Gizem TABAN/İZ GAZETE- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin her yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) öncesinde yaptığı kamp Seferihisar’da bir otelde başladı. Seçmen listeleri, sandık güvenliği, seçim hazırlıkları gibi pek çok konunun masaya yatırılacağı ve üç gün boyunca sürecek kamp, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşmasıyla başladı
.
UMUTSUZLUK KİTABIMIZDA YOK
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in selamlama konuşmasında İktisat Kongresi’nin detaylarını anlatırken sarf ettiği, “Derin umutsuzluk ve gelecek kaygıları içinde ve bugünün siyasal ikliminde gelecekte oluşturacağımız siyasi kararlara zemin teşkil edecek talepler, beklentiler ve çözüm önerilerini gündemimize getirmiş olacağız” sözlerine atıf yaparak konuşmasına başladı. Kılıçdaroğlu, “Sayın Soyer konuşurken derin bir umutsuzluktan söz etti, bütün arkadaşlarımızın şundan emin olmasını isterim, bizim kitabımızda umutsuzluk yoktur. Derin bir yoksulluk var ama derin bir umutsuzluk yok. Biz umudu büyütmek, yeşertmek, kimsenin karamsarlığa kapılmayacağı bir ortamı yaratmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar mesajlar şöyle:
BU MİLLET HER ŞEYİN FARKINDA
Salı günü Elazığ’da grup toplantımızı yaptık. Bir gün öncesinde halkı tahrik etmeye çalışan afişler asıldı. Haberi aldığımda dokunmayın kalsın dedim, çünkü bu ülkenin insanı kışkırtmalara, tahriklere kapı aralamayacaktır. Elazığ bize bunu gösterdi, Elazığ bizi kucakladı. Afişleri basan kişi söylüyor, ‘Cumhur İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerin talebiyle yapıldı’ diyor. Bir insan karalamaya halkı tahrik etmeye kalkarsa artık ülkeyi yönetemiyor noktasına gelmiştir. Ülkenin yönetilemediğini biliyoruz. Sadece biz değil her kesimden vatandaş görüyor. Türkiye’yi yönetemiyorlar, Türk Lirası eriyor, görüyoruz. Merkez Bankası’nın banka olmaktan çıktığını, TBMM tarafından Merkez Bankası’na verilen görevin yerine getirilmediğini biliyoruz. Hayat pahalılığını biliyoruz. 128 milyar dolar buharlaştı ama yılbaşından bu yana 75 milyar dolar daha buharlaştı. Tüm bunları sormamız…. Bütçe açığı, dış ticaret açığı kapanmadı. İktidar sahiplerinin de herkesin de bilmesi lazım; kurt geçirdiği kışı bilir ama yaşadığı ayazı unutmaz. Bu millet her şeyin farkındadır. Bizler de farkındayız. Bilinmeyene ışık tutuyoruz. Çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
AKP VE MHP SEÇMENİNE SESLENDİ
Biz faize karşıyız diyorlar, faize karşı olmadıklarını görüyoruz. Tüm arkadaşlarımızın bunları halka anlatması lazım. Bir grup kişiye kaynak aktarıyorlar. İlk 8 ayda bütçeden kur korumalı mevduat dahil ödenen faiz miktarı 250 milyar lira…. Faize karşıyız diyorlar ama bütçenin 250 milyarını faize veriyorlar. Gerçeği herkese anlatmak zorundayız. Gerçeği anlattığımızda toplumsal desteği çekeceğimizi düşünüyorum. Gittiğimiz her yerde çiftçi arkadaşlarınıza şunu söyleyin; hakkınızı teslim etmiyorlar, milli gelirin yüzde 1’i oranında size pay verilmesi gerekir vermiyorlar ama halkın iktidarı olduğumuzda size bunu vereceğiz. Bir garabete imza attılar. Merkez Bankası faizlerde 13’ten 12’ye indi. Ak Parti’ye, MHP’ye oy veren tüm kardeşlerime sesleniyorum; gidin bir bankaya ister kamu ister özel, kredi çekmek istediğinizi söyleyin, bakın bakalım yüzde 12 faizle verecekler mi? Vermeyecekler. Bankaların geliri bir yılda yüzde 500 arttı. Esnafa, çiftçiye, asgari ücretliye, memura, emekliye soruyorum; sizin geliriniz bir yılda yüzde 500 arttı mı? O zaman oturup düşüneceksiniz. Bu iktidar kime hizmet ediyor diye düşüneceksiniz. Bu tabloyu değiştireceğiz.
