BATUHAN KAYA/ İZ GAZETE- Dün İzmir Şehir Hastanesi’nde bir hastanın acil servisi pompalı tüfekle basması, hekim ve sağlık çalışanlarını rehin alması üzerine, İzmir Sağlık Platformu; İzmir Şehir Hastanesi poliklinikleri önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İş bırakan hekim ve sağlık çalışanları “Şiddet varsa hizmet yok” sloganıyla Başhekimlik önüne yürüdü.
Uyarılara bile cevap yok
Platform adına basın açıklamasını İzmir Tabi Odası Başkanı Süleyman Kaynak gerçekleştirdi. Kaynak açıklamasında, “Bu ülkede her gün en az 80 beyaz kod verilen, son 10 yılda bildirilen 110 bin sağlıkta şiddet olayı rastlantı değildir, asla maruz görülemez, asla hiçbir bahanenin arkasına gizlenemez. Sağlık kurumlarında, sıradan bir AVM’deki güvenlik önlemleri bile alınmamakta, Sağlık Bakanlığı bu konuda yapılan uyarılara cevap bile vermemektedir. Siyasetçilerin, yasama organının konuya ilgisizliği dikkat çekicidir. TBMM de 1 Ağustos 2022’de yapılması teklif edilen “Sağlıkta Şiddet “ özel oturumu önerisine karşı tavır alan milletvekilleri, genel kurul salonuna girmeden kuliste oturmuş ve özel gündemli toplantının gerçekleşmesini engellemişlerdir” ifadelerini kullandı.
Çağrılar yine duyulmadı
Dün yaşanan olayda bir katliam olmamasını tesadüf olarak niteleyen Kaynak, “Daha bir hafta önce 17 Nisan’da sağlık terörüne kurban verdiğimiz Dr. Ersin Arslan’ı anarken yetkilileri, bakanlığı şiddete karşı önlem alınması için göreve çağırmıştık. Yıllardır dillendirdiğimiz bu çağrılar yine duyulmadı. Adeta görünmez olduk idareciler tarafından! Dün bir katliamın olmaması, bütünüyle tesadüfidir. Ancak hekimlerin ve sağlık çalışanlarının endişeleri, kaygıları sürmektedir. Ülkemizdeki her sağlık çalışanını tehdit eden Sağlıkta Şiddet karşısında kamu yöneticileri olaya seyirci olmaktan öteye gitmemektedir. Çünkü sağlıkta şiddet, tıkanmış olan sağlık sisteminin siyasetçiler ve kamu yöneticilerinin tepkiyi kendilerinden uzak tutmak için yararlandıkları bir enstrümandır” dedi.
Bakanlık ne yaptı?
Sağlık Bakanlığı'nın sağlıkta şiddeti engellemek için ne yaptığını soran Kaynak, “Dün İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne silahla gelen şahısın silahına el konulup serbest bırakılmış olması durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Şimdiye kadar sağlık kuruluşlarında şiddeti önleme adına birkaç göstermelik acil durum butonu koymaktan, birkaç hastaneye göstermelik -çalışmayan veya herkesin elini kolunu sallayarak geçtiği X-ışını cihazları koymaktan başka ne yaptı Sağlık Bakanlığı? Kurumlara girişte denetleme yapılmadan gerçek anlamda çalışan güvenliği sağlanabilir mi? Yetersiz ve yetkisiz güvenlik elemanları ile bu işin çözülemeyeceği ortadadır. Hastane polislerinin ve güvenlik görevlilerinin sayısı ve yetkileri mutlaka arttırılmalıdır. İşe yaramayan göstermelik X-ışın cihazları yerine her giriş noktasında denetimli geçiş kontrolü sağlayan aktif güvenlik elemanları görevlendirilmelidir” diye konuştu.
Artık bir gün bile beklemeyeceğiz
Sağlıkta şiddettin durması için bir gün dahi beklemeyeceklerini söyleyen Kaynak, “Sağlıkta Dönüşüm Programı diye sunulan ve artık tıkanmış olan, her şeyi 3’üncü basamakta çözerim iddiası ile birinci ve ikinci basamağı ihmal eden, hekimlere ve sağlık çalışanlarına üvey evlat muamelesi yapan sistemin terkedilmesi ve bilimsel ölçeklerle, sağlık meslek örgütleriyle birlikte sağlık sisteminin yeniden inşası için harekete geçilmelidir. Sosyal devlet ilkeleri çerçevesinde herkese eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmeti sunabilecek bir sistem yeniden kurulmalıdır. Adil bir hukuk sistemi çerçevesinde Sağlıkta şiddeti önleyecek yasal düzenlemeler geciktirilmeden yaşama geçirilmelidir. Sağlıkta şiddet için önlem alınmadıkça, sağlık çalışanlarına insani çalışma koşulları sağlanmadıkça, sağlık hizmeti verilemez, verilmesi beklenemez” şeklinde konuştu.
Ya çözeceksiniz ya gideceksiniz
Ses İzmir 2 Nolu Şube Eş Başkanı Başak Edge Gürkan, sağlıkta şiddetin sorumlusu olarak AKP hükümetini işaret etti. Gürkan, “Sağlıkta dönüşüm programıyla hastalarımıza müşteri, müşteri her zaman haklıdır dediler, cezasızlık politikasıyla şiddeti desteklediler. Hastaneleri açarken yüzde 70 hasta garantisiyle açıyoruz dediler. Gelen hastalar da bizlere her şeyi yapma hakkını böyle böyle gördüler. Dün, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nden burada çok da büyük bir şiddet vakası olmadığına dair açıklama yapıldı. Biz bunları kabul etmiyoruz. İl Sağlık Müdürlüğü bizim can yükümlülüğümüzü sağlamak zorundadır bugün buraya gelip hizmet alamayan hastaların mağduriyetinin nedeni sizsiniz. Buradan İzmir İl Sağlık Müdürü’ne, Sağlık Bakanı’na ve şiddetin nedeni olanlara sesleniyoruz. Bizler burada can güvenliğimiz olmadan çalışamayacaksak siz hiçbiriniz rahat yataklarınızda uyuyamayacaksınız. Sağlıkta şiddet meselesi çözülene ve hastanelerde can güvenliğimiz sağlanana kadar biz bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. ‘Giderlerse gitsinler’ diyenlere hatırlatıyoruz. Biz buradayız, mücadeleye devam ediyoruz. Siz, bizim sorunlarımızı çözmekle yükümlüsünüz. Ya çözeceksiniz ya gideceksiniz” dedi.
İnşallah çocuğunuz doktor olur
Dün acil serviste yaşanan şiddet olayının tanık ve mağdurlarından olan Hekim Birliği Sendikası İzmir Şehir Hastanesi Temsilcisi KBB Asistanı Türkalp Yıldız “Dün bizim yaşadığımız 26 yaşında bir genç kadının elini kolunu sallayarak gelen bir terörist tarafından tehdit edilmesidir. Şu an arkadaşımızın psikolojik sorunları mevcuttur. Olayların içini boşaltmamak gerekiyor. Eğer birisine beddua etmek istiyorsanız çoluğunuz çocuğunuz doktor olsun deyin” diye konuştu.