22222222

Bugün özel bir gün.

Birden ikiye geçişin günü. Hepimiz için iki olmanın önemini anlama yolunda önemli bir olanak. Dünyada kaynakların gün geçtikçe azaldığı, herkesin birbirini ötekileştirdiği, önyargıların her yeri sardığı ve negatif yorumların yaralayıcı boyutlara ulaştığı bir dönemdeyiz.

Cahil Adem ve Havva’dan”, “Geççek” olduğumuz bir günü yaşıyoruz. Bu geçişi hızlandırmanın tek ve en kolay yolu: iki olmak!

İki Olmak

Matematikçilere göre inanılmaz bir gün 22.02.2022, Salı. Çünkü, tüm bilgisayar programlarıyla projeksiyonlar yapılmış, geçmişe ve geleceği dönük araştırmalar sonucunda bu kadar çok 2’nin bir arada olduğu bir güne rastlanmamış. En yakın tarih 22.02.2222 olarak saptanmış ancak orada yataydaki birliktelik bugün olduğu gibi dikeyde sağlanmamış, 2222’deki 22 Şubat Cuma gününe denk geliyor.

Matematik, soyuttur. Biz insanların, hayatımızı kolaylaştırmak için sayma eylemiyle somutlaştırmaya başladığımız bir bilimdir. Saymadan önce azlık, çokluk kavramları ortaya çıksa da yerdeki çöpleri kullanarak kuzuların sayısını bugünkü gibi saymadan tespit etmeye başlamışız.

Sıfırın icadı bir dönüm noktası olmuş, doğadaki matematik ise bilim olarak matematiği bambaşka bir yere taşır. Soyut kabul edilen matematik bilimi, doğada vücut bulur, her yerde her şeyde matematik vardır deriz.

Türkiye’den ünlü Matematikçiler: Selanik doğumlu, ODTÜ’den emekli olan dünyaca ünlü Profesör Cahit Arf, hepimizin yakından tanıdığı Şirince’deki Matematik Köyü’nün Kurucusu, Aziz Nesin’in oğlu Profesör Ali Nesin…

Matematikçilerin bugünü işaret etmesi önemlidir. Mutlaka dikkat edilmesi gereken bir saptamadır; bu veriyi bilgiye çevirmek için gelin “dayanışma” penceresini açalım.

Toplumsal Dayanışma

Dayanışma sözcüğünün en çok kullanıldığı ülke olabiliriz. Ancak bir o kadar da dayanışmaya örnek olacak yaklaşımlar açısından eksiğiz. Bu yüzden “imece” kültürümüzde var derken neyi atladığımızı paylaşayım. İmece, somut bir iş üzerinden yapılan iş birliğidir, işi birlikte görmektir ve o hizmeti gerçekleştirmektir. Bizim birbirimize “yardım etme” konusunda bir eksiğimiz hiç yok. Halen, her yerde yardımlaşma her konuda öndedir.

İmece içerisinde “maddi” hiçbir konu olmadığından ekonomik iş birliği konusunda bir dayanışma ortamı oluşmuyor. Bu nedenle, ahilikte, imecede altyapı olsa da eksiğiz. Kooperatif boyutuna taşımakta zorlandığımız bir alan var.

Toplumsal dayanışmayı tesis etmek için öğrenmeye ihtiyacımız olan konu bir gelir paylaşımı, maddi döngü içerisinde nasıl paylaşım yapacağız, işin içine “para” girdiğinde dayanışma nasıl sağlanacak?

Böyle durumlarda herkes ya çok bonkördür, içinden cimri ya da herkes çok hesapçıdır işin içinde çıkılmaz. Bu tür durumlarda emeğin hakkını, hizmetin ya da üretimin değerini belirlemekte kuralları, ilkeleri belirlemekte zorlanıyoruz.

Zorlandığımız konuda uzlaştıysak birlikte çözüm bulabiliriz.

Emek-Zaman

Kooperatifler aracılığıyla oluşturulan sosyal-ekonomik iş birlikleri, emeğe dayalıdır; emeği değerlendirebilmek için de zaman odakta olmalıdır. Kooperatifler dışındaki tüm şirket türlerinde odakta “sermaye” vardır.

Zamanın sermaye olduğu Kooperatiflerde, öncelikle kurucuların rolleri net bir şekilde belirlenir ve hangi kurucunun hangi yetkinliğiyle nasıl bir katkı vereceği saptanır. Özellikle maddi sermayesi zayıf olan Kooperatiflerde kurucuların zamanını vakfetmesi önemli bir sermaye olarak ortaya çıkar. Çünkü her ortağın zamanı değerlidir, Kooperatif için ayıracağı zamanda herkes farklı bir iş yapabilir, gelir elde edebilir. Kooperatif çatısı altında kolektif emekle, herkes katkıda bulunarak bir ilerleme kaydedildiğinde, geliri artırmak, sermayeyi maddi olarak büyütmek ve yeri geldiğinde bölüşmek kolaylaşır.

Çizelge yöntemi önemli bir araç olabilir emek-zaman dengesinde. Her ortağın yetkinliğine göre kooperatifi geliştirmek için harcayacağı zamanı kaydetmek bir şifre gibi.

Ayrılan zaman ile o zaman içerisinde yapılan işin ne olduğunun da kayıtlı hale gelmesi, “emek-zaman çizelgesi”nin önemli bir veri tabanı olmasını sağlar ve bu dayanışmayı somutlaştırmak için yol gösterir.

Bir kooperatifte her emek veren kişi, o kooperatifin büyümesine yardımcı olmuş olur.

Kendin Kadar Diğerini Düşün

İki Olmak, kendin kadar diğerini düşünmektir. Ne eksik, ne fazla… Bir kişi kendisini düşündüğü kadar diğerini düşünmesi mümkün olursa, o kişi 2 olabilir.

Ben kendimi 2 olarak görüyorum, çünkü yıllardır içerisinde bulunduğum tüm işler bir başkasının hayatına dokunmak üzerine kurulu. Ve çok faydasını gördüm, çocukluk travmalarımı fark etmem, çözümlemem ve içimdeki çocuk ağladığında onu telkin etmem çok kolaylaştı.

Kendimden çok diğerlerini düşündüğüm zamanlar da oldu tükendim, yoruldum. Bu sefer kendim tükendikçe içinde olduğum işler sürdürülebilir olmamaya başladı.

Kendim kadar diğerlerini düşünme dengesi oluştuğundan bu yana çok huzurluyum.

Girişimciler, 2 olan kişilerdir. Girişimcilik yetkinliklerini öne çıkarmayan ya da sabit olmayı, geleni kabul etmeyi tercih edenler 1 olarak yaşamlarına devam eder. 2 olan girişimcilerin, her ne olursa olsun 1’lere yani daha hareketsiz ve sabit olanlara ihtiyacı vardır. 2 kendisini, anlayacak, dinleyecek gerektiğinde onaylayacak ya da fikrini değiştirecek 1’ler ile var olur.

Bu yüzden yine matematikle bağlayayım:

0 1 1 2 3 5 8…

Fibonacci Dizisi bizi altın orana götürürken böyle atar ilk adımlarını… İki olmak bu yüzden önemlidir. 2 olmayı başardığımız anda gerisi su gibi akıp gider…

Not 1: Sevgilinizle de 2 gibi oluyorsunuz ancak orada duygusal ilişki olduğu için tam 2 olmuyor, farklı bir durum var sanki, düşünmeye devam…

Not 2: Bu güzel günün hatrına 2 kitap öneriyorum: Engin Geçtan İnsan Olmak ve Jerry Koch-Gonzalez, Ted J. Rau Many Voices One Song