"Bolu Kartalkaya Mevkiinde Bulunan Bir Otelde Meydana Gelen Yangın Faciasının Tüm Boyutlarıyla Araştırılarak İlgili Kurum ve Kuruluşların Sorumluluklarının Tespit Edilmesi ve Benzer Olayların Önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu" AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok Başkanlığı’nda toplandı. Komisyonun yedinci toplantısında, Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Müberra Eresin, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Erkan Yağcı, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkan Yardımcısı Hasan Eker sunum yaptı.
TÜROB Başkanı Müberra Eresin, "Bu elim olayın ardından, ülkemize yıllık 60 milyar doların üzerinde doğrudan gelir sağlayan ve 1,5 milyondan fazla kişiye istihdam sunan turizm sektörümüzün zan altında bırakılmasını ve konaklama işletmelerini yangın önlemleri konusunda yetersiz göstermeye yönelik algı oluşturma çabalarını anlamakta güçlük çekiyoruz" diye konuştu.
Otellerin ilgili mevzuatlar çerçevesinde aldığı önlemlerin yanı sıra birçok ülkenin tur operatörlerinin tesislerle çalışmaya başlamadan önce bağımsız denetim kuruluşları tarafından detaylı yangın güvenliği denetim raporlarına göre karar verdiğini söyleyen Eresin, “Bu raporlar hem habersiz hem önceden planlanmış denetimlerle düzenlenmekte olup, uygulamaların sektörümüz açısından taşıdığı önem, Komisyonda bulunan turizmci milletvekili meslektaşlarımız tarafından yakından bilinmektedir” dedi.
Eresin, “TÜROB olarak kuruluşundan günümüze üyelerimize AFAD ve ilgili kurum, kuruluşlar iş birliğinde eğitim ve bilinçlendirme alanında sürekli çalışmalar yürütüyoruz. Mevzuatlardaki değişimleri ve uygulama kılavuzlarını üyelerimizle paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ülke genelinde itfaiyenin alt yapısı güçlendirilmeli
Alınması gereken önlemler ile mevzuat eksikliğine ilişkin tespit ve önerilerini sıralayan Eresin, şunları söyledi:
"Öncelikle tüm ülke genelinde İtfaiyenin denetim, çevre ve eğitim alt yapısı güçlendirilmelidir. Ancak çeşitli İtfaiye yetkililerinin kamuoyuna yansıyan açıklamalarında kısa vadede şu anki mevcut kadrolarla bunları gerçekleştirmenin mümkün olmadığını, itfaiye birimlerindeki mimar, mühendis, öğretmen kadrolarının artırılması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumun sağlanabilmesi için gereklilikler itfaiye kurumlarının uzmanlarınca belirlenecektir. Ülke genelindeki yapılaşmanın temel sorunları karşısında her bir il/ilçedeki her türlü yapıda yangınlara yönelik risk tespiti yapılmalıdır. Yangınların meydana geldiği binalarda yangının çıkış nedenleri konusunda İtfaiye tarafından düzenlenen raporların ayrıntılı olarak kamuoyu ile paylaşılması işletmelerin yangın önlemlerini gözden geçirmeleri açısından son derece önemli ve yararlı olacaktır. Mevcut yapılar için düzenlenecek risk raporları çerçevesinde, fiziksel imkansızlıklar göz önünde bulundurularak özel düzenleme, uyum süreçleri sağlanmalıdır. Okul, otel, AVM, hastane gibi kamuya açık olan tesislerin yangın ikaz sistem panoları, yangın panelleri İtfaiyeye bağlanmalıdır. Bu durum herhangi bir yangın ihbar ve ikazının kullanıcının onayına bağlı olmadan doğrudan İtfaiyeye en kısa sürede ulaşmasını sağlayacaktır. Yangınlara yönelik toplumsal bilinci geliştirmek üzere, kısa vadeli değil sürekli olarak İtfaiye ve AFAD’ın verdiği eğitimler arttırılmalı, eğitimler nazari değil, tatbiki olmalıdır."
Bu kadar tedbirsiz bir konaklama tesisi olabileceğini aklımız almıyor
Eresin, "Biz hala 2025’te bu kadar tedbirsiz bir konaklama tesisi olabileceğini hayal edemiyoruz. Bizim gerçekten aklımız almıyor. Türkiye’de turizm işletme belgeli tesislerimiz, İSG firmaları tarafından devamlı denetleniyor, eksikler çıkartılıyor. Bu akredite olmuş kurumlar tarafından aynen bu şekilde yapılıyor. Ama o belgenin üzerine resmi makam veriyor, yangın ile ilgili belgeyi. Otellerin yapıları, bulundukları şehirler, verdikleri hizmetin niteliğine göre de özellikler farklılıklar gösteriyor. Otellerin niteliğine göre bu çalışmaların niteliğine bakılması lazım" dedi.
