Şubat ayının başında Ege Denizi'nde 4.4 büyüklüğündeki depremle başlayan sismik hareketlilik sürüyor. Uzmanlar, bölgede yaşanan depremlerin volkanik kökenli olduğunu belirtirken, tsunami ve volkan patlaması senaryoları da gündeme geliyor. Deprem fırtınasının etkileri ve olası riskleri merak konusu olurken, Prof. Dr. Şükrü Ersoy bu sarsıntıların 5.5 büyüklüğünü aşmayacağını vurguladı.
Depremler volkanik kaynaklı
Deprem fırtınasını değerlendiren Prof. Dr. Ersoy, bu hareketliliğin tektonik değil, volkanik kökenli olduğunu belirtti. “1 Şubat’ta 4.4 büyüklüğünde bir deprem yaşandı ve Santorini’nin hemen yanında meydana geldi. Bu tür depremler, magmatik hareketlerin sonucu olarak ortaya çıkıyor ve volkan doğmadan önce yaşanan ‘doğum sancılarına’ benziyor. Şu ana kadar yaşanan tüm depremler volkanik kaynaklı” ifadelerini kullandı.
Bölgedeki sarsıntıların büyük çaplı bir deprem yaratmayacağını dile getiren Ersoy, “Bu depremler 5.5 büyüklüğünü geçmez. Eğer daha büyük bir deprem yaşanırsa, bu durumun volkanik değil, tektonik bir nedeni olacaktır” dedi.
Santorini çevresinde volkanik hareketlilik
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Santorini çevresindeki volkanik hareketliliğe dikkat çekerek, burada volkanik bir faaliyet olasılığının bulunduğunu ancak bunun hemen bir patlamaya yol açmayacağını belirtti. “Bölgedeki volkanizma süreci önce sıcak su ve gaz çıkışları gibi belirtiler gösterebilir. Eğer ilerleyen süreçte püskürme yaşanırsa, çıkan küller Yunan adalarının yanı sıra Türkiye’nin Güneybatı kıyılarına da ulaşabilir. Ancak lav akıntısının Türkiye’ye kadar ulaşması beklenmiyor” şeklinde konuştu.
Tsunami olur mu?
Ege’deki sarsıntıların ardından tsunami ihtimali de gündeme geldi. Prof. Dr. Ersoy, bu konuda net bir açıklama yaparak, “Volkanik hareketlenmenin hemen bir tsunamiye yol açması beklenmez. Tsunami oluşabilmesi için denizaltı heyelanlarının tetiklenmesi ya da 7 büyüklüğünde bir depremin meydana gelmesi gerekir” dedi. Ancak olası senaryolara karşı Türkiye kıyılarında AFAD tarafından siren sistemlerinin kurulduğunu ve vatandaşların bilgilendirildiğini belirtti.
Türkiye'nin dibinde de benzer tehlike var
Prof. Dr. Ersoy, sadece Santorini’de değil, Türkiye’nin hemen yanında da benzer bir durum yaşanabileceğine dikkat çekti. “Datça’ya yakın Nisiros Adası’nda da benzer volkanik hareketlilik olabilir. 1995 yılında burada 5.3 büyüklüğüne ulaşan sarsıntılar kaydedildi ancak herhangi bir püskürme yaşanmadı” dedi.
Türkiye’de suskun volkanlar harekete geçebilir
Türkiye’nin de volkanik bölgeler barındırdığını belirten Ersoy, bu yanardağların tamamen sönmediğini vurguladı. “Ülkemizde 14 volkanik bölge bulunuyor. Hasandağı, Erciyes, Nemrut, Süphan, Tendürek ve Ağrı Dağı gibi volkanların geçmişte aktif olduğu biliniyor. Çatalhöyük’teki 6200 yıl öncesine ait çizimler de Hasandağı’nın püskürdüğünü gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Depremler ve volkanik hareketlilikle yaşamanın yollarını öğrenmemiz gerektiğini belirten Ersoy, “Bu tür olayları önceden tespit edebilmek için izleme istasyonları kurulmalı ve sürekli ölçümler yapılmalıdır. Böylece olası risklere karşı önlem almak mümkün olur” dedi.