CHP MYK'nın Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında parti genel merkezinde dün yaptığı toplantının ana gündem maddesi Esenyurt ve kurultay tarışmalarıydı... MYK'nın yaklaşık 6 saat süren toplantısında, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine kayyum atanmasının yanı sıra, ekonomik kriz, kutuplaşma siyaseti, kadın-çocuk cinayetleri ve ABD seçim sonuçları da değerlendirildi.
Gizli tanık, 12 sene önce ölmüş
Kurmayların Esenyurt konusundaki değerlendirmesi şöyle:
''Gerekçede, ‘Yapmış olduğu telefon görüşmeleri tek başına delil olarak değerlendirilmese de Rojin Şenses konserinde atılan sloganlar onu bağlamasa bile, yaptığı taziye telefonu tek başına örgüt üyeliği anlamına gelmese bile, kendisi dışında gelişen süreçlerde adının bir yerlerde anılıyor olması kendi bilgisi dahilinde olmasa bile... Ancak 9/8 maddesi gereğince gizli tanığın ifadeleri doğrultusunda tek başına bu deliller olmadığında, tek başına gizli tanıığın ifadesi de tutuklanmak için yeter ve gerek şart olmadığı halde tutukluluğunun devamına karar verildi’ deniyor. Bu gizli tanık, 12 sene önce ölmüş. İddia edilen görüşmelerin tamamı 2013-2014 yıllarında yapılmış. TBMM, Ahmet Özer’i çözüm sürecinde akil adam olarak görüşmeye çağırmış. Ahmet Bey devletin resmi arabulucu heyetinin içinde olanlardan biri.''
Esenyurt’taki milyarlarca liralık bir rant operasyonudur
Kayyumun bir başka ilçeye değil de Esenyurt’a atanması ve belediye meclis üyelerinden bir başkan vekili seçilmemesini de değerlendiren kurmaylar, şöyle devam etti:
“Esenyurt, Türkiye’nin en büyük kent suçları müzesidir. Plan nüfusu 500 bin olan bir ilçeye 1 milyon 400 bin insanın yerleşebileceği kadar kaçak yapılaşma yapılmıştır. Esenyurt konut mağdurları diye 30 bin insan var. O nedenle iktidarın Esenyurt’taki temel hedefi, Esenyurt’taki bu kirli rantı kayyumla kapatmak. Kaçak binaların tamamını yasallaştırmaya çalışacaklar. Planların tamamını Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan geçirerek askıya çıkarıp uygulamaya koyacaklar. Buradaki milyarlarca liralık büyük bir rant operasyonudur. O nedenle belediye başkanının yerine, belediye meclisinden bir vekil seçilmiyor. Esenyurt konut mağdurları sorununu çözecek olan iktidarın ta kendisi.”
Birilerinin iştahını kabartıyor
Esenyurt'ta Atatürk'ü anma programında kayyum protestosunu da değerlendiren kurmaylar, “Baltayı taşa vurdular. Türkiye’nin en büyük ilçesine uydur kaydır gerekçelerle kayyum atadılar. Neresinden tutarsanız tutun, lime lime dökülen bir dosya. 10 milyar 450 milyon liralık bir bütçeyi denetimsiz olarak yönetmek birilerinin iştahını kabartıyor. En yüksek dördüncü ilçe bütçesi” ifadelerini kullandı.
Türkiye demokrasisine yapılacak en büyük kötülük
CHP’nin Mardin ve Batman’a atanan kayyumlara ilişkin yaklaşımının eleştirilere maruz kalmasına rağmen doğru olduğunu savunan kurmaylar, ''Demokrasiden bir kere vazgeçmeyeceksin. Kayyuma karşıysanız nerede varsa orada karşı olacaksınız. KHK’yla terörle ilintili görevden almadan kaynaklanan yasa, FETÖ terör örgütü üyelerinin yerine kayyum atanması amacıyla getirilmişti ve şimdi bu Türkiye’de bütün muhalifleri terörle iltisaklı sayarak yerine atanmış başkanvekilleriyle yönetmeyi getiriyor. Bu, Türkiye demokrasisine yapılacak en büyük kötülük” dedi.