Yangın denetim kontrolleri yalnızca belge kontrolü ile sınırlı kalmamalı
Yangın risk raporlarının oluşturulmasını öneren Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin, "Bütüncül ve sürdürülebilir bir denetim modeli olmadan yangın güvenliği konusunda alınacak önlemlerin kalıcılığını düşünmüyoruz. Bu nedenle denetim süreçlerinin eksiksiz yapılmasının önemli olduğunu görüyoruz. Yangın denetim kontrolleri yalnızca belge kontrolü ile sınırlı kalmamalı, tatbikat, ekipman uygunluğu, tahliye prosedürlerinin etkinliği kapsamlı bir şekilde değerlendirilmelidir" diye konuştu. Narin, sunumunun devamında turizm bölgelerinde yazın çıkan yangınlara dikkati çekti. Narin, "Bu tür olaylar, yalnızca işletmelerin bireysel önlemleriyle değil, yerel yönetimler, kamu otoriteri ve özel sektörün iş birliği ile hazırlanacak bölgesel risk yönetimi planlarının denetimini ortaya koymaktadır. Kriz anında hızlı ve etkili müdahale, can ve mal kayıplarının en aza indirmenin yanı sıra bölgedeki turizm faaliyetlerinin sürekliliğini de güvence haline alacaktır" ifadelerini kullandı.
Yangın uygunluk belgesi süreli verilmeli ve süresi bitmeden denetim yapılıp yenilenmeli
Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Erkan Yağcı ise sunumunda "Hepimizi derinden üzen, üzmeye de devam eden, hiçbir zaman da akıllardan silinmeyecek bu olay sonrasında, hepimizde bir zihniyet, bakış açısı ve vizyon değişikliğine gitmemizin de şart olduğunu ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
Yağcı, "Yangının en büyük etkisi iç turizmde oldu. Yurt dışı lansmanında çok fazla etkileri olabiliyor. İç pazarda etkisini hissettik ve hissetmeye devam ediyoruz. Otelcilik sektörü, yasal mevzuatlar çerçevesinde faaliyet göstermektedir. İlgili kamu otoriteleri tarafından yönetilmektedir. Benzer olayların yaşanmaması için sektörümüzün güvenilirliği ve sürdürülebilirliği adına önerilerimizi dikkatinize sunuyoruz. Otel denetimlerinin özellikle yangın uygunluk belgesinin, süreli verilmesi, süresi bitmeden de denetim yapılıp belgenin yenilenmesini öneriyoruz" dedi.
Yabancı konukları ağırlayan tesislerimizin Avrupa Standartlarında güvenli olduğunu söyleyebiliriz
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkan Yardımcısı Hasan Eker ise, "Ülkemizde turizm mevzuatı sektörün denetim süreçlerinde bulunması yerine bir belgenin varlığıyla yetinmesi esasına göre şekillenmiştir. Seyahat acentasının hukuki sorumluluğu, tesisin belgesinin olup olmadığını kontrol etmekle sınırlıdır. İç hukuk açısından sorumluluk bu kadar olsa da vicdani ve sosyal sorumluluk ile müşteri güvenliği ve memnuniyetinin esas olması nedeniyle seyahat acentaları kapsamlı çalışma için genellikle kendi değerlendirmelerine göre güvenli buldukları tesisleri tercih ederler. Yabancı tur operatörlerinin çalıştığı tesisler açısından durum yukaridakine göre farklılık içerir. Yabancı tur operatörleri, kendi ülke hukukları uyarınca sorumlulukları olduğundan yolcularını getirecekleri tesisleri profesyonel anlamda denetlerler. Bu denetimlerden yeterli puanı alamayan tesislerle çalışmazlar. Bu nedenle yabancı konukları ağırlayan tesislerimizin Avrupa Standartlarında güvenli olduğunu söyleyebiliriz. Türk turizminin başarısında tesislerdeki güvenliğin bu standartlara sahip olmasının büyük payı olduğu açıktır” ifadesini kullandı.
İtfaiye teşkilatının yeniden yapılandırılması gerekiyor
Türkiye Otelciler Birliği Yönetim Kurulu üyesi Armin Zerunyan ise komisyonda yaptığı konuşmasında mevcut mevzuata ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Zerunyan, "Yurt dışındaki mevzuatlardan daha düşük standardımız yok. İtfaiye teşkilatı bu konuda Türkiye’de yetersiz ve bu bir gerçek. İtfaiye teşkilatının bu anlamda yeniden yapılandırılması gerekiyor" diye konuştu.