BOYNUMUN BORCUDUR
Bize katılın, beraber değiştireceğiz. Bu ülkeye aydınlığı getireceğiz. Siyasetçi halkına güven vermek istiyorsa halkın ödediği vergilerin her kuruşunun hesabını millet vermelidir, bunun hesabını millete vermiyorsa onun amacı niyeti başkadır. Var olan iktidar bir avuç azınlığa milyarlarca lira aktarıyor. Dini kullanarak yapıyorlar. Herkesin inancına yaşam tarzına saygılıyız ama millete yalan söylemek bizim kitabımızda yoktur. Allah nasip eder iktidar olursa herkes görecek; saydam devletin, demokrasinin, halka hesap vermenin ne olduğunu, devlette liyakatin nasıl olduğunu görecek. 85 milyon insanın karnının doyması için çiftçiyi toprağa küstürmeyeceksiniz. Devlet yönetimi böyle olmaz. Pamuk ve şeker pancarı fiyatları hala belirlenmedi. 34 yıl sonra bu ülke şeker ithal ediyor. Bu nasıl milliyetçilik anlayışıdır? Üreten çiftçi var, ürettirmiyorsun, elini kolunu bağlıyorsun. Dışarıdan şeker getiriyorsun. Bu millete sözüm var, bunun ahını almak benim boynumun borcudur. Dünyada bir numaradayız fındıkta, fındığı bir İtalyan firmasına teslim ettiler. Bunların tamamını çözeceğiz.
AYRIMCILIK YAPMAYACAĞIZ
Halkın desteğiyle iktidar olduğumuzda sanayicinin hangi partiye ilgi duyduğuna bakılmaksızın, kim üretiyorsa kim ülkesine gelir kazandırıyorsa bizim başımızın üzerinde yeri olacak. Biz onlar gibi ayrımcılık yapmayacağız. 2011’de 34 bin 982, koruma altına alınmadan aile yanında destek verilen çocuk sayısı… 2017’de bu rakam 104 bin 729’a açıktı, 2022 temmuz ayında 147 bini aştı. Türkiye gelişiyor diyorlar ya, yoksulluğu bitirdik diyorlar ya... 147 bin çocuğa aile yanında destek verilen bir süreçteyiz. Bu böyle devam ederse bu rakam artacak. Bize çok büyük görevler düşüyor. CHP olarak tarihi sorumluluğu bilmek, o sorumluluğu yerine getirmek zorundayız. Toplumun her kesimini kucaklamak zorundayız.
HALKIN ARASINA GİREMİYORLAR
Öyle bir noktaya geldiler ki, AK Parti’nin ve MHP’nin il başkanları, milletvekilleri, ilçe başkanları, kadın ve gençlik kolu başkanları, halkın arasına giremeyecek noktaya geldiler. Gidemiyorlar, dert dinleyemiyorlar çünkü onların hiçbirinin yetkisi yok ve yeni bir şey söylemiyorlar. Devletin iradesi tek bir kişiye bağlanmaz. İl başkanı, milletvekilleri, kadın kolları, gençlik kollarının yapamadığı işi devlet memurlarına yaptırmak istiyor. Devlet memurlarını görevlendiriyorlar, siz gidin anlatın diyorlar. Devlet memurları sarayın kölesi değildir, devletin memurudur. Onlara da sesleniyorum; siz sarayın memuru değilsiniz, siyasi partinin memuru değilsiniz, siz onurlu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin memurlarsınız. Saray memurları ayrı, sarayın savcıları hakimleri ayrı, ama onurlu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin savcıları, hakimleri, memurları ayrı… Saraya koşulsuz biat edenlerin ne olacağını ileride tarih yazacak… Devletin saygınlığını koruyan tüm memurları baş tacı yapacağız.