O başka bir parti
Kurmaylar, kayyum konusunda CHP ve DEM Parti’nin ortak gösterdiği tavrın eleştirilere neden olması hakkında, olmayan bir olgu üzerinden eleştirildiklerini, DEM Parti’yi şeytanlaştırarak bir politika üretmeyi doğru bulmadıklarını ve şeffaf olarak görüştüklerini söyledi. Kurmaylar, şunları kaydetti:
“DEM Parti muhalif bir parti, biz de bir başka muhalefet partiyiz. Muhalefet partilerinin ortaklaştığı alanlar bellidir, ayrıştığı alanlar bellidir. DEM Parti, CHP’ye yakın bir siyasi parti değil ki. DEM Parti’nin kimi konulardaki açıklamaları için ‘CHP’liler siz ne söylüyorusunuz’ biçimindeki değerlendirmeler doğru değil, o başka bir parti. Biz onun seçilmiş belediye başkanına atanan kayyum noktasında bir karşı duruş gösteriyoruz. Esenyurt’ta da zaten bir kent uzlaşısı vardı. CHP üyesi, 2019 Genel Seçimlerinde CHP’den milletvekili aday adayı olmuş, daha sonra CHP’de siyaset yapmış bir akademisyeni biz aday yaptık. Temel nedeni de şu: Esenyurt, Doğu ve Güneydoğu Anadoluluların yoğun olduğu bir ilçe. Birinci nüfus Vanlı, 120 bin Vanlı yaşıyor. Ahmet Hoca da Vanlı. Vanlıların oyunu aldığımız anda seçimi kazanacağımızı da gördük. Onu adaylaştırdık. DEM Parti de Güneydoğulu birinin batıda belediye başkanlığını değerlendirdi, bunu uygun gördü ve aday çıkarmadı. Ama İstanbul’un 24 ilçesinde DEM Parti aday çıkardı zaten. Biz 15 ilçede kent uzlaşısı falan yapmadık.''
Kurmaylar, İstanbul ve Ankara’ya kayyum atanmasının ise mümkün olmadığını vurguladı.
Biz yüzde 26’nın altını hiç görmedik
MYK’da partinin yaptırdığı son anketlere ilişkin değerlendirmeler de yapıldı. Parti kurmaylarının anketlere ilişkin değerlendirmesi ise şöyle:
''Biz AK Parti’yi yüzde 22’nin üzerinde hiç ölçmüyoruz. Biz ise kararsızlar dağıtılmadan yüzde 26’nın altını hiç görmedik. AK Parti, Türkiye’de dönemini tamamlamaya eğilimli bir siyasal hareket ve buradan toparlaması da mümkün değil. Gider ayak kaybettiği seçimleri, gider ayak yönetemediği yerlerde, mahkemeler eliyle seçim kazanmaya başladı. Şu anda Hakkari’yi, Batman’ı, Mardin’i üç ili yönetiyor. Üç il kazanmış oldu şu anda. İlçeleri yönetiyor. Bu doğru değil. 31 Mart’ta milletin attığı tokadın daha anlamını kavramadıklarını görüyoruz. Biz, CHP olarak her yaptığımız davranış, uygulama, organizasyon, açıklama, izlediğimiz stratejiyi haftalık olarak değerlendiriyoruz, geri bildirimler alıyoruz. Bu bir biçimiyle bize toplum tarafından nasıl karşılandığını ölçmeye çalışıyoruz. AK Parti nasıl ölçemez?''
Gündemimizde kurultay yok
CHP kurmayları, parti içindeki bazı milletvekillerinin çağrı yaptığı seçimli kurultayın MYK’da gündeme gelmediğini söyledi. 2025 yılında bir kurultay olmasının mümkün olmadığını belirten kurmaylar, ''2023 Kasım’da bir kurultay yaptık. Bir daha 2026’da olağan kurultay yapacağız. Kurultaydan çıkan irade de partiyi genel seçimlere götürecek. Tüzük kurultayını da gerçekleştirdik. Bir program kurultayı yapacağız 2025’te. Gündemimizde kurultay yok. Milletvekili grubu içindeki sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen sayıda milletvekilinin ortaya attığı bir iddia var, beklenti içindeler” ifadelerini kullandı.
Kurultay talebi içinde değiller
''Gündemimiz kurultay değil” ana fikirli 81 il başkanın yaptığı açıklamayı da değerlendiren kurmaylar, “Kurultay çağrısı yapan milletvekilleriyle birlikte hareket eden il başkanları dahil bugün bir kurultay talebi içinde değiller. Genel Başkan, eylül ayında yaptığımız tüzük kurultayında, seçimli olabilmesinin yolunu açtı ama 36 imzadan fazlaya çıkamadılar. CHP içinde muhalefet olmaması diye bir durum söz konusu olamaz ama kurultay gündemimizde yok” dedi.
