Batuhan KAY/İz Gazete- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Şehit Asteğmen Kubilay’ın şehit edilişinin 94’üncü yılında yaptığı konuşmada, kılıç salladıkları için TSK’dan ihraç edilmek istenen teğmenlere sahip çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi. Özel, Erdoğan’a ‘Bu milletin gönlünden 31 Mart’ta düştünüz, teğmenleri ihraç ederseniz gözünden de düşerseniz’ diye seslendi.
Özel konuşmasında, şu ifadeleri kullandı:
‘O teğmenler Mustafa Kemal’in teğmenleridir’ diye konuşmasına başlayan Özel, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusundan her sene kara deniz, hava harp okullarında mezuniyetler oluyor. Onlar Mustafa Kemal’in ordusunun taze teğmenleri ve kanlarıdır. Bu sene ilk kez 3’ünün de birincisi genç kadın teğmenlerdi. O görüntüyü gördüğümde, ‘İşte Mustafa Kemal’in ordusu, Türk gençliği, işte Türkiye’de kadın-erkek eşitliğine en çok inanan Mustafa Kemal’in hayaliydi’. O tören oldu bitti, sonra sosyal medya, sonra yazılı basında trol orduları bir linç kampanyasına giriştiler. Böyle bir kampanyanın toplumsal tabanı olmayacağından zaten emindik ama siyasette benimseneceği, bunun üzerinden bir siyasi çıkara tenezzül edileceği, bunun araçsallaştırılacağı ve teğmenlerin yapmış oldukları andı sanki bir disiplinsizlik gibi gösterecekleri aklımın ucundan geçmezdi. Maalesef Cumhurbaşkanlığı koltuğunda bugün oturan Sayın Erdoğan bu işi 8 gün sonra siyaset konusu yapmaya, gencecik teğmenlerin onca emeğini çöpe atmaya, onların geleceğini karartmaya küçücük bir siyasi çıkar uğruna tenezzül etti. Onun tenezzülü diğer taraftan aslında hangi duyguda ayrıştığımızı gösteren önemli bir ayraçtı. Buradan Erdoğan’a bir kez daha sesleniyorum. O teğmenler ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dedi. Mustafa Kemal’in askerleri TSK’nın teğmenleridir, Mustafa Kemal’in teğmenleridir” ifadelerini kullandı.
“Milletin gözünden de düşersiniz”
Teğmenlerin ihraç edilmesi halinde milletin AKP’nin milletin gözünden de düşeceğini söyleyen Özel, “O ordu, Trikopis’in ordusunu yenerek İzmir’den denize dökmüştür. Mustafa Kemal’in askeriyiz diyenler yerine sizin birlikte siyaset yaptığınız, cenazesine 5 bakan yolladığınız, Mustafa Kemal’e ‘ne ölüme ne dirime’ diyen Fesli Deli Kadir’e. Ben kutuplaşmadan yana hiç olmadım ama burada herkes tarafını gösterecek. Ben o gençlerle beraber Mustafa Kemal’in yanındayım, Mustafa Kemal’in askeriyim. Siz takınacağız tutumla hocanız Fesli Deli Kadir gibi Trikopis’in yanında mı Mustafa Kemal’in yanında mı duracaksınız? Sayın Erdoğan’a tam da TSK’de disiplin kurulu toplanmak üzereyken tam da orduda herkes aslında bu ihraçlara biz de karşıyız hatta GK Başkanımız da karşı derken Sayın Erdoğan’a buradan sesleniyorum; eğer o teğmenler şanlı görevlerinden, hele ki dereceyle mezun olmuş o kadın teğmen ve arkadaşları bu ordudan uzaklaştırılırsa o zaman yanlış tarafta durduğunuzu cümle aleme ilan edeceksiniz. Böyle bir hatayı yaparsanız 31 Mart’ta milletin gönlünden düşmüştünüz ama bu hareket sizi milletin gönlünden değil gözünden düşer. Bir daha ne siyaseten ne de insan olarak abad olmaz, makama gelemez, geldiği makamlar geçici olur ancak koltukta oturur ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ülkenin Cumhurbaşkanı, onun kurduğu ordunun sınavlarından tam not almış, sizin elinizden belgesini almış bir teğmeni siyaset uğruna feda ederseniz bu millet bunu unutmaz” diye konuştu.
“Suriye’deki rejimin yıkılmasını kendi başarıları gibi gösterip…”
Özel, Suriye’deki rejim değişikliği hakkında, “Suriye’de eğit-donat-savaşsın dedikleri bir süreçte 13 yıl iç savaş, 5 milyon Suriyeli sığınmacı, 283 şehit, 200 milyar dolar kaybın sonunda Suriye’deki zalim bir rejimin yıkılmasını kendi başarıları gibi göstermeye çalışıp, CHP’ye saldırıp algı yönetimi yapmaya çalışan Erdoğan’a ve partisini şunu söylemek istiyorum. Bu ülkede 283 şehidin de 200 milyar dolar gibi kaynağın kaybedilmesinin de bütün acıların sebebi iş bilmez dış politikaydı. Bir tek adamın çökmesinden zafer çıkmaz ama Suriye’nin geleceği için doğru yöntem, tek adam rejimi yerine güçlü bir parlamento, doğru bir anayasa ve bunun üzerinden tüm ülkeyi temsil eden yönetim anlayışıyla Suriye’ye gelirse, orada da kan durur. Bunun yerine daha 6 yıl önce televizyonların ancak yaptıklarını buzlayarak gösterdiği isimlerin ülkeye hakim olduğu bir süreci yürütme potansiyeli olanlara Türkiye kayıtsız şartsız destek verirse yeni bir felaket olur” ifadelerini kullanarak, Suriye’deki değişime kayıtsız şartsız bir destek verilmemesi gerektiğini kaydetti.
“Acilen barışçıl ve akılcı bir dış politikaya dönülmesi gerektiğini ifade eden Özel, konuşmasını şöyle noktaladı:
Hafta sonu Fas’ta sonuç bildirgesinde dahi Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapan bir meseleyi uluslararası bir metnin içine koymayı ve orada Türkiye’nin hak ve menfaatlerini sonuna kadar savunmayı başardık. Bundan sonra da doğruları söylemeye, Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığımız emaneti sonuna kadar savunmaya devam ettiğimiz gibi tutumumuzu en doğru yerden sürdüreceğiz. Türkiye’ye daha büyük acıların gelmemesi için barışçıl ve akılcı bir politikayı ve Suriyelilerin en kısa sürede memleketlerine döneceği bir süreci yöneteceğiz. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti de sağlam temellerinden dolayı CHP de sağlam temellerinden ve inançlı kadrolarından aldığı gücüyle dimdik ayaktadır.”