Suriye Milli Ordusu’nun Süleyman Şah Türbesi çevresine kadar ilerlediği bildirildi. Terör örgütü PKK/YPG’nin işgali altındaki Münbiç’i kurtaran ordu, Ayn El Arab’a uzanan stratejik Karakozak Köprüsü’nü kontrol altına aldı. Peki, Süleyman Şah Türbesi nerede? Süleyman Şah Türbesi'nin önemi nedir?
Süleyman Şah Türbesi nerede?
Süleyman Şah Türbesi ve ona eşlik eden Süleyman Şah Saygı Karakolu, Türkiye’nin sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçası olarak dikkat çekmektedir. Suriye'nin Halep iline bağlı Eşme köyü sınırlarında bulunan bu alan, uluslararası hukuk açısından Türkiye'nin egemenliği altında bulunan bir eksklav statüsüne sahiptir. Türbe, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi’nin atası olduğuna inanılan Süleyman Şah’ın ve iki askerinin naaşlarını barındırmaktadır. Tarihi ve manevi önemiyle Türkiye için büyük bir değer taşıyan Süleyman Şah Türbesi, geçmişten günümüze bölgedeki stratejik ve sembolik önemini korumaktadır.
Eksklav bölge, Türkiye ile Suriye arasında yıllardır süren gerginlikler nedeniyle zaman zaman uluslararası gündemin de odak noktası haline gelmektedir. Türkiye’nin bu toprak parçasındaki egemenliği, 1921 Ankara Antlaşması ile Fransa tarafından tanınmış ve o tarihten itibaren süregelmiştir.
Süleyman Şah Türbesi'nin önemi nedir?
Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun Sultanı Alp Arslan’ın Malazgirt Meydan Muharebesi sonrası batıya yönelen Oğuz boyları arasında, Süleyman Şah liderliğindeki Kayı boyu da bulunmaktaydı. Tarihi kayıtlara göre Süleyman Şah, yeni bir yurt arayışıyla çıktığı yolculukta Halep yakınlarındaki Caber Kalesi’ne ulaşmış ve bir süre Fırat Nehri çevresinde yerleşmiştir. Ancak 1227 yılında Fırat Nehri’ni geçmeye çalışırken muhafızlarıyla birlikte boğulmuştur. Cenazesi ve iki askeri, Caber Kalesi eteklerinde bir kümbete defnedilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Süleyman Şah’ın mezarı, “Türk Mezarı” adıyla bilinen bir türbe ile anılmıştır. Ancak Osmanlı’nın yıkılmasının ardından türbe, Fransız Suriye Mandası sınırları içinde kalmıştır.
20 Ekim 1921’de Türkiye ile Fransa arasında imzalanan Ankara Antlaşması, türbenin statüsünü belirledi. Anlaşmanın 9. maddesi, türbe ve çevresinin Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul edilmesini ve Türkiye'nin burada bayrağını dalgalandırıp muhafız bulundurmasını garanti altına almıştır. 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşması da bu durumu teyit etmiştir. Ankara Antlaşması müzakereleri sırasında son Osmanlı Halifesi Abdülmecid Efendi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir mektup yazarak Süleyman Şah’ın mezarına gösterilen ilgiden dolayı teşekkür etmiştir. Türbede yatan Süleyman Şah’ın kimliği üzerine tarihçiler arasında çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre bu kişi, Osman Gazi’nin ecdadından Süleyman Şah değil, Selçuklu sultanı I. Kılıç Arslan’ın babası I. Süleyman Şah olabilir. Tarihçi Erhan Afyoncu, Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın mezarının Halep Kapısı’nda bulunduğunu, Caber Kalesi'nin ise Süleyman Şah’ın ölümünden sonra Selçuklular tarafından ele geçirildiğini belirtmiştir.