GİZEM TABAN ŞEBER/ İZ GAZETE- İz Medya Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir adayı olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i açıkladığına yönelik kulis haberinin perde arkasını anlattı. Yerel ve ulusal basında oldukça ses getiren habere ilişkin İz Televizyonu’nda İz Gazete Yazı İşleri Müdürü Yağız Barut’un sorularını yanıtlayan Kartal, haberin bazı kişiler ve medya kuruluşları tarafından yalanlanmasına yönelik girişimler hakkında da konuştu.
Tüm süreci anlattı
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendisini ziyaret eden İzmirli STK’lara ve İzmirli partililere 2024 yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yeniden aday gösterileceğini dile getirdiğine ilişkin kulis haberinin detaylarını anlatan İz Medya Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal’ın açıklamaları şöyle:
Kaynak Küçükkurt değil
Ne yazdıysam o… Görüşmedeki insanlarla haberi yayınladıktan sonra görüştüm. Haber yankı uyandırınca gece geç saatlere kadar çokça görüşmem oldu. Haberin kaynağı İzmir’den giden heyetten herhangi biri değil. İZSİAD Başkanı Hasan Küçükkurt’u Türkiye’nin her yerinden gazeteciler aramış. Bu kadar fazla gazeteci sorusuna maruz kalma krizini başlarda yönetememiş belli ki, ‘Benden çıkmadı, ben söylemedim’ çabalarına girdi. Zaten o söylemedi. Kaynak zaten o değil. ‘Ben söylemedim’ dedikçe ‘yalanlandı’ denildi. Oysa Küçükkurt’u ben bugüne kadar sadece kamuoyundan tanıyordum, o da beni aynı şekilde… Ama bu haber vesilesi ile tanışmış olduk. Sabah tekrar konuştuk, söylediği şu; ‘Ben demeç vermediğimi anlattıkça, insanlar bu görüşmeyi sordular, ben de bu mahrem bilgidir, söyleyemem dedim.’ Küçükkurt, bunu söyledikçe de ‘yalanlama geldi’ denildi.
Haber ve diyalog doğru
Genel Başkan’ın 3 büyükşehirden birinin adayını açıklaması haberdir. Bunun konuşulduğu herhangi bir ortam da haberdir. Kılıçdaroğlu’nun Tunç Soyer’in adaylığını, kızının düğününde açıklayacağı da haberdi, çokça konuşuldu. Açıklanmadı diye de ‘Acaba Soyer ile Kılıçdaroğlu arasında problem mi var’ denildi. ‘Kılıçdaroğlu, İzmir’den giden STK heyetlerine açıkladı, ya böyle mi açıklanır, bu doğru değil’ tantanasını da çok konuşuldu. Şöyle anlaşılmasını isteyenler ayıp etmiş oluyor; sanki Kemal Bey laf arasında ağzından kaçırmış da biz de bunu köpürtmüşüz, Soyer’in de buna ihtiyacı varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. BASİFED ve İZSİAD’ın yanı sıra İzmir’den bir başka heyet daha Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Ama İzmir’in yerel yönetimleri ile ilgili bir kurum olduğu için yazmadım. Ama 3 heyetle de yapılan görüşmelerde Kılıçdaroğlu, konuyu doğrudan kendisi açarak, ‘Ahmet Akın ile ilgili söylentiler nereden çıkıyor’ mealinde sorup, ‘Böyle bir şey söz konusu değil, Ahmet Akın bizim geçen dönem Balıkesir adayımızdı, ittifak nedeniyle İYİ Parti’ye bıraktık, şimdi de Balıkesir adayımız, İzmir ile ne alakası var’ diyor. Bunu, sanki ağzından kaçırmış gibi anlatmak, Kılıçdaroğlu’nu, CHP’yi bilmemek ya da art niyettir. Kılıçdaroğlu 2 STK heyetine de konuyu açıyor ve ‘İzmir adayımız Tunç Soyer’dir’ diyor. Tanıyanlar bilir, Kılıçdaroğlu söylemeyecekse söylemez zaten. Kılıçdaroğlu kalabalık içerisinde bunu söylediğinde duyulma ihtimalini bilmeyecek bir siyasetçi değil. Duyulmasını istemiştir muhtemelen… Aleni şekilde 3 heyete de söylüyor. Kelime farkları vardır ama haber ve diyalog doğru….
