CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Dumlupınar'da İlk Hedef Anıtı önünde halka seslendi. Sözlerine 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak başladı. Özel, ''Bu topraklara ev sahipliği yapan, yüreğinde vatan, millet, bayrak sevgisi olan Dumlupınar’ın, Kütahya’nın, Afyon’un, Uşak’ın güzel insanları hepiniz hoşgeldiniz'' dedi. Dumlupınar’da ve çevre illerde yerel seçimlerde elde edilen başarıya değinen Özel, şöyle konuştu:''Yıllardır resmi törenlere katılırız. Partimizi temsil ederiz. Milletvekili olarak, Grup Başkanvekili olarak her seferimde içimde şöyle bir sızı olur; Yahu bu Dumlupınar nasıl olur da ‘İki büyük eserim var; Biri Türkiye Cumhuriyeti ise diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’ dediği Atatürk’ün bu partiden bir belediye başkanı Dumlupınar’da olmaz da nasıl başka partilerden olur. Be nere yanlış yapıyoruz, bu işi nasıl düzeltmeliyiz’ derdim. Sadece Dumlupınar’a değil, Afyon’a, Kütahya’ya, Uşak’a yanardım. Buradan düşmanın denize döküldüğü İzmir’e kadar pek çok ile kendi memleketime yanardım. Ama bugün burada partinin genel başkanı olarak, genel başkan olduktan sonraki ilk seçimlerde sizlerin emeğinizle, birbirinden kıymetli adaylarımız ve örgütümüzün mücadelesiyle bu mahcubiyet ortadan kalktı. Yüreğimde her zaman olan burukluk yerine büyük bir coşku var. Çünkü şimdi artık Zekeriya Yılmaz oturuyor Dumlupınar Belediyesi’nin koltuğunda. Kütahya’yı Eyüp Kahveci’ye, Afyon’u Burcu Köksal’a, Uşak’ı Özkan Yalım’a emanet ettiniz.''
Seneye de oturun ama ondan sonra yerinizde yeller açar
30 Ağustos Zafer Bayramı’na giden süreci ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının mücadelesini anlatarak sözlerine devam eden Özel, şunları söyledi: ''Bu mücadelenin, bu emeğin, bu ölümü göze almanın ve yurdun dört bir yanındaki ayrı ayrı yapıların Anadolu ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri olarak bir araya getirmenin, mücadeleyi Kuva-yi Milliye mücadelesi olarak tek elde birleştirmenin zaferi kazanılıyor. En nihayetinde 9 Eylül’de İzmir’de düşman denize döküldüğünde ‘Geldikleri gibi gidecektir’ denilenler yerlerini bulmuştur. Şimdi o günün yıl dönümünde buradayız. Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunun, nasıl bu savaşın kazanıldığının, ne bedeller ödendiğinin hepimiz farkındayız. Gün, o gün olduğu gibi birlik ve beraberlik içinde olmak gerekir diye düşündük. Her yıl olduğu gibi Dumlupınar’a geldik. 30 Ağustos’ta siyaset olmaz dedik. Resmi program geldi. Mahcup bir şekilde aradılar. ‘Sayın genel başkanım. Protokol konuşmalarında sizin sözünüz yok’ dediler. Amasya’da vardı. Türkiye’nin her yerinde konuşuyoruz. Niye yok? Vali korkuyor. Korksun. Bakandan emir bekliyor, sorsun. Normalde buraya bakan yollamıyorlar. Kardeşim ana muhalefet partisi protokolde üçüncü sırada. Bakanlar çok çok arkada sırada. Burası Ali Yerlikaya’nın babasının yeri, evladının cemiyeti değil. Burası Türkiye Cumhuriyeti’nin töreni. Sen gel otur, biz konuşalım sen dinle. Vallahi emekli öğretmen çocuğu Özgür Özel gocunmaz. Eczacı Özgür Özel oturur da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin genel başkanı sana kendini ezdirir mi orada? Dumlupınar Belediyesi’ni yönetirken de aynı kibir vardı. Şimdi belediye başkanlarımıza da söz vermiyorlar. Oturun Ali Bey, bu sene oturun. Allah nasip ederse seneye de oturun ama ondan sonra yerinizde yeller açar.
Anket firmalarına bastırıyorlar olmuyor. Şimdi formülü bulmuşlar. Özgür Bey her törende konuşuyor. Devlet adabını terk etmiyor. Anıtkabir’de el sıkışmadan geçmiyor. Bu normalleşme onlara yarıyor. Millet onları devleti yönetmeye layık görüyor. Biz çatışmaya geçelim... Tayyip Bey’e ‘Kavga edersek, bizimkiler arkamızda toplanır’ diye akıl vermişler. Diyeceklermiş ki açsın, yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin ama tehlike büyük. Oyu bize vermelisin... Şu yüzlere bir bakın. Ellerimizde bayraklarla resmi törene gidip, konuştuğumuz zaman yalanları boşa çıkacak diye provoke etmek istiyorlar. O mikrofonu alsak alırız. Konuşmayı yapsak yaparız ama CHP olarak kavganın tarafı olamayız. Çünkü biz bu ülkeyi kuran iradeyiz. Biz olmasak o tören olmazdı.''