Tecrübeli arkadaşlarımızın yapıyor olması ilginç
Kurultayın parti gündeminde olmadığı gibi halkın gündemin de olmadığını kaydeden kurmaylar, “Anketlerde yüzde 60-67 arasında temel sorun olarak yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, işssizlik ve geçim sıkıntısı görünüyor. Bizim de bunların dışında başka gündem maddemiz yok. Tabii ki Esenyurt, Narin cinayeti, çevre katliamları, bütçedeki yatırımların daratılması, asgari ücret gündemimizde. 85 milyon içinde 50-60 milyon insan, ‘Bir konuyla ilgili CHP ne söyler’ diye merak ediyor. Bir de 50-100 kişi, ‘CHP kurultay yapacak mı’ diye merak ediyor. Bu kadar gündemden kopuk bir değerlendirmeyi, tecrübeli arkadaşlarımızın yapıyor olması ilginç” görüşünü dile getirdiler.
Kurultay talebini dile getiren sosyal medya hesaplarının yüzde 90’ı sahte
Kurmaylar, kurultay talebinin sosyal medyadaki yansımlarına yönelik de değerlendirme yaptı. Kurultay talebiyle ilgili sosyal medyada taramalara başladıklarını aktaran kurmaylar, ''Bu talebi dile getirdiği görülen sosyal medya hesaplarının yaklaşık yüzde 90’ının sahte hesap olduğunu tespit ettik. Yapay zekayla çok profesyonalce hesaplar oluşturuluyor. Tweetleri atanlar gerçek ama cevap verenler ve dolaşıma sokanlar, yaygınlaştıranlar sahte hesaplar. Sosyal medya üzerinden kasıtlı bir saldırı var. İlçelerde, illerde bir kurultay talebi yok. Örgüte açık toplantılar yapıyoruz, bir kişi bile kurultay demiyor” dedi.
81 ilde esnaf ziyareti
2025 Bütçe görüşmeleri sürerken ve asgari ücrete yapılacak yeni yıl zammı gündemdeyken CHP MYK, ekonomi meselesini gündemde tutma kararı aldı. Kurmaylar, “Ekonomiyi gündemde tutmaya dair çalışmalar olacak. Asgari ücretle ilgili, miting olmasa bile bir çalışma yapmayı planlıyoruz. Ekonomiyi konuşmamak için yaratılan sis perdesini dağıtmak için bunlara ağırlık vereceğiz. Sokakta olan tek parti CHP” ifadelerini kullandı.
CHP TBMM Grubu, bu kampsamda hafta sonu 81 ilde esnaf ziyaretleri yapacak. Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın koordinasyonunda yapılacak olan ziyaretlere ilişkin Başarır, MYK’da konuya ilişkin bilgi verdi. MYK’dan uygun olan MYK üyelerinin de programa katılması kararlaştırıldı.
Kendi gerçeklerini Türkiye gerçeği zanneden siyasetçiler olabilir
CHP MYK, geçen hafta eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş hakkında, parti aleyhine yaptığı açıklamalar sebebiyle kesin ihraç talebiyle disipline sevk kararı almıştı. Savaş’ın açıklamalarını değerlendiren kurmaylar, şunları söyledi:
''Biz 31 Mart yerel seçimlerine giderken bazı arkadaşlarımızla yollarımızı ayırdık, bizle yollarını ayıranlar oldu, partiden istifa edenler, başka partilere gidip adaylaşanlar oldu. Seçim bittiğinde hepsinin büyük bir yenilgi ve yanılgı içinde olduğunu hepimiz gördük. O nedenle dönem dönem içinde bulunduğu konularda Türkiye gerçeğini farkında olmadan kendi gerçeklerini Türkiye gerçeği gibi zanneden siyasetçiler olabilir. Biz CHP’yi büyütme iddiasındayız ama CHP’yi büyütürken değerlerimizden ve partinin ortaya koymuş olduğu politikaların eleştirilmez bir yanı olmadığını hep söylüyoruz. Ama eleştiriyle terbiyesizlik sınırı arasındaki ince çizgiyi kimsenin kaçırmaması gerekir.”
Adaylığınızı geri çekin dedik, başka yerden aday olurum dedi
31 Mart seçimlerinden önceki aday belirleme sürecini hatırlatan kurmaylar, CHP Genel Merkezi’nde Lütfü Savaş ile yapılan görüşmeyi de şöyle aktardı:
''Lütfü Savaş’a, anketleri önüne koyarak onun aday olduğu durumda kaybettiğini söyledik. ‘Siz kaybediyorsunuz’ dedik. ‘Ben kaybetmiyorum’ dedi. ‘Adaylığınızı geri çekin. Kimi aday yapsak kazanıyoruz. Partinin oy potansiyeli çok yüksek ama size karşı bir direnç var’ dedik. ‘Beni aday yapmazsanız ben bağımsız aday olurum, başka yerden aday olurum’ dedi. Bir anket getirdi, ankette kazandığını gösterdi ama anketin gerçek olmadığı ortaya çıktı. Hata yaptığımız, yanıldığımız yerler oldu. Bir kayıp varsa birinci hata genel merkezin, adayın, örgütün.''