1908 yılı, Osmanlı İmparatorluğu’nun çalkantılı tarihine damga vuran bir dönem olarak göze çarpar. Bu yıl, II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte siyasi ve sosyal değişimlerin hız kazandığı bir dönemdir. Ancak, aynı zamanda Selanik ve çevresindeki sancaklardan İzmir’e doğru gerçekleşen yoğun bir göç dalgasının başlangıcını da ifade eder. Göç dalgası sırasında Basmane’deki Fettah Camii, Selanik’ten gelen göçmenlerin önemli bir durağı olmuş, adeta bir dayanışma ve barınma merkezi haline gelmiştir.
1908 yılında İzmir'e göç
Selanik, Osmanlı’nın en kozmopolit şehirlerinden biri olmasının yanı sıra, Rumeli’nin en önemli liman şehirlerinden biri olarak ekonomik ve stratejik bir öneme sahipti. Ancak, bu dönemde Balkanlar’daki siyasi gerilimler, özellikle Bulgar çetelerinin saldırıları ve etnik çatışmalar, bölgedeki Türk ve Müslüman nüfus üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Osmanlı Devleti’nin merkezi yönetiminde zayıflıklar yaşanırken, bölgede yaşayan Müslüman halk, daha güvenli bir liman olarak gördüğü Anadolu’ya, özellikle İzmir gibi büyük şehirlere göç etmeye başladı.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde adı geçiyor
1908 göçmenlerinden bir kısmı, İzmir’e ulaştıklarında Basmane’deki Fettah Camii’nde konakladı. Bu cami, 17. yüzyılda Türkistanlı Hacı Abdülfettah Efendi tarafından yaptırılmış, zamanla bulunduğu mahalleye ismini veren bir yapıydı. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de bahsedilen cami, o dönemde yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda bir sosyal dayanışma merkezi olarak işlev görüyordu.
Göçmenler, caminin yanında yer alan medrese ve hazirede bir süre barınmış, bu kutsal mekân, İzmir’e yeni bir başlangıç yapmak isteyen aileler için bir umut kapısı olmuştur.
Geçmişten günümüze göçün merkezi
1908’de Selanik’ten gelen göçmenlerin ayak bastığı Basmane, 21. yüzyılda yine göçle anılmaya devam ediyor. Günümüzde, Orta Doğu ve Afrika’dan gelen mültecilerin İzmir’de yoğun olarak kaldığı bir bölge olan Basmane, tarih boyunca çok kültürlü yapısıyla dikkat çekmiştir. Bir zamanlar Selanik’ten gelen Osmanlı vatandaşlarının dayanışma ve huzur bulduğu bu mahalle, şimdi de savaşlardan ve yoksulluktan kaçan insanların geçici yuvası olmaktadır.
Selanik göçmenleri ve İzmir’in dönüşümü
1908’deki göç dalgası, İzmir’in demografik yapısına büyük katkılar sağladı. Selanik göçmenleri, İzmir’in sosyal, ekonomik ve kültürel hayatına zenginlik kattılar. Basmane’nin dar sokaklarında yankılanan Rumeli türküleri, bu tarihi bağın hâlâ yaşadığını hatırlatır. Göçmenlerin getirdiği üretim alışkanlıkları, el sanatları ve yemek kültürü, İzmir’in çok kültürlü kimliğinin bir parçası haline geldi.
Fettah Camii: İzmir’e göçün tarihî durağı
9 Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ergün Laflı, Selanik, Kılkış ve Doyran’dan gelen göçmenlerin 1908 yılında Fettah Camii’nde konaklaması hakkında İz Gazete’ye açıklamalarda bulundu. Laflı, Fettah Camii’nin Osmanlı döneminde büyük camilerden biri olduğunu ve özellikle Ramazan aylarında bin ila bin 500 kişinin teravih namazını burada kıldığını belirtti.
1908-1911 yılları arasında Balkan Savaşları nedeniyle İzmir’e yoğun bir göç dalgası yaşandığını ifade eden Laflı, “İzmir’e göç algısı genelde mübadeleyle sınırlı tutuluyor, ancak asıl yoğun göç Balkan Savaşları sırasında gerçekleşti. Özellikle Selanik, Kılkış ve Doyran’dan gelen Müslüman göçmenler Akıncı ve Balıkuyu Mahalleleri gibi bölgelere yerleşti” dedi. Bu göçmenlerin bir kısmının, İzmir’e ilk geldiklerinde Fettah Camii’nde barındığına dikkat çeken Laflı, camilerin zor durumda kalan insanlara kucak açma kültürünün bir parçası olduğunu vurguladı.
Basmane’nin Akıncı Mahallesi’nde yer alan Fettah Camii, 1670 yılından önce inşa edilmiş olup, adını Türkistanlı Hacı Abdülfettah Efendi’den alıyor. Prof. Dr. Laflı, caminin banisinin bir akıncı olduğunun tahmin edildiğini ve mezarının, zamanla yok olan hazirede bulunan tek mezar olabileceğini belirtti. Günümüzde mültecilerin yoğun olarak yaşadığı Basmane’nin, 100 yıl önce de Balkan göçmenleri için bir geçiş noktası olduğunu ifade eden Laflı, bu durumun, camilerin toplumsal dayanışmadaki önemini ortaya koyduğunu söyledi.
Basmane ve Fettah Camii’nin tarihinden alınacak en büyük ders, göçün yalnızca bir yer değiştirme değil, aynı zamanda bir dayanışma, zorlukları aşma ve yeni bir başlangıç yapma hikâyesi olduğudur. Bu tarihi miras, günümüz mülteci krizine daha geniş bir perspektiften bakmamız gerektiğini bizlere hatırlatıyor.