Yeterince ayrı düşmedik mi?
Herkes bireysel mücadelesini her alanda sonuna kadar sürdürürken biz olmaya sıra gelmedi mi artık? Mart 2020’de başlayan biyolojik kriz ve ölümler, kapanmalar, esaret, yokluk, yoksulluk, pahalılık, tüketim çılgınlığı… Hepsi bir anda çok kısa bir süre içerisinde her yerimizi sardı. O halde tüm bunlar böylesine etrafımızı sarmışken BİZ diyebilme anına gelmedik mi?
Biz diyen çok, herkes bir dayanışma türküsü tutturmuş bağırıyor. Ancak, dayanışmayı somutlaştırabilene aşk olsun. Yok, hiçbir yerde dayanışmanın somut bir uygulamasını göremiyoruz.
Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı ile bir araya gelemez,
İlçe Belediye Başkanı, Kaymakam ile görünmez,
Ticaret Odası Başkanı, Kooperatif Başkanına sınır çizer, had bildirir…
Bu ülkeyi daha ne kadar tüketeceğiz, ağzımızdan tükürükler saça saça dayanışma dayanışma naraları atarken?
İki Olmak
Biz zamanı derken çok somut bir öneriyle geldim karşınıza: “iki olmak”.
İki olmak, en yalın haliyle ortak çıkarlar neticesinde yan yana gelebildiğimiz bir kişiyle zamanlarımızı birleştirmek, ortaklaşmak ve müşterekler üzerinden birlikte üretebilmeyi başarmak. Sekiz yıldır kooperatifçilik alanında yapmadığım iş, katılmadığım eğitim kalmadı. En son pandemi kopmadan bir ay önce Malezya’da dört kıtadan katılımcıların olduğu Forum’da 10 gün bu konuyu tartıştık atölyelerde… Sonuç olarak bugün, geldiğim noktada kooperatif yapmanın ön koşulunun 2 olabilmek olduğunu anlamış bulunuyorum ve bundan böyle “kooperatifler en az 7 kişiyle kurulur” klişesini geleneksel kooperatifçilik yaklaşımının tozlu raflarında bırakıyorum.
Bir kooperatifi, kooperatif yapan en önemli konu ortak değerler etrafından birleşebilen en az 2 kişiyi başarabilmek! Ortak ufku paylaşan 2 kişi yeterli bir kooperatif için. Eğer o 2 kişi gerçekten ve gerçekten ortaklaşabildiyse ilk adımda gerisi kendiliğinden geliyor ve o 2 kişinin enerjisiyle tüm kapılar açılıyor kolayca.
Nasıl Fark Ettim?
20 yıldır topluluklar, STK’lar ve kooperatifler içerisindeyken hiç 2 olmamış olduğumu fark ettim. Öyle ki en başta yola çıkarken aynı şeyleri konuşan tüm insanların gerçekten inanarak konuştuğunu kabul ederek herkese güvenerek adım atmaya başlardım. Saygı, sevgi, güven, adalet değerleri etrafında şüphesiz, pazarlıksız hareket ederek adımlarımı attım. Her seferinde gördüm ki biz en başta değerlerde benim sandığım gibi 2 olmayı dahi başaramadığımız için yolda kalmışız. Ne yazık ki bu zaman zaman bir hayal kırıklığı oldu.
6 Koca Yıl
İzGazete, altı yılda çok yol kat etti. Eminim ki İzmir’e izalsı bırakan bir yapı inşa edildi. Her ne kadar ilk altı yıl içerisinde kooperatif yapamasak da Bornova’daki ofisten itibaren hep omuz omuza durmayı başardık ve bugüne geldiğimizde, kimler gelip kimler geçmiş olsa da Ümit Kartal ile çokça 2 olmayı başardık. Önümüzdeki 6 yılda daha fazla kooperatif olmayı diliyorum ve 12. yıl yazısını yazarken iyi ki diyerek başlamayı gönülden istiyorum!
Tabii ki iyi ki var İz Gazete, bİZ zamanı için önemli bir güçtür, güzide ailemiz!