BİZE KATILIN, BERABER ÇÖZECEĞİZ
Çok sorun var, sorunları biliyoruz. Her gittiğimiz yerde diyeceğiz ki hiç meraklanmayın; atama bekleyen öğretmenler bizi bekleyin ama bize katılacaksınız, sorunları beraber çözeceğiz, atama bekleyen sağlıkçılar engelliler, bizi bekleyeceksiniz ve bize katılacaksınız beraber çözeceğiz diyeceğiz. Boğaziçi’ndeki hocalar, öğrenciler sizler de katılacaksınız, bütün üniversiteleri özgür ve özerk kılacağız.
ARTIK KARAR VERİN…
Bazen çok fazla bir şey söylemeye gerek yok, hepimiz biliyoruz, sokaktaki vatandaşımız da biliyor. Herkesi ezen sisteme beraber direnmek zorundayız. Direneceğiz ki, bizden sonra geleceklere güzel bir Türkiye bırakabilelim. Bu saray iktidarı artık memlekete verecek bir şeyi olmadığını gayet iyi biliyor. Oligarklarıyla, havuz medyasıyla, yandaşlarıyla çalışıyor. O bütün bunları maddi güçle yapmaya çalışsın, biz cesaretle çalışacağız. Bu tabloyu düzeltmek zorundayız. Ben sürekli yürümeye ve ilerlemeye kararlıyım. Ve hiçbir şey beni inandığım yoldan geri çeviremez. Bu ülkeyi sevenlerin, gerçek vatanseverin duaları ve umutları her yerde bizimle birlikte yürüyor. Buna inanın… Bu mücadelede halk düşmanlarını birlikte yeneceğiz. Özgürlük, doğruluk ve adalete susamış halkımıza kurtuluşu beraber getireceğiz. Ama şunu da bilmek zorundayım; siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini görüyorum. Ama artık karar verin, bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz? Benimleyseniz, benimle olduğunuzu da artık hissetmek istiyorum. Sırtımı size yaslayacağımı bilmek istiyorum.
‘İZMİR’DEN SÖZ VERİYORUZ’
Programda konuşan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir olarak bu toplantıya ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını belirterek, “Tüm İzmirli hemşerilerimizle birlikte bu toplantıya ev sahipliği yapmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu önemli organizasyonun; artık ayak seslerini iyiden iyiye duyduğumuz, kurulacağı gün için milletimizin adeta gün saydığı Millet iktidarına ve inançla ifade ediyorum ki, milyonların ve bizlerin gönlünden geçtiği gibi, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanlığına giden yolda bir mihenk taşı olacağına yürekten inanıyoruz. İzmir olarak, bu yolda hem örgütümüzle hem de İzmirli vatandaşlarımızla birlikte, üzerimize düşeni yıllardır yaptığımız gibi, çok daha fazlasını yapmaya hazırız. İzmir, geçmişte olduğu gibi bugün de Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyet değerlerine, özgürlük ve bağımsızlığa bağlılığı üzerinden ve elbette, yandaşa değil, halk için çalışan yerel yönetimleri ve belediye başkanlarımız üzerinden, kendisiyle hesaplaşmaya girenlerin hesabını görmeye, İzmir’e şaşı bakanları, yan bakanları bir kez daha sandığa gömmeye kararlıdır. CHP İzmir İl Örgütü olarak; hiç dinlenmemek üzere çıktığımız bu yolda, önümüze çıkan engelleri, azim ve kararlılıkla bir bir aşmaya devam ediyoruz. Partimiz ve Türkiye için son derece önemli olan ve İzmir’in ev sahipliğinde gerçekleşen bu organizasyon, bizlere hem büyük bir güç hem de büyük bir sorumluluk vermiştir. Bu sorumluluk duygusuyla, İzmir’den sizlere söz veriyoruz; Genel başkanımızın, ülkenin karanlık günlerden kurtulması için attığı her adımın ve Milletvekillerimizin 81 ilimizdeki çalışmalarında akıttıkları alın terinin, her damlasının İzmir’de hakkını vereceğiz” açıklamalarında bulundu.
