İzmir Milli Kütüphane’de, Atatürk Haftası çerçevesinde düzenlenen etkinlikler kapsamında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün onurlandırdığı bir mekanda anlamlı bir konferans gerçekleştirildi. Atatürk’ün yoğun çalışma döneminde üç kez ziyaret ettiği bu kütüphane bir milyon 700 bin seçme kitaba sahip olduğu biliniyor. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan, İzmir Milli Kütüphane Vakfı Başkanı Ulvi Puğ, Atatürk’ün değerlerini anarak, bu tür etkinliklerin milli bilinç ve tarih sevgisini güçlendirdiğini belirtti.
Konferansta konuşmacı olarak yer alan araştırmacı yazar Yaşar Ürük, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken gösterdiği azim ve vizyonu vurgulayan bir konuşma yaptı. Katılımcılar, Atatürk’ü anmak ve onun ideallerini yaşatmak için böylesi önemli bir haftada bir araya gelmenin gururunu yaşadılar.
İzmir Araştırmaları Derneği ile Milli Kütüphane Vakfı’nın birlikte organize ettiği özel etkinlikte Yaşar Ürük, etkinlikte yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İzmir Araştırmaları Derneği adına katılımcıları selamlayan Ürük, Atatürk Haftası kapsamında iki etkinlik düzenlediklerini belirtti.
Etkinliklerden ilki olan “Bir Paşa, Üç Sevda” başlıklı sunumda, Atatürk’ün Eleni, Fikriye ve Latife’ye karşı duyduğu derin sevdaları ele alacaklarını ifade etti. Bu sevdaların arka planını ve tarihsel bağlamını araştırmalarla ortaya koyduğunu aktaran Ürük, konuyla ilgili çeşitli kaynakları titizlikle incelediğini ve doğrulama sürecinde önemli bir emek harcadığını vurguladı. İkinci etkinliğin ise dernek salonunda düzenlenecek “Cumhuriyet, Çağdaşlık, İzmir ve Kadın” konulu bir söyleşi olacağını belirtti. Bu etkinlikler sayesinde Atatürk’ün değerlerini ve tarihi süreçleri yeniden canlandırmayı amaçladıklarını söyledi.
Yaşar Ürük sözlerini söyle sürdürdü: Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlik yıllarına dair anlatılan bir sevda hikayesi, Bitola (Manastır) bölgesinde yıllar içinde bir söylence haline geldi. Rivayete göre, Atatürk’ün burada tanıştığı Eleni isimli bir Ortodoks kızla yakınlaşması bölgedeki Ortodoks cemaati liderlerinin dikkatini çekti. Cemaat liderleri, farklı dinlere mensup olmaları nedeniyle bu ilişkiye karşı çıktı ve evliliklerine izin verilmemesi gerektiğini savundu.
Bu olayla ilgili iki farklı rivayet bulunuyor. İlk rivayete göre, genç kızın babası, kızını uzaklaştırarak başka bir şehre, gönderdi. İkinci rivayete göre ise Mustafa Kemal, genç kızı kaçırarak onunla evlendi. Ancak, kızın babasının güçlü bir konuma sahip olması nedeniyle güvenlik güçlerini devreye soktuğu, kızı alarak bu evliliği sonlandırdığı anlatılıyor. Bu olay, Bitola’da tarihçiler ve halk arasında hâlâ tartışılan ve merak uyandıran bir efsane olarak varlığını sürdürüyor.
Ürük, Atatürk’ün gençlik yıllarında Manastır’da tanıştığı Eleni’nin kaleme aldığı bir mektuptan bahsetti. Eleni’nin, Atatürk’e duyduğu derin aşkı dile getirdiği mektupta, “Seni o kadar seviyorum ki, bir ömür seni unutamadım” ifadeleri yer alıyor. Ürük, bu mektubun Osmanlı veya Cumhuriyet arşivlerinde bulunmadığını, yalnızca Manastır’da bir kopyasının mevcut olduğunu belirterek, bu hikâyenin Atatürk’ün gençlik yıllarına dair duygusal bir yönü ortaya koyduğunu ifade etti.
Yaşar Ürük sunumunda daha sonra birbirine girmiş olaylar zinciri nedeniyle Fikriye ve Latife hanımlarla Mustafa Kemal'in yaşadıklarını zincirleme geçişlerle izleyicilere aktardı. İki kadının da hayatlarının akışı içinde aldıkları eğitimden, kişiliklerinden ve Mustafa Kemal'e olan yakınlıklarına kadar yaşananları, Kurtuluş Savaşı ve sonrasının gelişmeleri içinde karşılaştırmalı olarak ayrıntıları ile anlattı. Oldukça kalabalık bir izleyici kitlesinin katıldığı etkinlik büyük beğeni aldı.