5 Aralık Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesinin dönümü nedeniyle bir açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi Efes Selçuk İlçe Başkanı İpek Onbaşıoğlu, kadınların Seçme ve Seçilme Hakkının yanı sıra sosyal ve ekonomik haklarına da değindi. Onbaşıoğlu, AKP iktidarının kadınları getirdiği noktada kadınların yaşam hakkının ihlaline dikkat çekti. Başkan İpek Onbaşıoğlu kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesinin bir devrim olduğunu belirterek; “Gerçek bir devrimci olan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kadınlara 5 Aralık 1934 tarihinde Seçme ve Seçilme Hakkı tanımıştır. Bu bir devrim, bugün de bir devrimin yıldönümüdür. 1930 yılından önce Belediye seçimlerine, 1933 yalında Köy Muhtarı ve İhtiyar Heyetlerine seçilme hakkını elde eden kadınlar 1934 yılında Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı ile demokrasinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Aynı dönemde, demokrasi ve özgürlükler ile çok öncesinde tanışan birçok ülkeden önce Seçme ve Seçilme Hakkının Türk kadınına verilmesi günümüzden bakıldığında dahi devrim niteliğinde bir adımdır” dedi. 

Kadınlara bir ödül

Türk kadınının bağımsızlık mücadelesinde kahramanlık sergilediğini belirten Onbaşıoğlu; “Bu devrimin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Dünyada hiçbir milletin kadını, 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gösterdim' diyemez…” diyerek aslında Türk kadının hakkı olanı ona yasalarla vermiştir. Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan, erkeklerle birlikte savaşan, düşman siperlerine canı pahasına Çete Ayşe, Kara Fatma, Nezahat Onbaşı, Tayyar Rahmiye, Halime Çavuş ve daha nice isimsiz kadının kahramanlıklarının ödülüdür 5 Aralık 1934” dedi. 

"Her gün bir kadının katledildiği günlere geldik"

Kadına yönelik şiddette son yıllarda tırmanmasına dikkat çeken Onbaşıoğlu; “O tarihlerde kutlama mitinglerinin yapıldığı, gazetelerin, “Türk kadını hakların en büyüğünü aldı” manşetlerinin atıldığı günlerden bugüne geldiğimizde, 22 yıllık AKP iktidarında kadının sosyal, ekonomik ve siyasi haklarından önce yaşama hakkının elinden alındığı, ülkeyi yönetenlerin buna seyirci kaldığı bir dönem içerisinde olduğunu üzülerek ifade etmek isterim. Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilmesinden sadece 2 ay 3 gün sonra 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan 5. Dönem TBMM seçimlerinde 17 kadının meclise girmesinin ardından ayın her gününde neredeyse bir kadının katledildiği günlere geldik” dedi. 

Kadınların yaşadığı sorunların çözümünün ancak Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı ile çözülebileceğini belirten Onbaşıoğlu; “Kadının yaşadığı her sorunun çözümü siyasi iradededir. Bu siyasi iradede sözü kadınlar söylemediği sürece, eylemler söylemlere dönüşmediği sürece, kadının siyasette daha fazla yer almasını sağlanamayacağı gibi toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi her zaman yarım kalacaktır. Bugün Türkiye’nin uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği raporlarında yer aldığı sıra giderek gerilemektedir. Oysa bu ülkede 90 yıl önce kadınların en büyük haklardan birini elde ettiğimizi düşündüğümüz zaman bulunduğumuz nokta oldukça düşündürücüdür” dedi. 

"Kadınlar siyasette olursa her şey daha iyiye gider"

“Kadınlar siyasette var oldukça her zaman her şey daha iyiye gider” diyen Onbaşıoğlu; “Bugüne kadar iktidar sahibi olan partiler kadını çoğunlukla siyasette bir “vitrin” olarak görmüştür. Oysa ki kadın siyasette bir vitrin değil bir iklimdir. Kadının olduğu iklimde demokrasi olur, barış olur, eşitlik olur. Kadının siyasette temsili yüzdelik oranların ötesinde bir anlam taşır. Asıl olan kadınların varoluş mücadelesi, asıl olan kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi haklarını hiçbir çekinceye yer vermeden kullanabilmesidir. Asıl olan kadının, sokakta özgürce ve korkusuzca yürüyebilmesidir. Asıl olan kız çocuklarının okula gidebilmesidir. Asıl olan kadınların hak mücadelesidir. 90 yıl önce kadınların meclise girmeye, kendilerini temsil edecek milletvekillerini seçmeye hak kazandığı günlerden Cumhuriyetin ikinci yüzyılında kadınların sokakta özgürce yürüdüğü ya da evlerinde katledilmediği günlerin özlemini yaşamak hepimize ağır gelmektedir. Bu tablonun mimarı AKP iktidarının erkek egemen politikalardır.  Bu politikaların çaresi de Cumhuriyet Halk Partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapan, partisinin ilçe başkanlığını yapan bir kadın olarak, Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilmesinden bu yana haklarını kullanan, seçen, seçilen, aday olan tüm kadınlara partim adına teşekkürlerimi sunarım” dedi.

Kaynak: BÜLTEN