SEMRA İĞTAÇ- Michelin plaketiyle uluslararası arenada başarısını taçlandıran Ayşa Boşnak Börekçisi, İzmir’den dünyaya yayılan bir lezzet hikayesiyle Anadolu ve Balkan mutfağını gururla temsil ediyor.
İzmir’in sevilen lezzet duraklarından biri olan Ayşa Boşnak Börekçisi, Balkan ve Ege mutfağını bir araya getirerek Anadolu’nun geleneksel lezzetlerini yaşatmaya devam ediyor. Michelin plaketiyle taçlanan restoran, börekten Osmanlı yemeklerine uzanan zengin menüsüyle dikkat çekiyor.
Bir hayalden markaya: Ayşe Boşnak Börekçisi
Ayşe Karadan, 2004 yılında İzmir’de mütevazı bir börek dükkanıyla başladığı yolculuğunu büyük bir başarıya dönüştürdü. 2007 yılında markasını tescilleyen Ayşe Hanım, “Türkiye’de Boşnak böreğini marka yapmayı hedefledim ve başardım” diyerek, Anadolu’dan Balkanlara uzanan bu lezzetin hikayesini yaşatmanın gururunu taşıyor.
Boşnak böreğinin Anadolu’dan Balkanlara yolculuğu
Bosna Savaşı’ndan etkilenerek bu işe başladığını belirten Karadan, Boşnak böreğinin aslında Anadolu kökenli olduğunu şu sözlerle anlatıyor:
“Yetkili kişilerle görüştüğümde, Boşnak böreğinin Anadolu’dan Balkanlara gittiğini söylediler. Biz bu lezzeti savaş koşullarında bile yaşatmayı başardık. Anadolu’nun kültüründen gelen bir yemeği tanıtmaktan gurur duyuyorum.”
Michelin plaketiyle taçlanan bir başarı
2024 yılında Michelin plaketi alarak başarısını uluslararası alanda da tescilleyen Ayşa Boşnak Börekçisi, Balkan mutfağından Ege mutfağına uzanan geniş bir menüyle müşterilerine hizmet veriyor. Begova çorbasından hünkar beğendiye, böreklerden elma tatlısına kadar birçok farklı lezzet restoranın mutfağında hayat buluyor.
Ege’nin otlarıyla zenginleşen bir mutfak
Ege otlarının İzmir mutfağındaki önemine değinen Ayşe Karadan, kendi çiftliğinde yetiştirdiği otlarla menüsünü daha da zenginleştirdiğini belirtiyor:
“Son 5 yıldır çiftlik kurdum. Şu an tüm otlarım bahçeden geliyor. Brokoliden şevketibostana, turpotundan karışık otlara kadar birçok ot çeşidimiz var. Ege mutfağıyla Balkan mutfağını harmanlamak büyük bir keyif.”
Börek ve mantı baş köşede
Menüsünde her gün taze yemekler sunan Ayşa Boşnak Börekçisi, özellikle börek ve mantısıyla büyük ilgi görüyor. Biber dolmasından kara lahana sarmasına, pazartesi günlerinin vazgeçilmezi olan şevketibostandan zeytinyağlı mezelerine kadar zengin bir mutfak kültürü müşterilerini bekliyor.
Anadolu ve Balkan lezzetlerinin İzmir’deki adresi
Hem Boşnak hem de Anadolu mutfağını yaşatmanın gururunu taşıyan Ayşe Karadan, “İzmir kültürü demek, Ege mutfağı demek. Börekten mezeye, her gün taze bir menüyle misafirlerimizi ağırlıyoruz. Anadolu’nun ve Balkanların bu ortak lezzetlerini gelecek nesillere aktarmak istiyorum” diyerek, bu yolculuktaki kararlılığını ifade ediyor.
Osmanlı’dan günümüze tatlı gelenekleri
Tatlı çeşitlerinden de bahseden Ayşe Karadan, her gün taze aşure yaptıklarını belirtiyor. Bunun yanı sıra 20 yıldır baklava, kalbura bastı ve balparmak gibi tatlılarla müşterilerini ağırladıklarını dile getiriyor. Mevsime göre ayva, kabak ve elma tatlısı da menüde yer alıyor. Özellikle Bosna’ya özgü “elma tufahiye tatlısı”na dikkat çeken Karadan, bu tatlının Yavuz Sultan Selim’in çocuklarının sünnet düğününde Bosnalı aşçılar tarafından yapıldığı bilgisini ekleyerek, “Bu detayı okumak beni çok gururlandırmıştı” diyor.
Ayşa’nın hikâyesi: Sırtını Balkanlara taşıyan Türkler
Ayşe Karadan, isminin hikâyesini ve Boşnak kültürüne dair önemli detayları paylaşıyor. “Boşnakçada Ayşe, Ayşa olarak söylenir. Bu, bizim Osmanlı etkisiyle Türk geleneklerini benimsediğimizin bir yansımasıdır. Savaşta bile bize ‘Türk’ dediler. Boşnak’tık ama Türklerin Müslümanlıkla birlikte getirdiği geleneklere bağlı kaldık. Ailelerimiz hep Türkiye özlemiyle yaşadı. Ana vatana, yani Türkiye’ye dönmeyi seçtiler,” diyor. Karadan, Balkanlardan Türkiye’ye göç eden Boşnakların, adeta sırtlarını Balkanlara yaslayarak ana vatanlarına kavuştuğunu dile getiriyor.
Aliya İzzetbegoviç’in tercümanı Ayşe Karadan’dan Bosna Savaşı anıları
Bosna Savaşı’nın derin etkilerini anlatan Ayşe Karadan, savaş döneminde İzmir’e göç eden Boşnaklara yardım etmek için 10 yıl boyunca çalıştığını belirtti.
“Rahmetli Kemal Baysak ile savaş mağdurlarına destek olduk. O süreçte börek kültürü üzerine bir fikir doğdu ve bu beni yeni bir yola çıkardı” diyen Karadan, o dönemde Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in Türkiye ziyaretinde tercümanlık yapma gururunu yaşadığını söyledi.
İzzetbegoviç’in kendisine “Savaştan kaçanlardan mısın?” diye sorduğunu anlatan Karadan, “Hayır, burada doğdum. Türkçemizi geliştirdik ama Boşnakçayı da unutmadık,” diyerek kültürlerine bağlı kaldıklarını ifade etti.