüleri, Kırkağaç Çevre Gönüllüleri, EgeDer

Kaynak: HABER MERKEZİ