Ekonomi; demokrasi; hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, temel insan hakları, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığı ile mülkiyet haklarından soyutlanmış olarak ele alınıp değerlendirilemez.
Ekonomi; hukuktan, demokrasiden, yargı bağımsızlığından ayrı, sadece bir ’’rakamlar yığını’’ olarak değerlendirilemez. Diyebiliriz ki; dış ekonomik ilişkileri belli ‘’ölçütler’’ şekillendiriyor.
Türkiye ekonomisi, bugünkü yapısıyla yabancı sermayeye, üretken yatırımlara ve ‘’sıcak para’’ya ihtiyaç duyuyor.
Yabancı sermaye, öncelikle hukukun üstünlüğünde ve mülkiyet haklarında bir sıkıntı olup olmadığına bakıyor. Unutmayalım ki yabancı sermaye ‘’ürkek’’tir.
Hukuk güvencesi yoksa; ‘’yolsuzluk endeks’’inde geri sıralardaysa, yasal ve idari denetim ‘’bağımsız‘’ değilse; o ülkeye yabancı sermaye gelmiyor, yatıracağı paraya güvence istiyor.
Ayrıca; yabancı sermaye, geleceği ülkede siyasi istikrarın yanında kurumların ‘’güçlü’’ olup olmadığına da bakıyor.
Özetle yabancı sermaye, para ‘’güvenli’’ ortam arıyor.
Sadece ‘’para politikası’’yla, gerçekçi ve uygulanabilir olmayan ekonomik programla, öngörülebilir olmayan idari kararlarla yabancı sermaye getirmek; pek olası değildir.
Dünya Ekonomik Endeksi'nde ne durumdayız?
Dünya Ekonomik Özgürlük Endeksi; yabancı yatırımcılar için önemli bir yol göstericidir.
Türkiye; Dünya Ekonomik Özgürlük Endeksi’nde ‘’kısmi özgür ülkeler’’ olarak sınıflandırılan üçüncü gurupta yer alıyor.
Türkiye; 2023 Dünya Ekonomik Özgürlük Endeksi’nde 165 ülke arasında 101’inci sırada yer alıyor.
Bu konudaki raporda; Türkiye’ de ‘’hukukun üstünlüğü ve mülkiyet hakları’’nda yeni düzenleme gerektiği vurgulanıyor.
Yani; yabancı yatırımcı yatıracağı paraya garanti arıyor.
Bu arada; Türkiye, hukuk sistemi, yargı bağımsızlığı, mülkiyet haklarının güvenliğinde 89’uncu, ulusal paranın değeri ve sağlamlığında 109’uncu, Uluslararası ticaret serbestisinde 81’inci, bağımsız piyasa düzenleyici, denetleyici kurumlarda 128’inci sırada yer alıyor.
Bu tabloya baktığımızda, yabancı sermayenin ülkemize gelme konusunda neden ‘’nazlandığını’’ anlayabiliriz, görebiliriz.
Bu bağlamda; diyebiliriz ki, sadece faiz artışıyla, döviz kurlarıyla, para politikasıyla ekonomiyi düzlüğe çıkarmak olası gözükmüyor.
Öncelikle; yabancı yatırımcıya güven duyacağı bir ortamı hazırlamalıyız.
Yabancı yatırımcı; mülkiyet hakkı, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konularında kuşku duymamalı.
SONUÇ OLARAK: Saydam bir yönetim, özgürlük ortamı denetlenebilir uygulamalar, güçlü ve bağımsız kurumlar, yabancı yatırımcı için güvenli limandır.