İzmir’de CHP Konak İlçe Örgütü, Konak Meydanı’nda ''lokma'' dökerek basın açıklaması yaptı. Konak Meydanı’nda toplanan partililer ve vatandaşlar; adalet, eşitlik ve demokrasi taleplerini dile getirdi. Basın açıklaması gerçekleştirilirken, katılımcılara "lokma" dağıtıldı.  Gündeme ilişkin açıklalarda bulunan CHP Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi şunları söyledi;

''Bugün, yaşanan adaletsizliklere, büyüyen yoksulluğa, göz ardı edilen acılara dikkat çekmek, suskunluğa mahkûm edilen milyonların sesi olmak için toplandık. Çünkü bu ülkede ne adalet var, ne hukuk, ne de insanca yaşam koşulları. Artık herkes biliyor ki bu düzen adalet değil, zulüm üretiyor. Bu düzen refah değil, yoksulluk üretiyor. Bu düzen liyakat değil, sadakat istiyor. Ama biz buradayız. Haksızlığa boyun eğmeyenler olarak buradayız. Yoksulluğa mahkûm edilmek istenenler olarak buradayız. Haksız ihraçlara, hukuksuz yargılamalara, adaletsiz düzene karşı buradayız. Ve buradan bir kez daha haykırıyoruz: Bu ülkenin mazlumları yalnız değildir. Daha doğarken yaşam hakkımız elimizden alınıyor. 

Yenidoğan bebeklerin bile çeteler tarafından ticari meta haline getirildiği bir düzende, hangi adaletten, hangi insanlıktan bahsedebiliriz? Daha gözlerini açtıkları anda, kimliksiz bırakılan, satılan, çalınan bebekler… Hayata başlarken bile eşit değiller, hayata başlarken bile hakları gasp ediliyor. Bir bebek doğarken bile adaletsizlikle karşılaşıyorsa, bu düzenin çürümüşlüğü apaçık ortadadır. Biz, doğumdan ölüme herkesin hakkını savunacağız. Emekli açlığa, dar gelirli çaresizliğe mahkûm edilemez. Bu ülkenin alın teriyle çalışan milyonları, yıllarca emek verdikten sonra açlık sınırında yaşamaya mahkûm ediliyor. Milyonlarca emekli, ay sonunu getiremiyor. Pazara çıkamıyor, ilacını alamıyor, faturalarını ödeyemiyor. Gıdaya, ısınmaya, barınmaya erişemeyen emeklilerimiz, sosyal yardımlarla yaşamaya mahkûm edilemez! İnsanca yaşam, lütuf değil, haktır. Asgari ücret her geçen gün eriyor. Mutfaktaki yangın büyüyor. İşçiler, memurlar, küçük esnaf geçinemiyor. Fiyatlar artarken, maaşlar yerinde sayıyor. Tenceresi kaynamayan milyonlara 'sabır' diyenler, halkın gerçeklerini görmek zorunda. Bu adaletsiz düzen böyle devam edemez."

"Haksız ve hukuksuz şekilde ordudan ihraç ediliyorlar"

Mezuniyet törenlerinde subay yeminini okuyan beş teğmenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilmelerine ilişkin açıklamalarda bulunan İlgazi, şunları söyledi:

"İhraç edilen teğmenler, Cumhuriyet’in evlatlarıdır. Bu ülkenin şerefli subayları, Atatürk’ün izinden giden genç teğmenler, haksız ve hukuksuz şekilde ordudan ihraç ediliyor. Vatanına, bayrağına bağlı olan, yıllarca eğitim alan, bu ülkeye hizmet etmek isteyen genç subaylar, bir gecede mesleklerinden koparılıyor. Neden? Çünkü liyakatin değil, biatin esas olduğu bir düzen kurulmak isteniyor. Cumhuriyet’in ordusu, biat edenlerle değil, Mustafa Kemal’in askerleriyle güçlenir. Bu hukuksuzluğa, bu adaletsizliğe boyun eğmeyeceğiz. Mustafa Kemal’in askerleri yalnız değildir. Kadınlar direniyor, yaşamlarını savunuyor. Kadın cinayetleri durmuyor. Şiddet her geçen gün artıyor, failler korunuyor. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçenler, kadınları savunmasız bırakıyor. Bu düzen kadınları değil, şiddeti koruyor. Ama kadınlar direniyor, kadınlar mücadele ediyor, kadınlar bu karanlığa teslim olmuyor."

