Kehanetleri ve şiirleri ile ünlü olan Müştak Baba, adını tarihe Türklerin Nostradamus'u olarak yazdırdı. Müştak Baba'nın kaleme aldığı şiirlerin yıllar sonra gerçekleştiği ortaya çıktı. Peki Müştak Baba kimdir?

Müştak Baba kimdir?


Müştak Baba, 1758 yılında Bitlis'te doğmuş ve İstanbul'a göç etmiştir. Burada devletin üst düzey yöneticileri ile yakın ilişkiler kuran Müştak Babak, memleketine döndüğünde ise öldürülmüştür.

Esas adı "Muhammed Mustafa Müştak" efendidir. Özleyen anlamına gelen Müştak ismini Neşet Efendi takmıştır. Babası Seyyid Süleyman Efendi olup, anneleri tarafından soyu Seyyid Abdülkadir Geylani'ye dayandırılır.

İstanbul'da Eyüp Selâmi Efendi dergahında kalmış ve II. Mahmud ile yakın arkadaşlığı olmuştur. Şirvani'de musiki eğitimi alan Müştak Baba icralara udu ve sesiyle katılacak kadar musikiye aşina idi. Bu nedenle, postnişin olduğu Kadirîye Tarikatı içinde, musikî ve semaya özel önem veren Müştâkiye şubesi onun ekolü olarak oluşmuştur.

Vahdet-i vücud anlayışıyla Hakk'ı insanda arar. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin hayranıdır. Edebî yönü ve hitâbeti güçlü olan Müştak Baba Arapça ve Farsça bilirdi ve aruz vezni ile yazdığı şiirlerinde, sembolik dil kullanırdı. Şiirlerinden oluşan divanı, ölümünden sonra, 1847 yılında basılmıştır.

Üç çocuğu olan Müştak Baba, 1832 yılında Bitlis'e ziyarete giderken konakladığı Muş'ta öldürülmüştür. Öldüğünde 75 yaşında olan Müştak Baba'nın öldürülmesinin nedeni ise sihir ve büyü ile uğraştığı iddiası olmuştur.

Peygambere yazdığı naatlarla bilinen Bitlisli Divan şairi Müştak Baba sıklıkla Türk Nostradamus'u olarak takdim edilmiş.

Hacı Bayram Veli'nin türbesini ziyaret ettikten sonra yazdığı şiir bu iddiaların temelini oluşturur; çünkü ebced hesabı ile Ankara isimlerini ve başkent yapıldığı tarihlerini bulmak mümkün.

Müştak Baba, Hacı Bayram Veli'nin türbesini ziyaret ettikten sonra şu şiiri yazar:

    Me'vâ-yı nâzenîne kim elf olursa efser
    Lâ-büdd olur o me'va İslâmbol ile hemser
    Nun ve'l- alem başından alınsa nun-ı Yunus
    Aldıkda harf-i diger olur bu remz ızhâr
    Miftâh-ı sure-i Kaf ser-had-i kaf tâ kaf
     Munzamm olunmak ister Râ-yı Resul-i Peyamber
    Hây-ı huy ile âhir maksud oldu zâhir
    Beyt-i veliyyü'l-ekrem Elhâc Abd-i ekber
    Ey pâdişâh-ı fehhâm Sultan Hacı Bayram
    Revhân ister ikram-ı Müştâk-ı abd-i çâker


Günümüz Türkçesi ile:

    Güzel memlekete kim binler taç olursa,
    Mutlaka o memleket İstanbul ile aynı olur.
    Nun ve kalem başından alınsa nun Yunus,
    Alındığında diğer harf açık bir işaret olur.
    Kaf Suresinin anahtarı en sonundadır,
    Peygamber Efendimizin hürmetine düzenlenmesi gerekir.
    Haber olunsun ki Allah'ın sayesinde son maksat ortaya çıktı,
    Velilerin en büyüğünün evinde arafesi Cuma olan hac günü.
    Ey yüce padişah sultan Hacı Bayram,
    Ruh ikram isteyerek aşık bir kul olmayı diler.

Kaynak: HABER MERKEZİ