CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, CHP Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve belediye çalışanlarına yönelik gözaltı ve tutuklamalar nedeniyle başlayan protesto eylemlerine karşı AKP’nin uyguladığı politikalara, “Türkiye’nin tam bir otoriter ve kapalı bir rejime dönüştüğünün göstergesidir” diyerek tepki gösterdi.
45 yıl geriye gittik
Evrensel hukuk ilkelerinin ve Anayasal hakların askıya alındığını ve insan hakları açısından 45 yıl geriye gidildiğini belirten CHP’li Nalbantoğlu, şunları söyledi: “19 Mart’tan itibaren İstanbul’da başlayan ve dalga dalga tüm yurda yayılan protesto gösterilerine karşı emniyet güçlerinin biber gazı, ses bombası ve tazyikli su kullanarak müdahalede bulunması, savunmasız gençlere, öğrencilere, kadınlara ve yaşlılara karşı orantısız güç kullanarak şiddet uygulaması, evrensel değerlerin ve Anayasal hakların hiçe sayılması demektir. Protesto hakkını kullanmak isteyen kitlelere karşı yapılan bu insanlık dışı şiddetin yanı sıra yüzlerce gösterici gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Yine Anayasal bir hak olan halkın haber alma özgürlüğü engellenmeye çalışılmış, gazetecilik mesleğini yerine getirmeye çalışan gazeteciler gözaltına alınmış, tüm ana sosyal medya platformlarında bant genişliği kısıtlamaları ile çevrimiçi bilgiye erişim ciddi şekilde engellenmiş, yayınlara müdahale edilerek televizyonlar lisans iptali ile tehdit edilmiştir. Meydanlara akan kitlelere düşman hukuku uygulamak, keyfi gözaltı ve tutuklamalarla gözdağı vermeye çalışmak, iletişim kanallarını tıkayarak haber alma özgürlüğünü engellemek, kanunsuz emir ve uygulamaların görülmemesi için baskı ve sansür uygulamak, Türkiye’nin artık tam bir otoriter ve kapalı rejime dönüştüğünün açık bir göstergesidir.”
12 Eylül darbecileri bile bu kadar zarar vermedi
Nalbantoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yıllarda ve bugün yaşadıklarımıza bakıldığında gerek Anayasal düzen ve hukuk devleti olma vasfından gerekse demokrasi ve insan hakları açısından 45 yıl geriye gittiğimiz, hatta ve hatta 12 Eylül darbe döneminden bile daha kötü hale geldiğimiz açıktır. Ekonomik, sosyal, siyasal ve toplumsal boyutuyla 12 Eylül darbecileri bile bunlar kadar ülkeye zarar vermemiştir. Ancak cumhuriyetin ve demokrasinin sağladığı kazanımları korumak ve seçme ve seçilme hakkına sahip çıkmak da yurttaş olmanın gereğidir. Bu bilinçle yapılan protestoları ve eylemleri doğru okuyarak ülkemizin geleceğini tehlikeye atacak her türlü adımdan vazgeçilmesi, öncelikle ülkeyi yönetenlerin sorumluluğundadır. “