Aliağa ilçesi Hacıömerli Mahallesi'nde yaşayan vatandaşlar, tam 58 yıldır süren davada kendilerine ait olduğunu belirttikleri parsellerin tapularını almaya çalışıyor. Filmlere bile konu olabilecek dava ilk olarak 1965 yılında 270 parsel ile başladı ve 217 parselin davası hala devam ediyor. Mirasçı sayısı ise zaman içerisinde artarak 2 bin 200’e ulaştı. Köy sakinlerinin belirttiğine göre 1928 yılında şahsa ait olan toprakların tamamı 1943 yılında Köy Muhtarlığı tarafından satın alındı.
Davanın ilk duruşması 1965 yılında Bergama Mahkemesi’nde görüldü. Aliağa ilçe olduktan sonra ise dava buraya taşındı. Köy sakinleri, yerleşim yerleri ve tarlalarının hazineye geçmesini engellemek adına yıllardır mücadele veriyor.
"Uzun yargılama vatandaşa çok büyük zarar ve bıkkınlık verdi"
Köylünün çok mağdur durumda olduğunu ve hiçbir şeyden faydalanamadığını belirten Meclis Üyesi Ali Dündar (65), “1965 yılından beri devam eden bir kadastro davamız var. Burada köylü çok mağdur durumda. Bütün parsellerimiz davalı. Tarlalarımızdan otoyol geçiyor, bize para vermiyorlar. Vatandaşlar hiçbir şeyden faydalanamıyor. Hacıömerli Köyü bu merayı 1943 yılında satın almış ama bütün parsellerin 1928 yılına ait veri kayıtları var. 217 parsel olarak şu anda dava devam ediyor. 217 kişiyle başlayan dava 2 bin 200 kişiye ulaştı. Bir kişi öldüğünde bunun mirasçıları bu davaya müdahil olarak girdiğinden dava artık çok kapsamlı hale gelmiş. Hakim karar vermekte zorlanıyor; yani hakim üç yıl duruyor davada. Hakim değişince ise duruşmalar neredeyse sıfırdan başlıyor. Biz köylüler olarak artık bu davanın bitirilmesini istiyoruz. Köylülerin 200-300 yıllık babadan, dededen kalma tarlaları var. Hacıömerli köylüleri olarak yetkililerden bu davanın mutlaka bitirilmesini istiyoruz. Uzun yargılama dolayısıyla şu anda Anayasa Mahkemesi’ne veya İnsan Hakları Mahkemesi'ne herhangi bir dava açılmış değil. Bu uzun yargılama vatandaşa çok büyük zarar ve bıkkınlık verdi. Herkes artık ümitsizliğe kapıldı” dedi.
Sonuçlanmayan dava adına kitap çıkardı
Bu süreçte köyde yaşayan Şerif Uslu isimli vatandaş ise ‘Bitmeyen Dava’ adında kitap yazdı. Şiirlerden oluşan kitapta, davanın sonuçlanması için göndermeler yer alıyor. Dava uzun yıllar boyunca sonuçlanmayınca davanın içeriğiyle ilgili şiir kitabı çıkaran Şerif Uslu (61), “Dava ben 12 yaşındayken başladı. Babam davayı açtı. Dava yıllarca Bergama’da devam etti. Aliağa ilçe olduktan sonra dava Aliağa’ya taşındı. Dava yıllardır bitmediği için bir kitap yazdım. Kitabıma da ‘Bitmeyen Dava’ ismini verdim. İlk 5-6 şiirimde davanın özünü özetleyen, dosyaların içeriğinde ne varsa şiirlerimde belirttim. Bu kadar uzun süren bir dava nedeniyle ben de daha çok Abdurrahim Karakoç'un Hakim Beğ şiirinden esinlenerek bu kitabı yazmaya karar verdim” şeklinde konuştu.