‘TARİHİ MİSYONU ÜSTLENMEK…’
Yüzüncü yılında tekrar düzenlenecek olan İzmir İktisat Kongresi ile ilgili yaptıkları çalışmalardan bahseden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de şunları söyledi: “100 yıl, ülkelerin tarihinde çok önemli bir kilometre taşıdır. Kuruluşun ve kurtuluşun şehri İzmir, 100’üncü yılı elbette bu unvana layık bir şekilde kutlamalıydı. O nedenle ‘Kurtuluşun Şehri’ derken 9 Eylül’dür. ‘Kuruluşun Şehri’ derken 17 Şubat, İktisat Kongresi’dir. 9 Eylül 1922’yi 100 yıl sonra nasıl büyük bir gurur ve coşkuyla kutladıysak, 17 Şubat 1923’ten 100 yıl sonra 17 Şubat 2023’ü de 100 yıl sonra anlamına ve içeriğine uygun olarak aynı coşku ve görkemle kutlamaya hazırlanıyoruz. Aslında 100’üncü yıllarda mutlaka yeni bir yüzyıla girerken geçmiş yüzyılla ilgili bir değerlendirme yapmak gerekir. Tarihe bakmayı biraz araba kullanırken dikiz aynasına bakmaya benzetiyorum. Kazasız, belasız gitmek için mutlaka arada bir dikiz aynasına bakmak gerekir. Bizim de yapmak istediğimiz aslında bu, İktisat Kongresi’nin 100’üncü yılı vesilesiyle…. 100 yıl önce yani kurtuluştan beş ay sonra… Düşünün, 3,5 yıl süren işgal, arkasından büyük yangın ve beş ay sonra adeta küllerinden doğacak bir devleti yaratmak için düzenlenen kongre… Bu İktisat Kongresi, henüz Lozan Anlaşması’nın müzakereleri bitmemiş, henüz yeni Cumhuriyet kurulmamış ve yangın yeri bir şehirde düzenleniyor. Gelecek 100 yılın, Cumhuriyet’in iktisat politikalarını belirlemek için düzenleniyor. İzmir’de düzenlenmesinin birçok sebebi var belki ama bizi ilgilendiren kısmı bu tarihi misyonu bugün de üstlenmek. O günkü İktisat Kongresi’ne Türkiye’nin her yerinden bin 135 delege katılıyor. Azerbaycan ve Rusya Büyükelçileri de katılımcılar arasında. Biz de uzun çalışmalardan sonra bu süreci başlattık. 10 Ağustos’ta işçi ve çiftçi buluşmalarının ilkini tamamladık, 23 Ağustos’ta tüccar ve sanayici buluşmalarını gerçekleştirdik. Bu önümüzdeki zaman dilimi içinde dört ayrı grupla buluşmayı sürdürüyor olacağız. İlk toplantılarda oluşan verileri akademisyenler eşliğinde tartışacağız. Bunlar, ‘Birbirimizden Razıyız Masası’, ‘Doğa Masası’, ‘Tarih Masası’ ve ‘Gelecek Masası’ olacak. Çok farklı disiplinlerden akademisyenlerin bir araya gelerek bu katılımcıların oluşturdukları talepleri, çözüm önerilerini bilimsel disiplinler içerisinde tartışacakları platformlar oluşturacağız. Özetle, ikinci safhasına başladığımız bu sürece iki de ilavemiz olacak. İki yurttaş forumu düzenliyoruz. Bu derin umutsuzluk ve gelecek kaygıları içinde ve bugünün siyasal ikliminde gelecekte oluşturacağımız siyasi kararlara zemin teşkil edecek talepler, beklentiler ve çözüm önerilerini gündemimize getirmiş olacağız. Türkiye’nin geleceğine ışık tutacak ve CHP’nin iktidarında elinde bulunduracağı bütün bu dökümanları yolumuzu aydınlatacak bir katkı olarak değerlendiriyoruz.”
‘SONUNA KADAR SİZİNLEYİZ’
Son olarak, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na da seslenen Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Bu yolculukta İzmir her daim yanınızda olmaya devam edecektir. Varlığınız ve liderliğinizden ilham alıyor, moral buluyor, güç ve çalışma azmi duyuyoruz. Ayağınıza taş değmesin, milletvekili arkadaşlarımızla beraber bizi geleceğe taşıyacak yolculuğunuzda asla yorgunluk, yılgınlık olmadan devam edin. Arkanızdayız, yanınızdayız, sonuna kadar sizinle beraberiz” diye konuştu.