Bu şekilde yorumlanmalıydı
Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık’ın da açıklaması oldu, bununla ilgili haberlerde başlıklar, ‘yalanladı’ şeklinde atıldı, Küçükkurt ile ilgili de aynı şekilde… Küçükkurt, ‘Ben demedim’ diyor ama haber ‘yalanlama’ diye yazılıyor, iddia yalanlanmış gibi gösterildi. Bu doğru değil. Lale Karabıyık’ın ne demesi gerekiyor? Küçükkurt, ‘Toplantının detaylarını anlatamam’ diyor. Genel Başkan Yardımcısı Karabıyık niye toplantının detaylarını anlatsın? Kılıçdaroğlu, Aydın’da da Özlem Çerçioğlu’nun adaylığını açıkladı, ‘Tabii ki Parti Meclisi karar verecek’ dedi. Genel Başkan Yardımcısı da ‘Tabii ki Parti Meclisi karar verecek’ diyecek. Ama bu, bir genel başkanın büyükşehirlerde kimin devam etmesini istediği ile ilgili gerçeği de ortadan kaldırmaz. O yüzden bu yalanlama değil. Bu haber gündeme düştüğünde yapılması gereken objektif gazeteci yorumu şuydu; ‘Demek ki Kılıçdaroğlu ile Soyer arasında problem var iddiaları doğru değilmiş, İzmir’in önemli STK temsilcileri gitmişler, Soyer’den memnunuz demişler.’ Bu iki veri sizi mutlu etmeyebilir ama bir şey yorumlanacaksa yapılması gereken bunun yorumlanmasıdır.
Niye risk alayım?
2018’de de bir haber yapmıştım, Emek ve Demokrasi güçlerinden bir heyet, Kılıçdaroğlu’na giderek; dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, özellikle Körfez Geçiş Projesi ile ilgili tutumunu eleştirmişlerdi, Kocaoğlu’nun sendikalara, demokratik kitle örgütlerine kötü davrandığını, kendilerini ciddiye almadığını anlatmışlardı. Sonra kendileri bir tarif yapıp ‘Böyle bir başkan istiyoruz’ diyerek Tunç Soyer’i Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görmek istediklerini anlatmışlardı. O dönem de bunu kulis haberi olarak girmiştik. Heyettekilerden bazıları inkar etmişti, ‘Böyle bir görüşme olmadı’ diye ama aday açıklandıktan sonra kabul etmişlerdi. Bu da bir kulis haberdi. Bir kere CHP Genel Merkezi’nde hancılar ve yolcular vardır. Hancılar, MYK üyeleri değişse bile orada kalmaya devam edenlerdir. Orayı takip eden çokça politikacının, gazetecinin tanıdığı olur. Kulis haber nasıl yazılır, söyleyeyim, hep bize gazetecilik dersi veriyorlar bir kere de biz vermiş olalım; o dönem, önce heyetin kimlerden oluştuğunu öğrendim, heyettekileri aradım, orada kimlerin olduğunu vs öğrendim, oradan öğrendiklerimle diğerlerini aradım, en sonunda bilgileri toparlayıp başa döndüm, kimin olduğunu ne konuşulduğunu öğrendim, anlattım ve teyitledim. Böyle olunca kimse inkar edemez hale geldi. Şimdiki haberde de o gün oraya kimlerin gittiği belli, hancılar orada… O konunun CHP Genel Merkezi’nde duyulmama ihtimali yok. Sadece diyaloğu daha netleştirmek için gazetecilik faaliyeti yaptım. ‘Ümit Kartal manipüle edildi’ diyenler var, böyle önemli bir konuda niye risk alayım, güvenilirliğim kalmaz. Haber ve oradaki diyaloglar doğru ama bilgiyi o heyettekilerden almadım.
