İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun ifade işlemi tamamlandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yaklaşık 5 buçuk saat süren ifadesine SOZCU.COM.TR ulaştı. Vatan Emniyet'teki 120 sayfalık ifadesinde herhangi bir suç işlemediğini ve suçlamaları şiddetle reddettiğini belirten İmamoğlu, "Soruşturma karalamaya ve suç üretmeye yönelik; soruşturmanın hiçbir mantıki, hukuki ve ikna edici yanı yok" dediği öğrenildi.

Açıköğretim Sistemi’nde yapısal değişiklik: Fakülteler birleştirildi Açıköğretim Sistemi’nde yapısal değişiklik: Fakülteler birleştirildi

Ben herhangi bir suç işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum

İmamoğlu'na sorulan ilk sorunun da 'etkin pişmalık' olduğu öğrenildi. İmamoğlu bu soruya, "Ben herhangi bir suç işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum" yanıtını verdi.

Ne ihalelere katılır, ne de ihalere imza atar ne de sonuçlarını takip etmeye vakti vardır

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ihaleler ve sonuçları sorulan İmamoğlu, “İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve geçmişteki belediye başkanları rahmetli Kadir Topbaş, sayın Ali Müfit Gürtuna ve sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil geçmiş tüm belediye başkanlığı yapmış olan şahıslar başkan olduğu dönemlerde benim gibi ne ihalelere katılır, ne de ihalere imza atar ne de sonuçlarını takip etmeye vakti vardır” şeklinde yanıt verdi.

Burada bulunmamın sebebi siyasi müdahale

Gözaltına alınan kişilerin fotoğrafı gösterilerek tanıyıp tanımadığı sorulan İmamoğlu, soruların içeriğini anladığını söyleyerek, "Aslında burada bulunmamın yegane sebebi hakkımda başlatılan bir siyasi müdahale ve mücadele modelidir" şeklinde konuştu.

Halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının tarafıma yürütmüş olduğu müdahale

Mücadelenin yıllardır devam ettiğini söyleyen İmamoğlu, “Halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının tarafıma yürütmüş olduğu müdahalelerin bir biçimiyle de şu an itibariyle karşı karşıyayım. 16 milyon İstanbullunun, İstanbul tarihindeki en yüksek üç oy oranına sahip bir biçimde seçim kazanmış birisine bu soruların sorulmasını halkın iradesine dönük sürecin bir parçası olarak görüyorum. Bu sebeple bu açıklamayı yapıyorum. Devamında soracağınız sorularla ilgili olarak esas itibariyle Cumhuriyet Başsavcılığında ayrıntılı yanıt vereceğim olmakla birlikte gerekli gördüklerime de yanıt vereceğim” dedi.

Ülkemizin itibarının ciddi zarar görmesi çok üzücü

Gözaltına alındığım saatlerden, ifadeyi verdiğim şu ana kadar hissettiklerimden ifade anında sorulan sorulardan sonra kendimi; milletimiz, şehrimiz ve ülkemiz adına çok daha kötü hissettiğimi ifade etmek isterim. Türkiye’nin ulusal ve uluslararası birçok çözüme muhtaç konusu varken yukarıda sorulan sorular göstermiştir ki kumpas, uydurma, yalan ve komplo teorilerinden oluşan mesnetsiz suç isnatları ile gözaltına alındığım an itibarıyla Türkiye’nin ve bütün dünyanın gündemine düşmüş olmak, ülkemizin itibarının ciddi zarar görmesi, demokrasi ve adaletin zedelendiğinin yaşanması çok üzücüdür. 

Milletimin huzurunda söz veriyorum

Bilgi edindiğim kadarıyla ekonomiye yüksek etkisi, insanlarımızın umutsuzluğunun büyümesi ve özellikle gençlerin feryatla yapılan kötü muameleye tepkisiyle sonuçlanmıştır. Milletimize ve ülkemize ödetilen bu bedelin karşılığını bu kötü niyetli suçlamaları hazırlayanlar asla ödeyemeyecekler. Ben şahsen sadece kendi savunmamı yapmayacağım aynı zamanda bu hazırlığı yapan, bu suç isnatını bana yükleyen ve 16 milyon İstanbullunun gözaltına alınmış bir Belediye Başkanı dönemini yaşatan bu insanlarla ilgili yasal tüm haklarımı hayatım boyunca arayacağımı yargılanmaları için elimden geleni yapacağımı milletimin huzurunda söz veriyorum.

Yapacak çok işimiz var

Benim hayat idealim tam da bu uygulamaların karşısında milletimizin adil bir ortamda yaşamını sürdürmesi mücadelesidir. Bu mücadele şu an itibariyle milyon kat artmıştır. Yapacak çok işimiz var. Önce adalet, sonra demokrasi ve bu kavramlarla güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti sürecinin Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılına kazandırmak olacaktır. Kimsenin hakkının yenmediği, hukuk sisteminin en üst seviyede adil olduğu, gençlerin umutlu olduğu, liyatkatli bir yönetişim modelinin kamuda var olduğu bir gelecek için koşullar ne olursa olsun çalışmaya devam edeceğim. Bütün bunların olabilmesi için de bana düşen; yaşatılan ve yaşanan yargı tacizi dahil yürütülen tüm soruşturma süreçlerinde görüldüğü üzere yargının ne yazık ki siyasi menfaatler için kullanıldığı ortama tümüyle son vererek; yeni bir demokratik ve adil bir sistemin ülkemizde var edilme mücadelesidir."

Kaynak: SÖZCÜ