Yİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İzmir’de gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Divan Toplantısı’na katıldı. Dervişoğlu’na toplantıda, İYİ Parti Teşkilat Başkanı Hasan Toktaş, TBMM Grup Başkan Vekili Turhan Çömez, TBMM Grup Başkan Vekili Buğra Kavuncu, TBMM Kâtip Üyesi ve Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar,İstanbul Milletvekili Cihan Paçacı, Manisa Milletvekili Şenol Surat, Muğla Milletvekili Metin Ergun, Aydın Milletvekili Ömer Karataş, Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın, Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz ve GİK Üyeleri Ali Topçu, Furkan Tura ve İYİ Parti İzmir İl Başkanı Av. Ülkü Doğaneşlik etti.Dervişoğlu toplantıda, önemli mesajlar verdi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, konuşma gerçekleştirdiği sırada 23 yaşındaki bir partiliyi sahneye davet ederek, 23 yıllık iktidardan sonra Erdoğan’ın artık Türkiye için tek vesayet olduğunu ve ondan da kurtulacaklarını söyleyerek, “Konuşuyorlar, ‘Vesayet Türkiye’sinden’ bahsediyorlar. ‘Eski Türkiye’ dedikleri ne? Erdoğan öncesi Türkiye. Erdoğan 23 senedir iş başında. Mehmet Ali 2002 doğumlu, Erdoğan zamanında doğmuş, Erdoğan zamanında yürümüş, ilkokula, ortaokula, liseye gitmiş, şimdi de 9 Eylül Üniversitesi’nde öğrenci. Tayyip Erdoğan bunun evveli ama bunun ahiri olamayacak. Herkes bunu bilsin. ‘Eski Türkiye’ diye kastettiğini buradan görüyorsunuz. 23 yıldır işbaşında, bu cumhuriyetin çeyrek yüz yılını Erdoğan yürütmüş. Bunun önüne bir şey geldiği zaman, ‘Eski Türkiye’ diye feryat ediyor. Eski Türkiye’den bahsederken Atatürk’e laf atamadığı için İsmet Paşa’dan bahsediyor. Askeri vesayetten bahsediyor, askeri vesayetin olmadığı bir ülkede 2 askeri darbe 2 teşebbüs 2 muhtıra yaşanmazdı. Allah’a şükür ki kaldırıldı ama Türkiye’nin başına ne geldi de bela oldu? FETÖ geldi FETÖ. FETÖ belasından kurtulabilmek için yargı vesayetinin girdabında bırakıldı. Türkiye’nin kurtulacağı 1 şey kaldı. Bu millet Allah’ın izniyle Tayyip Erdoğan vesayetinden kurtulacaktır” diye konuştu.

Bu parti İzmir partisidir

İYİ Parti’nin İzmir ruhu taşıdığını söyleyen Dervişoğlu, “Bu parti aslında bir İzmir partisidir. İzmir gibi birbirini seven, güvenen, birbirine omuz veren insanların partisidir. Bu parti kurulmadan önce vermiş olduğumuz demokrasi ve hukuk mücadelesinin ateşi burada yakılmıştır. Türkiye tek adamlığa evrilirken mücadelenin halkla buluşturulduğu yer İzmir’dir. Başka bir partide başlattığımız hukuk ve demokrasi mücadelesinin başka bir partide devam ettiği yerdir İzmir. Aslında ne kadar övünseniz azdır” dedi.

O giden vekiller hiç umurumda değil

Dervişoğlu, son aylarda partiden ayrılan milletvekilleri hakkında da “onlar hiç umurumda değil” ifadelerini kullanarak, “İYİ Parti benim değil, sizin. Bu partinin kuruluş harcından hepinizin emeği var ama dedim ya, Allah bana böyle büyük bir ailenin önderi olma sorumluluğunu yükledi. Ben bu partinin kuruluşunda oluşturulmuş iradenin tarih sahnesinde yerini alabilmesi için her birinizin desteğine ihtiyacım olduğunu unutmayacağım. Ben hiç kimsenin emeğini yok saymıyorum, kimsenin emeğine saygısızlık etmiyorum. Sizler de kimsenin emeğini saymamazlık yapmayın. Bugün arkadaşlarımızın bir kısmı bizimle bir kısmı değil. O giden vekillerden bahsetmiyorum, onlar hiç umurumda değil. Siyaset gidenlerle değil kalanlarla yapılır. O arkadaşlarımıza emeklerinden ötürü ben nasıl saygı gösteriyorsam biliyorum ki siz de aynı gösteriyorsunuz ama sevginizi göstermekten imtina ediyorsunuz. Biz onları ne çok sevdiğimiz her fırsatta söylüyoruz ama biraz tereddüt yaşıyoruz. Bu partinin kuruluşunda emeği olan her kim varsa benim başımın üzerinde yeri vardır. İnsanların kimi beklentilerine karşılık bulamadığı kimisi yönetim anlayışından kaynaklı bir kırılganlık yaşayabilir, farklı siyasi köklerden gelmiştir, farklı düşünüyor olabilir ama biz bu yola onlarla çıktık. Partimin kuruluş günlerinde kimlerle berabersek iktidar yolculuğunda da Allah bizi onlarla tutsun. Yanımızda olmayan arkadaşları bağrınıza basma görevi sizindir. İYİ Parti’ye zarar vermek üzer birtakım planları yaşama geçirenleri kastetmiyorum, niyeti emin olanlardan bahsediyorum. Siyaset öyle güllük gülistanlık bir iştigal alanı değildir” diye konuştu.