Algı yaratmak haksızlık
Burada bir yalanlama gayreti var. Gazetecilik refleksiyle yalanlama kısmına yoğunlaştığını söyleyenler var, Tunç Soyer ile ilgili rahatsızlığı olanlar var, yalanlanıp silinen haberi servis edenler var, küçük de olsa gazetecili refleksi ile ilgili haset edenler var. Sercan Avcı’ya teşekkür ediyorum. Kendisini akşam aradım, bizden bir saat sonra girdiler haberi, kendi dilleriyle… Ben de biz özel kulis haberi imzalı girmiştik, kaynak göstermenizi beklerdim dedim. Bana direkt mailinin ekran görüntüsü attı, o da duymuş ve haberi yazıp kurumunun mailine atmış ama akşam TV yayınında söylemek için girmemiş. ‘Haber atlattın, tebrik ediyorum’ dedi. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu bile haberin gerçek olduğunu gösteriyor. Başkası da yazmış. Belki de biz girmeseydik haber oradan patlayacaktı. Ben diyalog şeklinde yazdığım için daha çarpıcı oldu sanırım. İsmini vermeyeceğim başka bir gazeteci arkadaşım, başlıkta ‘yalanlama’ yazmış ama haberin içinde Hasan Küçükkurt, ‘Ben demedim’ diyor. Başlık ve içerik çelişkili, bu şekilde saçma olmuş dedim, ‘Bu da bizim saçmalığımız olsun’ dedi. Başlık üzerinden bir manipülasyon yapılmasıyla algı yaratmanın haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Demek ki duyulmasını istemiş
‘Kılıçdaroğlu bu şekilde açıklayarak Soyer’i küçültmüş oldu’ diyenler de var. Böyle diyenleri cenah olarak biliyorum, bu cenah Soyer’in adaylığının kızının düğününde açıklanması gerektiğini söylüyordu. Düğünde açıklanır mı? O günkü çiftin mutlu gününün önüne geçer. Açıklanmayınca, ‘Açıklamadığına göre aday olmayacak’ diye algı yaptılar. Dünyada savaş var, insanlar ölüyor. Hepimizin gündemi bu… Böyle bir gündemde Kılıçdaroğlu’nun ayrı bir gündem başlığı açmaya yönelmeyeceğini tahmin edebiliriz. Filistin’e bombalar yağarken ‘Benim İzmir ve Balıkesir adaylarım bunlar’ demez. Ama açıklanması, duyulması gerektiği ile ilgili de ihtiyaç hissetmiş belli ki…
Daha önce de söylemiş
Ege’de Sonsöz’ün haberinde Kılıçdaroğlu’nun bir dernek başkanına ‘Soyer’in adaylığı ile ilgili tereddüt yok’ dediği yazıyor. Ege Postası’nın haberinde Hüseyin Saygılı, ‘Genel başkan birkaç gün önce bana Tunç Soyer’in adaylığını söyledi’ diyor. Başka isimler de var. Kılıçdaroğlu, önceki dönem Bornova Belediye Başkanı Olgun Atilla’ya da aynı gün söyledi. Tunç Soyer aday olmasın diye isteyenler, ‘Olmasını isteyenler zorla yaptırıyor’ diyor. Kılıçdaroğlu, Soyer’in başarılı olduğunu, devam etmesi ile ilgili tereddüdü olmadığını zaten söylüyor. Bu yalanmış algısı yaratmak haksızlık olur.
Neden şimdi açıkladı?
