9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'nden Prof. Dr. Günay Çifci, gaz hidratların, doğal gazdan daha fazla potansiyele sahip bir enerji kaynağı olarak dünya enerji piyasasında hızla önem kazandığını söyledi. Gaz hidratlar, metan moleküllerinin su molekülleriyle birleşerek oluşturduğu katı kristalimsi yapılar olarak tanımlanıyor ve deniz altındaki yer altı rezervuarlarında, özellikle kutup bölgelerinde ve kıta kenarlarında yer alıyor. Çifci, “Gaz hidratların 1 metreküpünde 164 metreküp metan, yani doğal gaz bulunuyor. Bu yüzden yakın geleceğin enerji kaynağı olarak adlandırılıyor” dedi.
Ege Denizi'nde gaz hidrat rezervleri tespit edildi
Prof. Dr. Çifci, Türkiye karasularında gaz hidratların bulunduğu alanlar hakkında önemli bilgiler verdi. Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Marmara Denizi’nde gaz hidratların mevcut olduğunu belirten Çifci, “Ege Denizi’nde de bazı bölgelerde gaz hidrat kaynaklarının olduğuna eminiz” diyerek, bu kaynakların araştırılmasının önemine dikkat çekti. Türkiye'nin Piri Reis araştırma gemisiyle yapılan araştırmalar, bu potansiyelin doğruluğunu teyit etmeye devam ediyor.
Global ülkeler gaz hidratlarla enerji sorununu çözüyor
Japonya, Çin ve Güney Kore gibi enerji yoksulu ülkeler, gaz hidratları enerji kaynakları olarak kullanmaya yönelik büyük yatırımlar yapıyor. 2013 yılında Japonya, Nankai Çukuru’ndaki gaz hidratları tespit ederek üretime geçerken, 2017’de Çin de Güney Çin Denizi'nde üretim gerçekleştirdi. Çifci, dünya genelindeki gaz hidrat üretim teknolojilerinin basınç düşürme, ısıtma, kimyasal enjekte etme ve karbondioksit enjeksiyonu gibi yöntemlerle enerji üretimine olanak sağladığını belirtti.
Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılayacak potansiyel
Çifci, Ege Denizi ve diğer denizlerdeki gaz hidratların Türkiye’nin gaz ihtiyacını karşılayacak büyük bir potansiyele sahip olduğuna vurgu yaptı. “Gaz hidratların sadece yüzde 10’u bile üretildiğinde, Türkiye’nin onlarca yıllık gaz ihtiyacını karşılayacak rezerv var” diyerek, bu alanda yapılacak yatırımların stratejik önemine dikkat çekti. Ayrıca, Türkiye Petrolleri (TP) ve 9 Eylül Üniversitesi’nin işbirliğiyle başlatılan projeler sayesinde bu potansiyelin daha da belirginleştiği ifade ediliyor.
Kendi teknolojimizi üretmemiz gerekiyor
Gaz hidratların gelecekteki enerji kaynağı olma potansiyelini vurgulayan Prof. Dr. Çifci, bu teknolojinin Türkiye tarafından yerli üretimle sağlanması gerektiğini söyledi. “Gaz hidratlar, doğal gazdan metan elde etmek için büyük bir potansiyele sahip. Japon hükümeti, gaz hidratlardan mavi hidrojen üretmeyi planlıyor. Bu potansiyeli kullanarak gaz fiyatlarını 91 sentten 18 sente indirebilirler” diyen Çifci, Türkiye’nin de bu teknolojiyi geliştirerek enerji bağımsızlığına doğru önemli bir adım atması gerektiğinin altını çizdi.
Gaz hidratlardan üretim gerçekleşebilir
Gaz hidratlardan üretim yapmanın mümkün olduğunu belirten Çifci, bu kaynağın ticarileşme aşamasına geldiğini ancak mevcut maliyetlerin henüz net olmadığını ifade etti. Türkiye’de 500 metrede bulunan gaz hidratların çıkarılma maliyetlerinin daha düşük olduğu belirtiliyor. Çifci, “Bu gazlar derin yerlerde bulunmasına rağmen daha sığ olan rezervlerimizde çıkarılabilir. Var olan teknoloji ile bu kaynaktan faydalanmak mümkün” dedi.