Uzmanlar, çalışma kapsamda, modifiye edilmiş bir manyetik rezonans görüntüleme (MRI) makinesinin yanı sıra bir de elektroensefalogram (EEG) makinesi kullandı.
Çalışmada üç katılımcı, 10 gün boyunca 3 saatlik zaman dilimlerinde MRI tarayıcısına yerleştirilerek uyku sırasındaki beyin aktiviteleri izlendi.
Katılımcıların kafa derilerine, elektrotlar aracılığıyla, beyinde meydana gelen küçük elektrik sinyallerini yakalamak için bir EEG makinesi takıldı.
MRI makinesi ise katılımcının uykusunun farklı aşamalarında, kan akışındaki değişiklikleri gözlemleyecek şekilde düzenlendi.
Yapay zekâ analiz etti
Smithsonian Magazin'e göre bilim insanları, katılımcılarda REM dışı uykunun birinci evresine odaklandı.
Bu evre, "hızlı, tek tük halüsinasyonların" ortaya çıkabildiği uyuklamadan birkaç dakika sonrasını kapsıyor.
Katılımcılar, REM dışı uykunun birinci aşamasına girdikten sonra uyandırıldı, rüyalarında ne gördüklerini anlatmaları istendi ve bu işlem yaklaşık 200 kez tekrarlandı.
Bilim insanları, önce katılımcıların rüyalarında en sık gördükleri nesneleri (örneğin bir insan ya da bina) tespit etti; uyandıktan sonra da bu nesnelerin internetteki görüntüleri onlara, MRI makinesinin içindeyken gösterildi.
Ardından söz konusu veriler karşılaştırıldı ve daha sonra analiz için bir yapay zeka programına yüklendi.
Yüzde 60 isabetlilik
Bilim insanları çalışmanın sonucunda, katılımcıların rüyalarına ait temel görüntüleri oluşturabilmeyi başardı ve bunları bir videoda bir araya getirdi.
Katılımcılara, rüyalarının nasıl gerçekleştiği sorulduğunda alınan yanıtlar, yapay zeka tarafından oluşturulan video tahminleriyle oldukça iyi eşleşti.
Çalışma, algoritmanın bir katılımcının rüyasında ne gördüğünü yüzde 60 oranında tahmin edebildiğini, ancak belirli bir sahnenin ayrıntılarını tanımlamak konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu ortaya koydu.