Benim el uzatamadığım kim varsa siz el uzatacaksınız

Örgüte her yurttaşın elini sıkma ve onları kazanma talimatı veren Dervişoğlu, “STK’ları, kanaat önderlerini, esnaf odalarını, çiftçileri, emekçileri ziyaret ediyoruz. Bizi kimse göstermiyor. Televizyonda da gazetede de yokuz. Peki o zaman nasıl netice alacağız? Ancak vatandaşın ayağına giderek bunu yapabiliriz. Ben isterim ki 85 milyon insanın elini sıkayım, o da beni tanısın ve bana oy versin. Peki ben bunu 85 milyona yapabilir miyim? Hayır. O zaman benim el uzatamadığım kim varsa sizin el uzatmanız gerekir. Benim yapamadığımı, ‘biz varız, biz varız’ diyerek siz yapmalısınız” ifadelerini kullandı.

Biz konuşan Türkiye istiyoruz

Dervişoğlu, tüm Türkiye’nin konuşması, eleştirmesi gerektiğini ifade ederek, “Bugün de buraya gelmeden önce STK’ları ziyaret ettik, kentin sorunlarını dinledik ve çözümleri de değerlendirdik. Bir suskunluk var. İnsanlar konuşurken, bir STK’ya gidiyoruz, insanlar önce bir etrafına bakıyor. Sonra, ‘gazeteci var mı?’ diye soruyor ve gözüyle işaret edip, ‘konuşabilir miyiz?’ diye soruyor. Mikrofon uzattığımız insanlar bile konuşamamaktan kaynaklı pozisyonunu kötü bir edayla paylaşıyor. Türkiye çok ilginç bir noktaya geldi. Türkiye insanların bastırıldığı, adalet duygusunun zedelendiği bir ülkeye dönüştü. Türkiye’deki yönetimin bu duruma bakılarak doğru bir iş yapmadığını görüyoruz. Türkiye’de madem kötü iş yapılıyor da olumsuzluklar yaşanıyor, o zaman burada durumdan vazife çıkarmak gibi tarihi bir sorumluluğumuz var. O yüzden dolaşıyoruz, o yüzden insanlara gidip, ‘korkma, konuş’ diyoruz. Biz konuşan Türkiye istiyoruz. Birisi sosyal medyada, ‘Müsavat abi herkese konuşun diyor, konuşan herkes hapse gidiyor. Böyle giderse dışarıda tek o kalacak’ demiş” dedi.

Burası da İzmir'in Kız Kulesi: Laskaris Sarayı efsanesi ile dikkat çekiyor Burası da İzmir'in Kız Kulesi: Laskaris Sarayı efsanesi ile dikkat çekiyor

Konuşsunlar, kim doğru kim yanlış konuşuyor ortaya çıksın

MHP Lideri Bahçeli’nin, “Öcalan TBMM’de konuşsun” çıkışı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yeni Türkiye’yi kuruyoruz” ifadelerini değerlendiren Dervişoğlu, “Konuşalım ama boş konuşmayalım. Herkes konuşsun ki kim doğru kim yanlış konuşuyor insanlar görsün. Birisi diyor ki ‘Öcalan gelsin TBMM’de konuşsun’ diyor. Öbür tarafa döndüm AKP’den biri çıkıyor, ‘Biz yeni bir devlet kuruyoruz’ diyor. Sonra sayın Cumhurbaşkanı konuşuyor, ‘Yeni Türkiye kuruyoruz’ diyor. Bırakın konuşsunlar. Kim doğru kim yanlış konuşuyor ortaya çıksın. Bunların yanlışlıklarının da neye sebep olduğunu millete anlatalım. Yenisinin kurulması için eski devletin yıkılması lazım, önce bunu bilmek lazım. Biz, cumhuriyeti yıktırtmayacağız. Ben hep söyledim. Siyasi hayatım boyunca bağırdım ama olmuyor. Sindirerek anlamalarını temin etmek üzere çaba sarf etmemiz gerekiyor. Bu kolay olacak iş değil. Bunlar bu ülkeyi yıkmak adına bu ülkeyi sindirmek adına bu ülkeyi suskunluğa mahkûm etmek adına uzun zamandır çalışıyorlar. Bunlar bu milletten Sevr’in Mondros’un intikamını almaya çalışıyorlar bunlar cumhuriyetle hesaplaşmak istiyorlar. Bunu bu millete doğru biçimde anlatmak zorundayız” ifadelerine yer verdi.

