CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, tarımsal üretimde kontrolsüz kullanılan pestisitler nedeniyle Türkiye’ye iade edilen tarım ürünlerine dikkati çekerek, ''Avrupalı’nın kapısından içeri sokmadığı ürünleri biz mi yiyoruz” dedi. Salıcı, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya “İade edilen bu ürünler iç piyasaya sürülmekte midir'' diye sordu.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na verdiği yazılı soru önergesinde, tarım ilaçlarına ve tarımda kullanılan kimyasallara dikkati çekti.
Salıcı, önergesinin gerekçesinde tarımsal üretimde ürün kaybına, verimin düşmesine neden olan hastalıklarla; yabani otlarla ve zararlı böceklerle mücadele etmek için kullanılan tarım ilaçlarının gıda güvenliğini tehlikeye attığını vurgulayarak, ''Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kabul edilebilir düzeyden fazla tarım ilacı kullanımının gıdalarda kalıntı bırakarak akut ve kronik zehirlenmeler, alerjik etkiler, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği ve kanser gibi sağlık açısından ciddi zararlara neden olduğu, yer üstü ve yer altı su varlıklarının, tarım alanlarının kirlenmesine neden olarak biyoçeşitliliği yok ettiği yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur'' dedi.
Mart ayında 41 ürün bildirildi
Nisan ayında iade edilen tarım ürünleri ve iade gerekçelerini de anımsatan Salıcı, şunları kaydetti:
''Yunanistan, İspanya ve Almanya’ya ihraç edilen susam ve tahinlerde; İtalya’ya ihraç edilen poşet çaylarda; Belçika’ya ihraç edilen fındık kremasında ve Litvanya’ya ihraç edilen defne yapraklarında salmonella tespit edilmiş; Hırvatistan’a ihraç edilen sakızlarda yasaklı renklendirici, armutlarda yüksek oranda böcek ilacı bulunmuş; Avusturya’ya ihraç edilen kaynak sularda yüksek oranda nitrite, İsviçre’ye ihraç edilen maden sularında yüksek oranda bor mineraline rastlanmış; Bulgaristan’a ihraç edilen limon, greyfurt, yeşil biber ve asma yapraklarında; Hollanda, Fransa ve İtalya’ya ihraç edilen incir ve kuru üzümlerde ise yüksek miktarda pestisit saptanmıştır.
Yalnızca geçtiğimiz Mart ayında ülkemizden ihraç edilen 41 farklı ürünün kabul edilebilir düzeyden fazla ya da bulunmaması gereken kimyasalları içermesi yahut bakteri barındırması nedeniyle Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Uyarı Sistemi (RASFF) tarafından bildirimde bulunulmuştur. RASFF tarafından yapılan bildirimlerden yalnızca tarım ürünlerinde değil ülkemizden ihraç edilen paketli gıdalarda da yüksek oranda kimyasala rastlandığı ve ülkemize iade edildiği bildirilmiştir.''
Piyasaya mı sürülüyor imha mı ediliyor?
Bakan Yumaklı'ya "Kimyasal ya da bakteri bulundurması nedeniyle ithal eden ülke gümrüğünden iade edilen ürün miktarı kaç tondur?" sorusunu yönelten Salıcı'nın önergesinde, şu sorular yer aldı:
''İade edilen bu ürünler iç piyasaya sürülmekte midir? İade edilen ürünlerden ne kadarı imha edilmiştir? İhraç ettiğimiz ürünlerde kimyasal bulunmasının ülkemiz ihracatına etkisi nedir, bu ülkelere gerçekleştirdiğimiz ihracat tutar ve oranlarında bir azalış yaşanmakta mıdır? AB standartlarına göre kullanımı yasak olan ancak ülkemizce yasal olarak kullanımına izin verilen pestisit sayısı kaçtır, bunların kullanımına neden izin verilmektedir? Ülkemizde tarımsal üründe kilo başına kullanılan pestisit miktarı nedir, bu oran AB ve OECD ortalamalarının ne kadar üzerindedir? Yasaklı veya kabul edilebilir düzeyden fazla pestisit kullanımının denetiminde görevli kaç personel bulunmaktadır, son 5 yılda kaç denetim yapılmıştır?''
Biz mi yiyoruz?
Özellikle ekonomik değeri yüksek kuru meyve ve baharat gibi ürünlerin imhası maliyetli olduğu için iç piyasaya sürüldüğünü söyleyen Salıcı, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, şunları söyledi:
''Tüm bu bilgiler ışığında aklımıza şu soru geliyor: Avrupalı’nın kapısından içeri sokmadığı ürünleri biz mi yiyoruz? Ayrıca yurt dışından iade edilen bu ürünler işlenerek de tüketiciye sunulabiliyor. Örneğin, iade edilen domates formu değiştirilerek salça haline getiriliyor. Özellikle asma yaprağında ciddi sorun var. Bakanlık, geçen hafta yaptığı kamuoyu duyurusunda yeterli denetlemenin yapıldığını söylese de, denetimler genelde fabrika ve limanlarla sınırlı kalıyor. Oysa denetimlerin tarlada, üretim aşamasında yapılması daha sağlıklı olurdu. Konunun insan sağlığı ve tarım dışında ekonomik boyutları da var. Bu ülkeler, yaşanan bu sorunlar nedeniyle bir kez daha ülkemizden tarım ürünü almayı tercih etmiyor. Bu da ihracat rakamlarımıza olumsuz yansıyor.''