‘Bayram değil seyran değil neden şimdi’ sorusu da var. Zaten 1 ay önce de söylemiş, şimdi 3 heyete birden söylemiş. Bir kulis bilgisi daha vereyim, taraflar inkar edebilirler, ederlerse detayları da verebilirim. Kendisiyle kişisel problemim yok, tanıyanlar bilirler, haberlerini çokça yaptık, özel bir diyaloğumuz da gelişti. Değişim tartışmaları başladığında İzmir’de kendisini değişimci ilan eden iki milletvekili vardı; Gökçe Gökçen ve Murat Bakan… Murat Bakan İzmir’i bilen, İzmirli siyasetçileri bilen değerli bir vekil, Gökçe Gökçen gibi paraşütle inen bir vekil değil, Deniz Yücel gibi İstanbul Kongresi’ni bekleyip değişimci olduğunu söyleyen bir vekil de değil. Değişim istediğini baştan söyledi. Kılıçdaroğlu neden şimdi Soyer’in devam etmesinin altını çizmek istedi sorusuna gelirsek; kurultay yaklaştıkça parti içi gerilim artıyor, taraflar netleşiyor. İzmir’in 56 delegesinin 55’i Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için imza verdiğinde Murat Bakan, ‘Bu imzaları toplayanlar Soyer’e zarar veriyor’ diye propaganda yapıyor, ‘Kılıçdaroğlu kazansa bile Soyer’i açıklamadı, bunu organize eden arkadaşlar yaş tahtaya basıyorlar, Soyer’e hata yaptırıyorlar’ diye propaganda yapıyor. Olabilir, yapabilir. CHP Genel merkezi bunu öğrendiğinde, ki o ana kadar kendileri için İzmir’i açıklamamanın tereddüt yaratacağını düşünmezken, bunu öğrenince ‘Tereddüt mü var’ diyorlar. Bu zamana kadar problem olmadığını varsayan Kemal Bey, tahminimce bu verilerden sonra, bunun kurultay sürecinde argüman olarak kullanıldığını gördüğünde, ‘Ben bunun altını çizeyim’ diyor. Benim topladığım bilgiler bu yönde… Genel Merkez bunu kurultayda rekabette değerlendirilen bir argüman görüyor ve ‘Bunun önüne geçelim’ diyor ve Kılıçdaroğlu, Soyer ile devam edileceğinin altını çizmek istiyor.
Yücel ve Bakan detayı
Deniz Yücel, İstanbul Kongresi’nden sonra ‘değişimciyim’ dediğinde İzmir’den değişimci vekil sayısı 3’e çıktı. Yücel eski il başkanı, bu çıkışı şaşırtıcı gelmiş olabilir, bunun sebeplerine yoğunlaşılmış olabilir. Kemal Bey de bu kafa karışıklığını ortadan kaldırmanın kurultay için, İzmir için, parti için hayırlı olacağını düşünerek altını çizmek istemiştir. Doğrudan Murat Bakan, dolaylı olarak Deniz Yücel’in tavrının sonucu aslında... Bazı milletvekillerinin de arafta kalması etkili olmuş olabilir. Onlar da dolaylı yoldan Soyer’in adaylığının altını çizilmesinin yolunu açmış oldular. Ben Soyer’in adaylığı ile ilgili tartışmanın şu an kökten kapandığını düşünüyorum. Tabii Parti Meclisi karar verir ama ben bu tartışmanın kapandığını düşünüyorum. 'Kemal Kılıçdaroğlu önce genel başkan olsun sonra açıklar’ diyenler vardı. Zaten mevcut genel başkan…. Özgür Özel de kurultayı kazanınca ittifakları geliştireceğini söylüyor, önümüzdeki günlerde Parti Meclisi adaylarını açıklaması bekleniyor. Bu bir yarış ve adaylar, nasıl bir yol haritası çizeceğini kimlerle yola çıkacağını açıklar. Bu gayet doğal. ‘STK’lar yönlendiriliyor’ diyenler oldu. Örnekleri vardır ama haberde de yazdım o görüşmede iklim krizi, ekonomi ve daha pek çok konu konuşuluyor. Kılıçdaroğlu bu konuyu kendisi Ahmet Akın üzerinden açıyor."