“Hakim değişiyor dava sıfırdan başlıyor”
Hakimin dava tamamlanmadan değiştirilmesi konusunda şikayetçi olduğunu ifade eden Uslu, “Bizim talebimiz bizzat keşfe gelen, her parselin başında davaya dahil olan hakimin dava bitmeden değiştirilmemesi; çünkü konuyu hakim olan o. Bütün parselleri gördü, parsellerin başında rapor tuttu, tanıkları dinledi. Hakim gidiyor, yerine bir başkası geliyor, dava sıfırdan başlıyor. Dava 58 yıldır devam ediyor herhalde 58 yıldır daha devam edecek. Çok mağduriyetimiz var. Uzun yıldan beri oturduğumuz evlerimizde elektriğimiz, suyumuz var, kanalizasyonumuz bağlanmış; ama tapumuz yok. Emlak vergisi ödüyoruz. Tarlamız istimlak ediliyor; ama para alamıyoruz” açıklamalarında bulundu.
"Bu dava artık çözülsün ve millet çileden kurtulsun"
Köyde yaşayan vatandaşlardan Hasan Çoramık (79) da, “Davanın uzun süredir devam ettiğini biliyorum. Davanın başladığı zamanlar gençtik. Bu dava artık çözülsün ve millet çileden kurtulsun. Artık canımıza tak etti. Çözülecekse çözülsün, çözülmeyecekse bize söylesinler. Ben 80 yaşına yaklaştım. Çoluğumuz çocuğumuz da mı çekecek bu çileyi. Bu çilenin bitmesini istiyorum” ifadelerine yer verdi.
Dedelerinin bu toprakları satın aldığını söyleyen Cengiz Vural (88) ise “Bu mülk bizim köyümüzündür. Bizim çektiğimizi torunlarımız çekmesin. Davanın çözülmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
“Dava açıldığında 28 yaşındaydım şimdi 86 yaşındayım”
Dava açıldığında 28 yaşında olduğunu söyleyen Ramazan Vural (86), “İlk önce yukarıdaki köyde oturuyorduk. Daha sonra orta mahalleye taşındık. 2006'da buraya geldim. Bu dava açıldığında ben 28 yaşlarındaydım; fakat biz o zamanlar gençtik. Davayı babalarımız açtı. Şimdi o yerler bize nakil oldu. Biz davanın bir an önce bitmesini istiyoruz. Bitsin ki yerlerimizi, nereye gideceğimizi bilelim. Bize tapunuz yok diye rest çekiyorlar” dedi.
Bir kısım davacının vekili olan ve dava süreci ile ilgili açıklamada bulunan Avukat İrfan Medet Akpınar ise “Hukuki süreç 1956 yılından beri devam etmekte olup, o tarihte hak sahibi olan kişilerin hiçbiri hayatta kalmamıştır. Onların çocukları ve torunları hayattadır. 58 yıldan beri süren yargılamada halen bir neticeye varılamamıştır. Söz konusu davaya konu alanı içeren kısmı Gryneion Antik Kenti yakınlarında olması sebebi ile İzmir Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun 16 Kasım 1989 tarihli ve 1374 sayılı kararı ile tescilli sit alanları bulunmaktadır. Ne var ki; söz konusu sit alanları tescili yerleşim yapıldıktan çok sonra gerçekleşmiştir. Halihazırda dava konusu alanların büyük çoğunluğu üçüncü derece arkeolojik sit alanı içinde kalmaktadır. Bu husus hak sahiplerinin tapu edinme ve mülkiyet haklarına halel getirmemektedir. Davada yüzlerce taraf olması sebebi ile ve sürekli hak sahiplerinin vefatı nedeni ile davaya mirasçılar dahil edilmektedir. Dosyada yapılan keşif, tanık ve bilirkişi beyanlarında büyük ölçüde hak sahipleri tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Yargılama aşamasının en kısa sürede tamamlanarak nihai bir karar verilmesini istediklerini belirten Akpınar, “Dosyanın yeni duruşma tarihi 15 Şubat 2024 olarak belirlenmiştir. Söz konusu dosya maalesef belli konulara ilişkin davaların ne derece uzayabildiğine dair emsal bir dosyadır. Uzun süren yargılama nedeni ile hak sahipleri Anayasal hakları olan mülkiyet hakkına ulaşamadıkları gibi bu belirsiz durum her geçen gün zararlarının daha da artmasına sebebiyet vermektedir. Temennimiz yargılamanın en kısa sürede tamamlanarak hak sahiplerinin 58 yıldır süren hukuk mücadelesi sonucunda nihai bir karar elde etmeleridir” dedi.
Davanın son görüşmesinin ise 5 Ekim günü gerçekleştiği ve çıkan sonuca göre davanın devamına karar verildiği belirtildi.