Gizem TABAN/İZ GAZETE- Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Osmaniye ve Adana olmak üzere 10 ilde etkili olan ve bilançonun giderek ağırlaştığı deprem, bir kere daha dirençli kentlerin önemini ortaya koydu. Jeolog ve Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, kentleri depreme dirençli hale getirmenin öncelikli aşamalarını anlattı. Prof. Dr. Görür, depreme hazırlıklı kentler için; mikro-bölgeleme, tehlike analizi ve risk analizi çalışmalarının önemini vurguladı. 

640x360

Neler yapılmalı?

Kentlerin depreme dirençli hale gelmesi için öncelikli olarak yapılması gereken çalışmaları anlatan Prof. Dr. Naci Görür, “Bundan sonrası için yapmamız gereken depreme dirençli kentler… Depreme dirençli kentler oluşturmak için de öncellikle o kentlerde mikro-bölgeleme çalışması yapılması gerekir. Mikro-bölgeleme çalışmasında; jeofizik, jeoloji, topoğrafya, jeodezi, GPS, InSAR gibi teknolojiler kullanır ve bu çalışmalar sonucunda kentin depremselliği önemli ölçüde ortaya çıkar. Kentin yönetimi, mekân kullanımı ve planlaması bu mikro-bölgeleme verilerine göre yapılır. Çünkü bunlar ortaya çıktıktan sonra, kentte deprem tehlikesi tam anlamıyla belli olur. Biz; fayların, hangi boyutta ve ne zaman deprem üreteceği, tekerrür periyodunun ne olduğu gibi konuları analiz etmeye ‘tehlike analizi’ deriz. Mikro-bölgelemeden sonra kentin tehlike analizi yapılır. Bundan sonrasında da risk analizi yapılır” diye konuştu. 

Önce analiz

Risk analizine dair açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Görür, “Halkın hasar analizi yapılır, deprem olduğunda o kentte kaç kişi ölür, kaç kişi yaralanır, bu analiz edilir. Yol, köprü, tünel, atık su şebekesi, doğalgaz şebekesi, kanalizasyon şebekesi nasıl ve ne kadar hasar görür, bunları öğrenmek için altyapı analizi yapılır. Yapı stokunun analizi yapılır, deprem gelirse o kentte nereler yıkılır, ne kadar yıkım olur, kaç ton moloz açığa çıkar, nereler sağlamdır, nereler kötüdür, bunların bilgisi edinilir. Çevre ve ekosistem analizi yapılır. Bir kent depreme uğrayınca, o çevrenin canlıları, akarsuları, tarım alanları gibi aklımıza gelen her şey tahrip oluyor. Çevreyi de korumak lazım. Deprem olduğu zaman nereler kirlenir, nerelerde patlayıcı, toksik maddeler birikir, bütün bu analizler yapılır. Daha sonra da ekonomik analiz yapılır. Kentin bir bileşeni de ekonomidir. Deprem olduğunda o kentin ekonomik çarkları durur, kentin ekonomisi yok olur. Deprem gelmeden önce ekonomik önlemlerin de alınması lazım. Tüm bu çalışmalar yapıldıktan sonra; yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, çevre ve ekonominin ne kadar zarar göreceği ortaya çıkar ve o olası zararların azaltılması için gereken önlemlerin alınması gerekir. Kentleri böylelikle depreme hazırlamış oluruz” ifadelerini kullandı. 

Editör: Duygu Kaya