Türkiye’de gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri sonrasında siyaset arenası hareketlendi. Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) değişim tartışmaları başlarken, İYİ Parti Millet İttifakı’ndan ayrılış sinyali verdi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise yerel seçimde her ilde ve büyükşehirlerde kendi adaylarını çıkaracaklarını açıkladı. İYİ Parti ve HDP’nin kendi adayını çıkarma kararının yerel seçimde İzmir’de uzun yıllardır iktidar olan CHP açısından nasıl bir etki yaratacağı merak konusu oldu. Söz konusu gelişmeleri değerlendiren Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun CHP’deki değişim tartışmalarının partiye yerel seçimde zarar verip vermeyeceğini de yorumladı.
İzmir'de AKP'nin adayı kazanabilir mi?
İYİ Parti ve HDP’nin İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kendi adaylarını çıkarması durumunda yerel seçimin CHP açısından riske girip girmeyeceğine yönelik soruyu yanıtlayan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “İYİ Parti ile ittifakın olmayacağı anlaşılıyor ama ittifakın olmaması bir seçim iş birliğinin yapılmayacağı anlamına gelmez. HDP, kendi adaylarıyla seçime katılacağına ilişkin açıklama yaptı ama seçime daha uzun bir sürer var. Bence CHP’deki gelişmeleri izleyecekler ve ona göre bir pozisyon alacaklar. İzmir’de kendi adaylarını çıkarsalar da şiddetli bir siyasal kutuplaşma dolayısıyla kendi adaylarına yönelen seçmen dışında hem İYİ Parti seçmeninden hem HDP seçmeninden CHP adayına bir yönelim olabilir. İzmir’de CHP’nin göstereceği adayın kazanma olasılığının yüksek olduğunu görüyorum. Çünkü azımsanmayacak bir oy makası var. İzmir’de ancak HDP ve İYİ Parti seçmeninin blok olarak AKP’nin adayını desteklemesi durumunda AKP’nin aday kazanır. Çünkü CHP ve AKP arasında 10 puanın üzerinde bir oy farkı var. AKP ve MHP’nin 14 Mayıs seçimlerinde oylarında bir miktar düşüş var, CHP ise oylarını önemli ölçüde koruyor. İYİ Parti ile HDP’nin toplam oyu da 16-17 puan… Eğer bu iki parti blok olarak MHP seçmeniyle de birlikte AKP adayına oy verirse o takdirde AKP’nin adayı kazanabilir. Ancak İYİ Parti seçmeni ile HDP seçmeninin blok olarak AKP’yi destekleme ihtimali çok düşük… Çünkü HDP seçmeni ve İYİ Parti seçmeninin önemli bir kısmı ile AKP seçmeni siyasal ve kültürel değerler anlamında farklılaşıyor. Bu siyasal değerleri yok sayamayız. O yüzden blok halinde bir geçişin olması mümkün değil. Dolayısıyla CHP her koşulda daha avantajı…” açıklamalarında bulundu.
Başkanların performansı etkili olacak
Yerel seçimde belediye başkanlarının performanslarının da seçmen üzerinde etkili olacağını belirten Prof. Dr. Tosun, “Özellikle ilçe belediyelerinde hem belediye başkanlığı hem de belediye meclis üyeliklerinde performans önemli olacaktır. Belediye başkanlığında bir oy fazla alan seçiliyor ama belediye meclis üyeliklerinde önce geçerli oyların yüzde 10’u her partiden düşülüyor, sonrasında nispi temsil esasına göre meclis üyelikleri dağılıyor. O yüzden bazı ilçe belediye başkanlıkları ve ilçe belediye meclis üyeliklerinde birtakım oynamalar olabilir ama Büyükşehir örneğinde çok zor… Siyasal ve kültürel anlamdaki politik mesafe hem İYİ Parti’nin hem HDP’nin AKP’ye karşı açık ve bu mesafenim açık olması Büyükşehir Belediye Başkanlığında AKP’ye seçim kazandırması kolay değil… CHP açısından bu anlamda risk olduğunu düşünmüyorum. İzmir örneğinde seçmende; parti bağı ve ideolojik referanslar öncelikle etkili olacaktır ancak seçmen, belediye başkanlarının hizmet performanslarına da bakacaktır. Genel seçimde seçmenin, partisinin işaret ettiği aday dışında başka bir adaya yönelmesi kolay değil ama yerel seçimde hizmet performansı ve memnuniyet etkili olacaktır AKP, toplumsal desteği çok yüksek yıldız bir adayla seçime girerse İYİ Parti ve HDP seçmeninden bir miktar oy çekebilir ama İzmir’de seçmenin oy verme davranışında; hizmet performansı ve belediye başkanın imajına ilişkin algı kadar ideolojik referanslar ve yaşam tarzı üzerinden kültürel referanslar etkili…” diye konuştu.
Değişim uyarısı: Seçmen bölünebilir
Prof. Dr. Tosun, ‘CHP’deki değişim tartışmaları yerel seçimde partiyi olumsuz etkiler mi?’ sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Değişim tartışmalarına adı geçen tüm aktörler yol haritasını bir an önce açıklamalı. Çünkü bu iş ne kadar uzarsa seçmenin zihni o kadar karışıyor. Bu belirsizlik İzmir örneğinde çok etkili olmaz ama İstanbul ve Ankara başta olmak üzere diğer büyük kentlerde ve CHP’li olmayıp CHP’ye oy vermiş seçmen nezdinde birtakım olumsuz algıların üremesine yol açıyor. Yol haritası olmadığı için seçmen için soru işaretleri doğuyor, doğan her soru, kaçınılmaz olarak CHP açısından potansiyel bir risk oluşturuyor. Bu yol haritasının en kısa sürede netleşmesi gerekiyor. Çünkü seçim sonrasında seçmene doyurucu açıklamalar yapılmadı, bir de yol haritasının belirsiz olması zarar veriyor. Kurultayın ne zaman olacağı da net değil, yerel seçimden önce mi sonra mı olacak belli değil. Onun da netleşmesi gerekiyor. Çok adaylı bir kurultay CHP açısından birtakım olumsuz sonuçlara yol açabilir. Çünkü parti yönetimi, parti delege yapısı bölünüyor. Seçmen de bölünebilir. Böyle bir risk var. CHP’nin bu süreçten yara almadan çıkması yerel seçimler açısından önemli…”
Gizem TABAN
Muhabir/Politika haberleri/izgazete.net