Alanlarında uzman isimlerin katılımıyla Kuşadası’nda düzenlenen “Çocuk ve Ergenlerin Sağlıklı Gelişiminde Ailenin Rolü” panelinde çocuk ve ergenlerde karşılaşılan sorunlar ve ailelerin yaklaşımı konusunda bilgiler verildi. Kuşadası Ticaret Odası KUTO’nun katkılarıyla düzenlenen psiko eğitim etkinliğinde Kuşadası'nda alanlarında ön plana çıkan uzman isimlerinden Uzman Psikiyatrist Süleyman Gündüz, Uzman Dil Konuşma Terapisti Işıl Özdemir, Ergoterapist Gizem Vardar, Psikolog Hazal Sansür ve Psikolog Ezgi Çiçek konuştu, anne babaların sorularını yanıtladı.  


"Günümüzün en önemli sorunu bağımlılık"

Çocuklar ve ergenleri ilgilendirenen önemli psikolojik sorunlarda ailenin rolünü anlatan Uzm. Psikiyatrist Süleyman Gündüz, dünyada ve Türkiye'de son yıllarda  gündemde olan bağımlılığa dikit çekti. Gündüz, bağımlığın etkileşim ve iletişimin artmasıyla son 20 yılda büyük bir sorun haline geldiğini  belirterek, “Bağımlılık, topluma büyük yük getiren, bireyi kapasitesinden çok fazla uzaklaştıran, aileyi dağıtan, maddi anlamda zararlar veren, adli olarak çok büyük problemler oluşturan bir alan.20-30 yıl önce çocuklarda bağımlılık diye bir şey hiç konuşmazdık. Teknoloji, bilgisayar, internet çağı artık davranışsal bağımlılık dediğimiz oyun bağımlılığı, telefon bağımlılığı, internet bağımlılığı gibi alanları ortaya çıkardı. Bir hastalık olarak dünyada, özellikle Amerikan Psikiyatri Birliği'nin sınıflandırmalarında da yer almaya başladı. Çocuk ve ergenlerde bağımlılıkla mücadelede ailelerin yaklaşımı büyük önem taşıyor” dedi. Gündüz, konuşmasında ailelerin çocuklarını bağımlılıklardan nasıl koruyabileceklerini ve bağımlı çocuğa nasıl bir yaklaşım sergilenmesi gerektiği konusunda da bilgiler verdi. 


"Ergenlik en zorlu dönem"

Psikolog Hazal Sansür ise ergenliğin, çocukluk ile yetişkinlik arasında yer alan fiziksel, duygusal, sosyal ve psikolojik değişimlerin çok yoğun olarak yaşandığını belirtti. 12-18 yaş arasındaki bireylerin cinsel, psikolojik ve sosyal kimliklerini geliştirdiği bu dönemin aileden uzaklaşma ve arkadaşlara yönelmenin doğal olduğunu da söyledi. Sansür; “Aile içindeki saygılı ve empatik iletişim ergenin gelişimi için çok önemlidir. Aileler sağlıklı sınırlar koyarak ergenlerin özgürlüklerini desteklemeli. Sağlanan güven ortamıyla ergenin sağlıklı bir denge kurmasına yardımcı olmalı. Emir vermek, yönlendirmek, öğüt vermek,  yargılamak, eleştirmek yerine açık iletişim ve dinleme olmalı. Aileler pozitif rol model olurken, bağımsızlık, sorumluluk, dijital dünya ve sosyal medya eğitimlerinde rol model olabilirler” diyerek sorumluluğun yavaş yavaş ve uzun deneyimler sonucu kazanıldığının unutulmaması gerektiğini hatırlattı.  

"Çocuk gelişiminde ailenin rolü büyük"

Ailenin çocuğun gelişiminde en önemli rollerden bir tanesine sahip olduğunu anlatan psikolog Ezgi Çiçek, “Aile her bireyin aynı alanda birbirinden etkilendiği ve birbirini de etkilediği çok etkileşimsel bir yapıdır. Aile içerisinde sadece çocuk değil, aynı zamanda her aile bireyinin sağlıklı bir birey olması gerektiğini düşünürüz. Bu kapsamda kendi çocukluğumuza dönmek ve nasıl bir aile içinde büyüdüğümüzü hatırlamak da büyük önem taşır. Şunu fark ediyoruz, eğer biz kendi ailemiz konusunda bir iç görüye sahip olursak, eleştirebiliyor, görebiliyorsak, o zaman bir farkındalık kazanıyor ve kendi çocuğumuza da bu çerçeveden bakabiliyoruz” diyerek ailelerin çocuklarına her alanda sağlıklı ve şeffaf bir yaklaşım sergilemeleri gerektiğini kaydetti. 


"İletişim olmadan dilin gelişmesi çok zor"

Konuşma ve iletişim bozuklukları konusunda Uzman Dil Konuşma Terapisti Işıl Özdemir’de çocuk ve ergenlerde iletişim sorunlarını ele aldı. Özdemir, “İletişim dediğimizde, yazıya,dile bağlı olması gerekmeyen bir tanımla karşılaşıyoruz. İletişim kurmak, bir derdimizi karşı tarafa herhangi bir yolla hissettirebilmektir. Dil, bir sözcüğün içerisindeki seslerin farkındalıklarını anlamaktır. Sözcükleri bir araya getirebilmektir. Bütün bu oluşturulan mesajı doğru zamanda, doğru işe, doğru şekilde, doğru yöntemde aktarma becerisidir. Ama iletişim olmadan dilin gelişmesi çok zor ve çok kısıtlı gerçekleşebilir” ifadelerini kullanarak, iletişim ve dil gelişiminin çocuklar için önemi ve ailenin bundaki rolünden söz etti.  


"Ergoterapi çocuğun günlük yaşam becerilerini kazanmasını kolaylaştırır"

Ergoterapi’nin, bireylerin günlük yaşam aktivitelerinde daha bağımsız ve işlevsel hale gelmelerini sağlayan bir terapi yöntemi olduğunu belirterek sözlerine başlayan Ergoterapist Gizem Vardar’da, “Duyu bütünleme, bireyin çevresindeki duyusal bilgileri doğru bir şekilde algılayıp, organize ederek günlük yaşamda kullanabilme yetisidir. Bu süreç, çocukların çevresiyle uyumlu bir şekilde hareket edebilmesi, öğrenmesi ve sosyal ilişkiler kurabilmesi için temel bir öneme sahiptir.  Özellikle duyu bütünleme bozukluğu yaşayan çocuklar için ergoterapi, duyusal işleme süreçlerini geliştirmede etkili bir yaklaşım sunar. Bu terapi yöntemi, çocuğun çevresine daha iyi uyum sağlaması için duyusal uyaranlara maruz bırakıldığı, kontrollü ve bireyselleştirilmiş aktiviteleri içerir. Ergoterapinin temel amacı, çocuğun günlük yaşam becerilerini kazanmasını kolaylaştırmaktır. Duyusal bütünleme süreçlerinde sorun yaşayan çocuklar, bu terapilerle dokunma, görme, işitme ve denge gibi duyularını organize etmeyi öğrenir. Ailelerinde bu süreçte önemli bir rol üstlenerek, iletişime karşılık vermesi ve geliştirmesi gerekir” dedi. 

Kaynak: HABER MERKEZİ