"Basın susturulamaz, halkın sesi kesilemez"

AKP'nin gündemdeki olaylara ilişkin politikalarını eleştiren İlgazi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çocuklar yatağa aç giriyor. Okulda beslenemeyen, aç karnına ders dinlemeye çalışan çocuklarımız var. Bir çocuğun karnı açken, bu ülkeyi yönetenler lüks sofralarda oturuyor. Bir çocuk üşürken, saraylarda milyonluk harcamalar yapılıyor. Bu ülkenin çocukları yoksulluğun kader olmadığını bilmeli. Onlar için daha eşit, daha güzel bir gelecek kuracağız. Basın susturulamaz, halkın sesi kesilemez. Özgür basın demokrasinin temelidir. Gerçekleri yazan gazeteciler hapiste. Muhalif olan herkes hedefte. Halkın haber alma hakkı yok sayılıyor. Ama biz biliyoruz ki: Gerçekleri susturamazsınız. Gerçekler er ya da geç gün yüzüne çıkar. Bu ülke karanlığa teslim olmayacak. Siyasetçiler hapsedildi, halkın iradesi yok sayıldı. Farklı düşünmek suç haline getirildi. Muhalefet etmek cezalandırılıyor. Ama unutulmamalıdır ki: Halkın iradesi demir parmaklıklarla engellenemez. Halkın seçtiği siyasetçiler, halkın vicdanında her zaman özgürdür. Bolu Kartalkaya’daki facia hepimizin yüreğini yaktı. İhmaller, denetimsizlik, sorumsuzluk yine hayatlara mal oldu. Bir otel yanarken, yetkililer seyirci kaldı. Bu ülkenin insanı, ihmal yüzünden ölmemeli. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Bu düzen iflas etti. Çözüm belli: Erken seçim. Bu sistem çöktü. Adalet yok. Eşitlik yok. Liyakat yok. Refah yok. Gelecek yok. Ama bir çözüm var; erken seçim."

"Ya hep beraber, ya hiçbirimiz"

İlgazi, sözlerini şu şekilde noktaladı:

İzmir'de huzur dolu bir dinlence alanı: Doğal güzellikleri ile kendine hayran bırakıyor! İzmir'de huzur dolu bir dinlence alanı: Doğal güzellikleri ile kendine hayran bırakıyor!

"Bu ülkeyi yönetenler artık halkın dertlerini göremiyor, duymuyor, hissetmiyor. O zaman yapacak tek şey var: Bu düzeni sandıkta değiştirmek. Sandık gelecek, bu adaletsizlik bitecek. Sandık gelecek, emekli rahat edecek. Sandık gelecek, gençler umudunu yeniden kazanacak. Sandık gelecek, adalet yerini bulacak. Ama biz buradayız. Susmayacağız. Unutmayacağız. Geri adım atmayacağız. Adalet yerini bulana kadar, haklar teslim edilene kadar mücadelemiz sürecek. Ve bu düzeni değiştirmek için erken seçim gelene kadar, bu ülkenin mazlumları susmayacak. Çünkü biz varız, çünkü biz birlikte güçlüyüz. Yaşamsal hakkım olan gıda, sağlık barınma, eğitim için var olmak için emeklerimizin hasadını istiyoruz. Anne olduk, baba olduk, çocuk olduk, ata olduk emekli olduk hepsinden önemli Mustafa Kemal’in askeri olduk. Buradayız hakkımızı istiyoruz.  iBB başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun yanında , Çağlayan ırmaklar gibi buluşan partililerimiz, demokrasi ve hukuk sevdalısı tüm STK'lar, muhalif parti temsilcileri ile bir kez daha hak hukuk adalet dedik… Akşam saatlerinde gencecik , geleceğimizin teminatı teğmenlerimiz peygamber ocağı dediğimiz, TSK'den ihraç edildi. Sadece Mustafa Kemal'in askerleriyiz dedikleri için. Yapılan tüm hukuksuzlukları kınıyoruz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz."

Kaynak: ANKA