TGC, TGS, TÜRKYAYBİR, TYS ve PEN Türkiye olmak üzere beş meslek örgütü, TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda moderatörlüğünü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in gerçekleştirdiği “Basın özgürlüğüne ve gazeteciye dokunma!” başlıklı toplantı düzenledi.

Vahap Munyar: Gazeteciler haksız yere tutuklanmamalıdır

Konuşmasına “Gazetecilik mesleğini yapabilmek, meslektaşlarımızın haksız yere gözaltına alınmamasını, tutuklanmamasını, basın özgürlüğüne müdahale edilmemesini talep etmek için bir kez daha birlikteyiz” diye başlayan TGC Başkanı Vahap Munyar, şunları söyledi:

“Gazetecilik mesleğini onuruna uygun yapabilmek için meslektaşlarımızın önce iş bulabilmeleri, sonra Basın İş Yasası ile çalıştırılmaları, hakça ücret almaları gerekiyor. Ardından da  ‘haber yaptı’ diye hiçbir siyasetçi tarafından hedef gösterilmemeleri, fiziksel saldırıya uğramamaları, uğradıklarında ise saldırganların cezasızlıkla ödüllendirilmemesi şart. Tabi gazetecilik yapabilmek için bu şartların sağlanması yetmiyor. Siyasetçilerin kamu yararına olmayan faaliyetlerini haberleştirdikleri için de gazetecilerin suçlu olarak damgalanmamaları, haksız gözaltı ve tutukluluk kararlarıyla mesleklerini yapmalarının engellenmemesi gerekiyor. Halk TV'de görev yapan beş meslektaşımız için de 29 Ocak 2025 Perşembe böyle bir gündü. Barış Pehlivan, Seda Selek, Serhan Asker ve Kürşat Oğuz adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ise maalesef tutuklandı. Meslektaşlarımıza ‘geçmiş olsun’ diyoruz. Suat Toktaş'ın ise en kısa sürede serbest bırakılmasını istiyoruz. Gazeteciliği suç saymaya çalışan bir anlayış olsa da hak odaklı, insan odaklı gazeteciliğe gönül vermiş, yürekten inanmış gazetecilerin mesleklerini evrensel etik ilkelerle yapmaya devam edeceklerini kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunuyoruz.”

Sibel Güneş: Suat Toktaş özgür bırakılmalı

Toplantının moderatörlüğünü yapan TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise “Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanması gazetecilik faaliyeti nedeniyledir. Meslektaşımız gazetecidir, sabit ikametgâh sahibidir. Önemlisi görevinin başındadır, kaçma, delilleri karartma şüphesi yoktur. Kanunlarda öngörülen hiçbir tutuklama sebebi yoktur. Meslektaşımıza atfedilen suç tipinin öngördüğü cezanın alt sınırı 2 yıldır. Gazeteciler hakkında verilen yurt dışı çıkış yasakları ve denetimli serbestlik kararları dahi gözdağı vermekten başka bir şey değildir. Kanuna aykırı olduğu gibi insan hakları temel standartlarına da aykırıdır. Meslektaşımız özgür bırakılmalıdır” diye konuştu.

Türk Tabipler Birliği, yenilenen Özel Hastaneler Yönetmeliğine itirazlarını açıkladı Türk Tabipler Birliği, yenilenen Özel Hastaneler Yönetmeliğine itirazlarını açıkladı

Zeynep Oral: Anayasa, hukuk, adalet herkese lazım

“Birbiri peşi sıra gazetecilerin yazarların sanatçıların gözaltına alınmaları, üstelik mesleklerinin gereğini yerine getirdikleri için suçlanmaları, düşünce ve ifade özgürlüğüne olduğu kadar Anayasamıza da aykırıdır” diyen PEN Yazarlar Derneği Başkanı Zeynep Oral, şu görüşleri dile getirdi:

