Türkiye Komünist Partisi (TKP) 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Partinin yayımladığı açıklamada, "Başkalarının vekilliğine soyunarak değil, kendimiz için sınıf kimliğimizle savaşmak ve Dünya Barış Günü’nü yeniden yaratmak zorundayız" denildi.
Savaş ihtimallerinin gölgesinde
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Bu yıl Dünya Barış Günü’nü ne yazık ki dört bir yanımızda süren savaşların ağırlığını hissederek ve daha büyük ölçekli savaş ihtimallerinin gölgesinde karşılıyoruz.
Gazze yanıyor. Amerikan emperyalizmi Ortadoğu’da güç tekelini eline almak için İsrail aracılığıyla hiçbir hukuk gözetmeden bölgeyi savaşın eşiğine getiriyor. 7 Ekim'den bu yana on binlerce Filistinli emperyalizmin kurbanı oldu ve katliam devam ediyor…
Uluslararası sermaye güçleri yalnızca Gazze'de değil, dünyanın pek çok farklı bölgesinde de NATO aracılığıyla durmaksızın gerilimi artırmaya ve çıkarlarını maksimize etmenin yollarını aramaya devam ediyor. Hiçbirine amansızca sömürdükleri kaynaklar yetmiyor, hepsi birbirlerinin sömürdüklerine de göz koyuyor. Onun için de mesele hiçbir zaman 40 bin Filistinlinin canı olmuyor, onlar milyonlarca insanı da ölüme sürüklemeye hazır. Mesele kandan beslendikleri bu düzende onların servetlerinin geleceğinden ibaret.
Bizim vermemiz gereken savaş başkadır
Bugün bütün emperyalistler kendileri adına başkalarını savaştırabilmek için yalan söylemek zorunda. Bu yalanları söylerken de şüphesiz insanlığın ortak değerlerinin bugün sahipsiz kalmış olmasından faydalanıyorlar. O ortak değerler ki 1 Eylül'ü yaratan ve dünyanın en büyük savaşını muzaffer bitiren işçi sınıfının değerleri…
Evet bugün işçi sınıfı uluslararası alanda ağırlığını hissettirebilmiş değil. Onun için emperyalizm dizginsiz, azgın, arsız…
İnsanlığın huzur ve güvenliğini, barış içinde kardeşçe yaşaması idealini savunmak, hiçbir emekçinin emperyalistlerin kâr hırsı için hayatını kaybetmeyeceği bir dünyayı kurmak komünistlerin işi.
İşçi sınıfı ağırlığını koymadığı müddetçe emperyalist yalanlar boşa çıkarılamayacaktır. Büyük sömürgenlerin aralarındaki savaşlar çeşitli kılıflarla vekalet savaşlarına dönüştürülebilecek, dünya kontrolsüzce bir savaşın içine sürüklenme riski ile karşı karşıya kalacaktır. İşçi sınıfının evlatları büyük sermaye sahipleri için savaşacak, hayatlarını kaybedecektir. Oysa bizim vermemiz gereken savaş başkadır.
Amerikan emperyalizmini mutlaka yeneceğiz
Dünya Barış Günü’nde tüm dünya işçi sınıfının vermesi zorunlu olan nihai savaşı, en haklı davayı hatırlayalım. Emperyalizmin hışmına uğramışlar başta olmak üzere bütün dünya halklarının dizginleri ellerine almaları ve sömürücülerle kendileri namına kavga etmeleri gerektiğini...
Başkalarının vekilliğine soyunarak değil, kendimiz için sınıf kimliğimizle savaşmak ve Dünya Barış Günü’nü yeniden yaratmak zorundayız. NATO saldırganlığını durduracak, emperyalist savaşa geçit vermeyeceğiz. Amerikan emperyalizmini mutlaka yeneceğiz. Çünkü bunu yapmadığımız her yıl Dünya Barış Günü daha büyük felaketlerin eşiğindeyken gelecek!