Türkiye İşçi Partisi (TİP) kadınları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'ne yönelik yazılı bir açıklama yaptı. Ülke genelinde kadınların yaşadığı şiddet ve katliamların vurgulandığı açıklamada iktidarın kadın düşmanı politikalarının eleştirildiği ve kadın dayanışmasının önemi vurgulandı.
TİP’li kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'ne sayılı günler kala, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve kadın katliamlarına karşı güçlü bir ses yükseltti. Açıklamanın tam metni şu şekilde:
"Kız kardeşim, kız kardeşlerim!
Adlı adınca söylüyoruz. Bu ülkede kadın katliamı var! Bu ülkede kadınlar, erkekler ve müttefiki devlet tarafından her gün öldürülüyor. Bu ülkede biz her gün ölüyoruz. Bu ülkede biz taciz ediliyor, cinsel saldırıya uğruyor, nefret cinayetlerinde yaşamımızı yitiriyoruz. Kadına şiddet her yerde; evde, sokakta, iş yerinde. Her yer suç mahalli! Bu ülkede kadınlar “güvenli” denilerek hapsedilmeye çalışıldığı evlerde, kutsal sayılan aileleri tarafından öldürülüyor. Adlı adınca söyleyeceğimiz bir şey daha var; tüm bunların en büyük sorumlusu, iktidara geldiği günden beri cezasızlık politikalarıyla “erkek adalet”in kurucusu AKP-MHP blokudur. Kadınları kocaları öldürüyor, abileri dövüyor, amcaları çocuklara tecavüz ediyor; komşular susuyor, devlet ise aklıyor! Kadınların mücadelesiyle kazanılmış, her kelimesi ataerkil düzenin kafasına vurula vurula yazılmış İstanbul Sözleşmesini fesheden, 6284’ün üstünde tepinenler de, aynı faillerden başkası değil. Bu ülkede, kadınlar sistematik bir biçimde yalnızlaştırılmak ve şiddet karşısında savunmasız bırakılmak isteniyor. İktidar, kadına yönelik şiddeti önlemek yerine kadınların toplumsal, ekonomik ve politik varlığını bastırarak, erkek egemen düzeni sürdürebilmek için elinden geleni yapıyor.
Ekim ayında 2010 yılından bu yana gördüğümüz en yüksek sayıda kadın cinayeti gerçekleşti, biz kız kardeşlerimizin yaşamını sayılarla anarken yutkunuyoruz, ama 48 kadını öldüren failler karşısında bakanlık suskun, adalet çok uzaklarda, devlet ise zaten ortak!
Ataerkil kapitalist düzen kız kardeşlerimizin katili!
Yalnızca bu ülkede de değil. Ataerkil kapitalist düzen, dünyanın her yerinde kız kardeşlerimizin katili!
Ancak biz varız, buradayız, boynumuz dik, yan yanayız, gücümüzü yanımızdaki kız kardeşlerimizden alıyoruz. Ve defaatle söylüyoruz, bıkmadan, usanmadan, inatla söylüyoruz. Biz varız! Kadınlar var. Gece karanlıktan korktuğunda; biz varız. Sokakta bıçakla kocası kadına saldırdığında, o bıçağı elinden almak için oradayız. Sözde güçlü erkek, sözde kudretli erkek sokakta kadına şiddeti izlerken, bizim gözümüz kara, biz izlemeyiz, biz seyirci kalmayız. Koca cihan ne giyeceğimizi nasıl yaşayacağımızı dikte etmeye kalktığında, kıyafetlerimizi çıkarıp göğsümüzü gere gere yürürken İran sokaklarında biz varız. Bir göçmen kadının konuşamadığı kelimeleriz. Yakılarak katledilen trans kadın Hande Kader’in ve daha birçok LGBTİ+’nın varoluş mücadelesinde adımızı renkli harflerle tarihe kazırız. Yıllardır Galasataray Meydanı’nda “azadi” diyen kadınların her birinin boğazındaki düğümüz! Çamlıhemşin’de “Ben halkım. Devlet, bizim sayemizde devlettir” diyen Havva Anayız biz. Erkek failler ifşalansın diye, Fransa’da gizli kalma hakkından vazgeçip yıllardır kendine tecavüz eden erkekleri tüm dünyaya haykıran Gisele’nin çığlığıyız.
Dünyanın her yerinde biz kadınlar, ayaktayız
Unutmayın biz Surlardayız, Beyoğlu’nun tüm arka sokaklarındayız, Hatay’da her çadırdayız, Akbelen’de ağaca sarılan biziz, Polonez’de grevdeyiz. İran’da Mahsa Aminiyiz, gözümüzü karartır saçımızı keseriz. Bu karanlık düzen, erkek egemenliği üzerine kurulu sistem bizi korkuttuğunu sansın, biz korkmuyoruz. Çünkü biliyoruz ki kadın dayanışması en büyük gücümüz. Yaşadığımız her türlü baskıya, şiddete ve ayrımcılığa karşı, eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz. Dünyanın her yerinde biz kadınlar, tüm kadınlar ve çocuklar için varız, ayaktayız."