Yiğit Sütcü- Eskişehir'de oynadığı bir oyunun etkisinde kalan 18 yaşındaki A.K. yüzünü maske ile gizleyerek çay ocağında oturanlara saldırmış ve 5 kişiyi yaralamıştı. Yaşanan olayın ardından tutuklanan A.K’nın durumu tüm anne babaların endişe etmesine neden oldu. Çünkü neredeyse hemen her gencin bu oyunlara ulaşımı mümkün. Bu konuda en önemli noktalardan birisi de iş işten geçmeden uzman desteği almak. Konuyu ruh sağlığı uzmanlarına sorduk.

İçerik ve maruz kalınan süre önemli

Psikolog Hazal Sansür, şiddet içerikli oyunların şiddet davranışını tetikleyebildiğinin altını çiziyor. Erişimin son derece kolay olduğunu belirten Hazal Sansür, “Çağımızın temel problemlerinden biri, şiddet içerikli oyunların gençlerde ve çocuklarda saldırganlık davranışı üzerindeki etkisidir. Teknoloji çağında olmamız erişimi kolaylaştırır. Şiddet, saldırganlık ve öfke içeren her türlü içeriğe uzun süre maruz kalmak benzer davranışların ortaya çıkmasına neden olur.  Oyunların içeriğinde bulunan karakterlerin şiddet içerikli olması maalesef ki çocuk ve gençlerin şiddet eğilimini arttırır. Oyun içerikleri ve maruz kalınan süre gibi etkenler saldırgan davranışların artmasında rol oynar” ifadelerini kullandı.

Sanal dünya gerçeğinin önüne geçiyor

Günümüzde gençlerin ve çocukların sosyalleşmek yerine internet ve dijital oyunları tercih ettiğini ifade eden Sansür, “Oyun ve teknoloji bağımlılıkları maalesef ki farklı sanal bir dünya oluşturmakta oldukça etkili olmaya başladı. Bu durum sanal dünyanın, gerçek dünyanın önüne geçmesine neden oldu. Ve gerçek dünyadaki aktivitelerden keyif alma oranı azalmaya başladı. Bundan dolayı çocuklar ve gençler, gerçek dünyadaki etkileşimlerden kendilerini soyutlamaya ve toplumsal alanlarda var olmakta oldukça zorlanmaya başladılar.” şeklinde konuştu.

Yasaklamak doğru yöntem değil

Psikolog Ezgi Çiçek ise, teknolojinin ön planda olduğu bir çağda çocukları ve gençlere teknolojiyi yasaklamanın çözüm olmadığının altını çiziyor. Ezgi Çiçek, “Önemli olan oyunların içeriği ve kullanım süresidir. Ebeveynlerin denetimiyle, oyunların eğitsel ve yararlı olması, kullanım sürelerinin takip edilmesi daha faydalı olacaktır. Diğer önemli nokta ise, ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimi ve geçirecekleri kaliteli zamanlardır. İletişim halinde olmak, oluşabilecek problemlere karşı hızlı ve etkili çözüm üretmelerini sağlar. Çocukların ilgisini çekebilecek sosyal ve sanatsal aktivitelere yönlendirmek faydalı olacaktır.  Ailenin bu süreçte kararlı ve tutarlı davranması da oldukça önemlidir.” dedi.

Bağımlıklık belirtileri neler?

Belirtilerin aileler tarafından dikkatli bir şekilde takip edilmesinin gerektiğini belirten Çiçek, “Son 12 aylık süreçte, oyunun diğer ilgi alanlarına ve sosyal aktivitelere göre öncelikli olması, oyun oynama üzerinde kontrolün azalması ve olumsuz sonuçlara rağmen oyunun devam etmesi bizim için oyun bağımlılığı belirtileridir. Bireylerin kişisel, ailesel, sosyal ilişkilerinde bozulmalar meydana gelir ve akademik başarısında düşüş ortaya çıkar. Çocukların ve gençlerin genel davranışlarında öfke, saldırganlık, zarar verme gibi olumsuza yönelen davranışlar gözlemlenebilir. Ancak her oyun oynayan çocuk, oyun bağımlısı değildir. Bu gözlemlenen davranışlar ve sürecin tekrarı bağımlılığın varlığına işaret edebilir. Gerekli durumda uzman desteği alması sağlıklı olacaktır.” sözlerine yer verdi.

Muhabir: Yiğit Sütcü