“Maalesef ‘Ben Anayasayı tanımıyorum’ diyen bir iktidar yönetimindeyiz. Daha birkaç gün önce Uğur Mumcu katliamının yıl dönümünde, o öncü gazeteciyi anıyor bugün karşılaştığımız karanlık ve korkunç günleri ilk görenlerden biri olduğu için öldürüldüğünü söylüyorduk. Türkiye’nin birçok köşesinde onun şu sözlerini tekrarlıyorduk. Ne diyordu anımsayalım: ‘Çare, solda ve sağda, düşünce özgürlüğünü kısıtlayan bütün engellerin kaldırılmasıdır. Bir başka çare de yoktur. Ancak, özgürlükçü ve demokratik toplumlarda bu ‘siyaset-tarikat-ticaret’ üçgeni ile savaşılır. Kapalı rejimlerde ise bu akımlar, devlet kadrolarını, sinsi ve karanlık yöntemlerle ele geçirirler. Atatürk’ün laiklik ilkesinin ancak ve ancak özgürlükçü demokrasilerde savunulacağına inanıyorum. Demokrasilerde çözüm yolları yasaklarla değil, özgürlüklerde aranmalıdır.’ Anayasa hak hukuk adalet herkese lazım.”

Gökhan Durmuş: İktidar baskı politikalarından vazgeçmedi

TGS Başkanı Gökhan Durmuş da şunları söyledi:

“AKP iktidarının gazetecilik faaliyetlerini suç gösteren politikaları devam ediyor. Bu iktidar döneminde gerçeklerin peşinde koşan gazeteciler hep hedef alındılar, gözaltına alındılar, tutuklandılar, yargılandılar. İktidar bu baskı politikalarından vazgeçmedi, gazeteciler de gerçekleri topluma ulaştırma mücadelesinden. Halk TV çalışanı meslektaşlarımızın son olarak yaşadığı baskı ise gerçekleri topluma ulaştırma gayretinden ibarettir. Ama bu gayretin sonucunda Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklandı. Adalet Bakanı her ne kadar gazetecilik faaliyetlerinden dolayı cezaevlerinde gazeteci yok dese de 25 meslektaşımız sadece gazetecilik faaliyetlerinden dolayı Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinde tutuklu bulunuyor. Adalet Bakanı’na şunu sormak gerekiyor eğer cezaevlerinde gazeteci yoksa neden mahkemelerde tutuklu olan meslektaşlarımız haberlerini savunmak zorunda kalıyor? Yaptıkları haberlerle toplumu bilgilendirmeyi hedeflediklerini açıklamak zorunda kalıyor? Hâkim ve savcıların tarafsızlığını yitirdiği bir dönemde gazetecilerin de iktidarın yanında olması isteniyor. Yaşanan katliamlar, hukuksuz kayyım atamaları, 12 yıl sonra gelen Gezi cezaları, gazetecilere yönelik tutuklamalar hep gündem değiştirme çabalarıdır. İktidar artık gazeteciler üzerinden oyun oynamaktan vazgeçmelidir.”

Kenan Kocatürk: Toplumun haber alma hakkı kısıtlanıyor 

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk ise konuşmasında şu görüşleri dile getirdi:

“İfade özgürlüğü olmazsa yayıncılar kitap yayınlayamazlar; kitaplar olmazsa okurlar okuyamazlar. Ülkemizde yalnızca kitap dünyasında değil, basın ve medya üzerinde, kültür ve sanat alanlarında, sokakta ve internette hukuk dışı fiili baskılar sürüyor. Gazetecilerin yaptıkları haberler veya köşe yazıları nedeniyle haklarında soruşturmalar açılıyor. Toplumun haber alma özgürlüğü kısıtlanıyor. Düşünce ve düşünmek ek düzenlemelerle yok edilmeye çalışılıyor. İfade, yayınlama ve okuma özgürlüğümüze yapılan bu saldırılara birbirimize destek olarak karşı durmalıyız.”

Mustafa Köz: Gazetecilerin gözaltına alınması bütün topluma büyük gözaltıdır

Türkiye Gazeteciler Sendikası 2. Başkanı Mustafa Köz ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bir ülkede yazan, düşünen, yazarın, gazetecinin, bilim insanın özgürlüğü elinden alınıyorsa, o ülkenin özgürlüğü baskı altında demektir. Gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması, gazetecilere olduğu kadar bütün topluma gözdağı ve bir büyük gözaltı demektir. Korku toplumları da böyle yaratılır. Düşünmeyin, duymayın, yazmayın deniyorsa geriye yazma özgürlüğünden, düşünce özgürlüğünden hiçbir şey kalmıyor demektir. Buna karşı yazarak, düşünerek, konuşarak ve dayanışmayla direnmemiz gerekiyor.” 

Kaynak: ANKA