Rus bilim insanları, Sibirya'nın uzak Yakutistan bölgesinde, donmuş toprakların içinde bulunan 50.000 yıllık yavru mamut kalıntılarını gün ışığına çıkardı. Bu keşif; yalnızca antik özellikleriyle değil, aynı zamanda günümüze geliş biçimiyle de büyük bir öneme sahip. Yana adı verilen mamutun kalıntıları; Batagaika kraterinde, dünyanın en büyük permafrost(donmuş toprak) alanında bulundu. Eşsiz şekilde korunmuş olan yavru mamut, bilim insanlarına binlerce yıl önceki iklim ve çevre koşulları hakkında paha biçilmez bilgiler sunuyor.

Yana'nın boyu 120 cm, uzunluğu ise 200 cm. Ağırlığının ise 100 kilogramın üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Öldüğünde sadece bir yaşında olduğu belirlenen Yana, mamutların yaşam döngüsünde erken bir yaşta ölmüş ve bunun sonucunda mükemmel şekilde korunmuş. Bu, dünyada şimdiye kadar bulunan en iyi korunmuş mamut leşi olarak kayıtlara geçti.

En önemli bulgulardan biri

Son yıllarda iklim değişikliği nedeniyle, Sibirya'nın geniş donmuş toprakları çözülmeye başladı. Bu durum, eski çağlara ait birçok tarihî buluntunun gün yüzüne çıkmasına neden oluyor. Yana'nın keşfi, bu süreçte ortaya çıkan en önemli bulgulardan biri olarak dikkat çekiyor. Rusya'da ve Kanada'da şimdiye kadar yalnızca altı benzer keşif yapılmışken, Yana, en iyi korunmuş örneklerden biri olarak biliniyor.

Batagaika kraterinde yapılan bu keşif, bölge sakinlerinin doğru zamanda doğru yerde olmalarının bir sonucu olarak gerçekleşti. Bölgedeki yerel halk, mamutun neredeyse tamamen ortaya çıktığını fark ettiğinde, onu yüzeye çıkarmak için derme çatma bir sedye yaparak yardım etti. Lazarev Mamut Müzesi Laboratuvarı Başkanı Maxim Cherpasov, bu anı şöyle tanımlıyor: “Yerel halk doğru zamanda doğru yerdeydi. Mamutun vücudunun ilk çözülen kısmı, çoğunlukla modern yırtıcılar veya kuşlar tarafından yenmiş olsa da, başı oldukça iyi korunmuş.”

Zamanın etkilerinden korunmuş

Mamutun bu denli iyi korunmuş olması, muhtemelen bataklıkta sıkışmış olmasından kaynaklanıyor. Mamut, bu şekilde on binlerce yıl boyunca donmuş topraklarda kalmış ve zamanın etkilerinden büyük ölçüde korunmuş. Yana'nın kalıntıları, Kuzey-Doğu Federal Üniversitesi'nde incelemeye alındı. Bilim insanları, Yana'nın öldüğü zamanı doğrulamak için daha fazla test yapmayı planlıyor.

Bu tek buluntu değil

Yana'nın keşfi, Sibirya'nın buzul topraklarında bulunan tek tarih öncesi buluntu değil. Daha önce aynı bölgede, 32.000 yıllık bir kılıç dişli kedinin kısmi mumyalanmış kalıntıları ortaya çıkarılmıştı. Ayrıca, bu yılın başlarında 44.000 yıllık bir kurdun kalıntıları da bulunmuştu. Sibirya'nın donmuş toprakları, geçmişin derinliklerinden gelen bu eski yaratıkları gün yüzüne çıkarıyor ve bilim insanlarına eski dünyanın ekosistemine dair değerli bilgiler sağlıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