Semra İğtaç- İzmir’in Menderes ilçesinde sanatını icra eden Alp Gür, sanatıyla zamanın izlerini ve duyguların gücünü buluşturan özgün PhotoQuarel ve multi tekniğiyle tarihi yapılardan Galata’nın sokaklarına, Alaçatı’nın peyzajından İstanbul’daki Balat mahallesine, Büyükada’daki tarihi iskeleden denizdeki batık bir kayığa kadar çok farklı eserler üretiyor.
İstanbul’da doğan Alp Gür, resim sanatına lise yıllarında ünlü ressam Hamit Toktay Usta'nın eğitimiyle adım attı. ODTÜ’de mimarlık eğitimi aldıktan sonra, Kanada’da ihtisasını bilgisayar destekli tasarım ve sunum üzerine yaparak kendi mimari tasarım firması AsoyCorp’u kurdu. 26 yıl süren yaratıcılık sürecinin ardından, dijital medyada gelişen teknikleri sanatına uygulama arzusuyla kendine özgü “PhotoQuarel” tekniğini geliştirdi. Bu teknikle, fotoğraflara duygusal derinlik katmayı başaran Gür, özellikle tarihi ve unutulmuş yapıları fotoğraflayarak, zamanın ve tarihin izlerini sanatıyla buluşturuyor. Onun eserleri, dijital teknikle işlenmiş ve yağlıboya ile daha da canlanmış olarak duyguları görselleştiriyor ve özgün tablolar olarak büyük ilgi görüyor. Gür, “Kamera bakar ama onun gördüğünü sadece kalbiyle hisseden göz görür; o anki duygularla birleştirir ve duygusal bir değer kazanır,” sözleriyle sanatına dair derin bakış açısını özetliyor.
Alp Gür, şu anda Galeri İdil'in daimi sanatçısı olarak önümüzdeki sezon beş büyük fuarda yer alacak. Gür, İzmir'den esinlenerek oluşturduğu birçok tablosunu bu fuarlarda ve sergilerde sanatseverlerle buluşturacak. Ayrıca, Mayıs 2025'te İzmir'de gerçekleşecek sanat fuarında da eserlerini sergileyecek.