Tehdit ediliyorum

Dervişoğlu, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne karşı olduğu ve parlamenter sisteme dönüş istediği için tehdit edildiğini, bu tehditlere karşın hiçbir yetkilinin harekete geçmediğini söyleyerek, “İYİ Parti’nin doğru anlaşılması, hedeflerinin doğru kavranması lazım. Parti kurulmadan önce Türkiye’de bir sistem değişikliğine gidildi. Sistem değişikliğine gidilmeden önce Sayın Cumhurbaşkanı olağanüstü yetkileri kullanıyordu, cumhurbaşkanı bu yetkilere olağan olsun diye sistem değişikliğine gitti ve olağanüstülük, olağan hale dönüştü. Erdoğan ne söylerse söylesin onun söylediği kanunmuş gibi algılanmaya başladı. Ona karşı ses çıkaran kimse kalmadı Türkiye’de. ‘Terörist başı meclise gelsin’ dediler, kimse bir şey demedi. İmralı’ya gittiler, kimse bir şey demedi. Buna karşı sadece siz ses çıkardınız. Biz, biliyorsunuz 2023 seçimlerinden önce ittifak yaptığımız partilerle parlamenter sistemin yol taşlarını dizmek üzere kararlılık sergiledik ve hepimiz bir metnin altına imza attık. Şimdi bu parlamenter demokratik sisteme geçiş için çaba sarf eden sizden başka da kimse kalmadı. O sisteme geçiş için sizin kalbinizin sesi olmak görevi de Müsavat Dervişoğlu’na düştü. Bunun için tehdit ediliyorum. Bir kısım insanlar, genç arkadaşlar kendi boylarını aşan ifadelerde bulunuyor. Doğrusunu isterseniz ben onların meşrebini bildiğim için üsluplarını yadırgamıyorum. Türkiye’de ben tehdit edildiğim için vaziyet alması gerekenlerin harekete geçmemesinden doğrusu rahatsızım. Bir kişi tweet atıyor, sabaha karşı evinden alınıyor. Bir kişi kelam söylüyor, gözaltına alınıyor. Bir kişi konuşuyor, onun siyasi parti genel başkanı olup olmadığına bakmaksızın cezaevine koyuyorlar ama bana yapılan tehditle ilgili kimse ağzını açmıyor. Ben hayatım boyunca kimseyi şikâyet etmedim ama ben TBMM’de grubu olan, milyonlarca oyu olan bir partinin genel başkanıyım. Bu pozisyondaki birisi tehdit ediliyorsa öncelikle cumhurbaşkanının bu durumdan bir vazife çıkarması lazım. Adalet Bakanı’nın vaziyet alması lazım. İçişleri Bakanı’nın derhal vaziyet alması lazım. Bunların gücü bizim gibilere yetecek zannediyorlar. Buradan söylüyorum. Haksızlığı, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı Atatürk gibi Hasan Tahsin gibi başkaldırıyorum” diye konuştu.

‘Diploma’ deyince aklınıza Erdoğan gelmiyor mu?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, “sahte diploma soruşturması” açılmasına da değinen Dervişoğlu, “diploma” deyince herkesin aklına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geldiğini söyleyerek, “Yakın zamanda seçim yok ama Cumhurbaşkanı adayı kim olacak, CHP içindeki kongre ve aday belirleme, ön seçin tartışmaları, aday olmayan birinin diploma tartışmaları var. Tayyip Erdoğan da zaman zaman siyasi aklını yitiriyor mu diye endişe etmiyor değilim. Normalde çocuğunuzun diplomasını gördüğünüzde Erdoğan’ın diploması olmadığı gelmiyor mu aklınıza? Konuşulmadı mı bunlar? ‘Diploma’ deyince akla Tayyip Erdoğan geliyor. Şimdi de başkalarının diplomaları üzerinden Türkiye’de bir tartışma yaşansın, bir tuzak kurulsun, siyaset bir oyun kursun, herkes de iktidarın oyununun peşinden gitsin. Biz İYİ Parti’yi oyun bozmak için kurduk. Onun için yapay gündemlerle meşgul olmayacağız” diye konuştu.

Biz, bu düzeni yıkacağız

İYİ Parti İzmir İl Başkanı Av. Ülkü Doğan,programda gerçekleştirdiği konuşmasında, “İYİ Parti umudun, mücadelenin ve direnişin adıdır. ‘Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet’ diyerek kararlılıkla ülkesi, milleti için mücadele eden insanlar tarafından bu hikâye yazıldı. İktidarın baskısını her geçen gün artırdığı bugünlerde dahi cesaretle mücadele eden iyi insanlar var. Bu mücadele azmi ülkenin içinde bulunduğu karanlığı yırtarak devam edecek.Bu güzel memlekette emekliler artık pazardan çürük sebze ve meyve topluyorsa, adalet ve anayasa askıya alınmışsa, kadınlar öldürülüyorsa bu düzen değişmelidir. Biz, bu düzeni yıkacağız. Biz, korku imparatorluğunu yerle bir edeceğiz. Bunun için çalışacağız, çalışacağız ve çalışacağız. Biz bu ateşten gömleği bilerek giydik, yine de haksızlık ve adaletsizlik karşısında susmadık, susmayacağız” ifadelerini kullandı.

Muhabir: BATUHAN KAYA