Gizem TABAN ŞEBER/İZ GAZETE- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından ‘Direnen Kentlerde Adalet ve Demokrasi’ başlığıyla gerçekleştirilen 3. İzmir Kent Sempozyumu’nun sonuç bildirgesi kamuoyu ile paylaşıldı. İzmir Mimarlık Merkezi’nde yapılan basın açıklamasını TMMOB İzmir İKK Dönem Sekreteri Aykut Akdemir okudu. Akdemir, yerel yönetimlerden benimsemesi gereken 9 temel ilkeyi açıkladı.
Yok edilmeye çalışılıyor
Geride kalan aralık ayı içerisinde yapılan 3. İzmir Kent Sempozyumu’nun sonuç bildirgesini okuyan TMMOB İzmir İKK Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, “Uzun bir süredir İzmir ve çevresine ilişkin rant projeleriyle; İzmir'in doğal yaşam alanları yapılaşmaya açılarak, kent ve çevresinde paraya dönüştürülecek ne kadar alan varsa, sonuçlarına bakılmaksızın enerji yatırımları, madencilik çalışmalarıyla, turizm bahanesiyle plansız bir şekilde yok edilmeye çalışılıyor. 2024 yerel seçimlerinin ülkemiz siyasi iklimi ve İzmir'in kimliği, kültürü ve doğal yaşam alanlarıyla gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için önemli bir eşikte gerçekleştirildiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Dokuz temel ilkeyi sıraladı
“Kentlerimizin geleceğini rant yağmacılarından kurtarmak için belediye başkanlarının ve yerel yönetimlerin benimsemesi gereken temel ilkeleri şöyle sıralıyoruz” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Akdemir, 9 temel ilkeyi açıkladı.
1. Halkçı bir kent yönetimi, kentin her kesiminin mümkün olduğunca karar mekanizmalarına katılmasıyla mümkündür. Bu nedenle kent adına verilecek kararlarda kentlinin görüş ve önerileri mümkün olan en geniş biçimde alınmalı ve öneriler kararlara yansıtılmalıdır.
2. Kente ilişkin yapılacak her türlü alt ve üst yapı yatırımlarında, öncelikle uzman meslek odalarından görüş alınmalı, büyük projelerde halkın ve demokratik kitle örgütlerinin görüşüne başvurulmalıdır.
3. Sermaye kesimi yerine kentin önemli bir kısmını oluşturan yoksullara, emekçilere, dezavantajlı kesimlerin ihtiyaçlarına yönelik politikalar gözetilmelidir.
4. Toplumun ihtiyacı olmayan ve kamuyu zarara uğratacak yatırımlardan kaçınılmalıdır.
5. Yaşam alanlarını ve mülkiyet hakkını zapt etmek niyetiyle gerçekleştirilen her türlü kentsel dönüşüm uygulamalarında yurttaşın yanında yer alınmalı ve yerlerinden edilmeden, güvenli ve daha yaşanabilir bir çevreye kavuşmaları sağlanmalıdır.
6. Su kaynaklarının, havanın kirlenmesine yol açacak, halkın sağlığını olumsuz yönde etkileyecek, kentin içinde yer alan doğal yaşamı yok edecek projelere izin verilmemelidir. Kent içi açık yeşil alanların mutlak korunması ve çoğaltılması sağlanmalı, açık yeşil alanların içerisinde ve altında, beton içeren hiçbir yapılaşmaya izin verilmemelidir.
7. Merkezi yönetimin aldığı ve kamuyu zarara uğratacak kararlara karşı kentteki demokratik kitle örgütleriyle İşbirliği yapılarak hukuksal ve demokratik olarak tavır gösterilmeli, yağma politikalarıyla etkin bir mücadele yürütülmelidir.
8. Belediye emekçilerinin kadrolu, güvenceli istihdamı esas alınmalı, liyakattan taviz verilmemeli, sendikaları tahakküm altına almaya çalışmadan eşit ilişki kurulabilmelidir. Sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin İzmir'de yerel demokrasinin gelişiminin bir parçası olduğu bilinmelidir.
9. Seçilen yöneticiler; bulunduğu makamı kendi siyasi çıkarları için kullanmadan, belediyeyi şirket gibi görmeden, yargı kararlarına uyarak görev yapmalıdırlar.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak, yukarıdaki temel ilkeleri benimsemiş yerel yönetim anlayışı ile İzmir'in geleceğinin aydınlığa kavuşabileceğini belirtir, gerek siyasi partilerin gerekse yurttaşların seçimlerini bu çerçevede yapması gerektiğini hatırlatırız.
Yurttaşlara seslendi
Yurttaşlara ve siyasi partilere seslenen Akdemir son olarak şunları söyledi: “TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak, bu temel ilkeleri benimsemiş yerel yönetim anlayışı ile İzmir'in geleceğinin aydınlığa kavuşabileceğini belirtir, gerek siyasi partilerin gerekse yurttaşların seçimlerini bu çerçevede yapması gerektiğini hatırlatırız.”