Batuhan KAYA/İz Gazete- Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, ilçede bulunan 98 okula ÇEDES projesi kapsamında imam ve din görevlisi atadı. Atamanın ardından Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde birçok eylem ve basın açıklaması gerçekleştirilerek, atamalar protesto edildi. Birçok STK, dernek ve siyasi partinin tepkisinden sonra, Eğitim-Sen İzmir 4 Nolu Şube, karara tepki göstermek amacıyla Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Sendika adına açıklamayı 4 Nolu Şube Sekreteri Burhan Çiçek okudu.
Bu karar, açıkla laikliğe karşıdır
Çiçek açıklamasında, “Bugün burada Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında 2023 yılında imzalanan ÇEDES: Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi kapsamında Bornova'da İlçe Müftülüğünce 99 din görevlisinin okullarda görevlendirilmesini protesto etmek için bir ardayız. Bornova İlçe Müftülüğü ve Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü; 02.12.2024 tarihinde okullara gönderdiği yazıyla; imam, müezzin, kuran kursu öğreticisi ve vaizden oluşan 90 din görevlisini,99 eğitim kurumunda ÇEDES kapsamında görevlendirmiştir. Eğitim-Sen olarak bizler; ÇEDES Projesini "laik eğitime, laik yaşama bir müdahale olarak görüyoruz. ÇEDES Projesi ve buna benzer protokoller, Anayasadaki laiklik ilkesine açıkça aykırılıklar taşımaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Temel Kanununa da aykırı bu uygulama, pedagoji bilimine ve çocukların üstün yararına da uygun değildir. Bu uygulama ile Milli Eğitim Bakanlığının okullardaki eğitimi, özelde din eğitimini; tarikatlara, cemaatlere bırakarak eğitimi bir bütün olarak dinci, ırkçı bir müfredat yapısıyla şekillendirmeyi amaçladığını görüyoruz. Buradan Milli Eğitim Bakanlığına sesleniyoruz. Okullardaki laik ve bilimsel eğitime aykırı ÇEDES uygulamasını iptal et. Anayasa, yasa ve yönetmeliklerle sana verilen görevini yap. Eğitimi, Diyanet İşleri Başkanlığını devretmeyi amaçlayan, karma eğitime, laik yaşama aykırı, ÇEDES Projesine son ver” diye konuştu.
Okulların kaloriferi yanmıyor
Çiçek, okullarda birçok eksikliğin görmezden gelinerek böyle bir karar alındığını ifade etti. Çiçek açıklamasında, “İlçemiz okullarında ısınma, temizlik, güvenlik, kalabalık sınıflar, öğretmen atanması noktalarında birçok sorun varken; okulların kaloriferleri yanmazken, temizlik görevlisi olmadığı için çocukların sınıflarının temizlenmediği görüntüler ortada duruyorken, onca öğretmen ihtiyacı varken; Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün bütün bu sorunları çözmek yerine ilçedeki okulların tamamına yakınına imam hatip, vaiz ve kuran öğreticisi görevlendirerek eğitimi diyanete, tarikatlara teslim etmesi kabul edilebilir değildir. Buradan Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine sesleniyoruz. Mademki okulları diyanete teslim edecektiniz, o halde o koltuklarda niye oturuyorsunuz. Tekin’i ve İzmir'deki uygulamanın sorumlusu İl ve İlçe Milli eğitim Müdürlerini istifaya davet ediyoruz. Öğrencilerimizin iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda okul içinde ve dışındaki bu tür uygulamalara katılmasına izin verilmesi çocuğun üstün yararı ilkesine aykırıdır. Okul içinde ve dışında yapılan dini içerikli, toplu namaz etkinlikleri ve öğrencilere mezarlık temizletilmesi gibi etkinlikler çocukların zihinsel gelişimi açısından sakıncalıdır. Eğitimerda dini içerikli etkinlikler (sınıflarda Kâbe ve mezar maketleriyle yapılan etkinlikler) laik eğitime ve eğitim-öğretimin amaçlarına temelden aykırıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre doğrudan çocuk istismarı anlamına gelmektedir. Eğitim sisteminin belli bir dinin ve belli bir mezhebin kurallarına göre biçimlendirilmek istenmesi, çocuklarımızın dini etkinlikler üzerinden istismar edilmesi kabul edilemez bir durumdur” dedi.
Bir öğün sağlıklı yemek istiyoruz
Açıklamasında, “İmam değil beslenme istiyoruz” diyen Çiçek, şöyle konuştu:
“Bizler imam değil, çocuklarımız için beslenme istiyoruz. Yıkılan okulların en kısa sürede yapılmasını kalabalık sınıflar yerine daha iyi koşullarda eğitim vermek istiyoruz. Okullara imam değil, öğretmeni olmayan sınıf kalmaması için, daha çok öğretmen atanmasını istiyoruz. Çocuklara bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek istiyoruz. Bütçeden eğitime daha çok pay ayrılmasını istiyoruz. Memleketin köy okullarını kapatan, köy çocuklarını öğretmensiz bırakan, devlet yurtlarını kapatarak çocukları tarikat yurtlarının insafına bırakan, çocukların beslenmesi için kılını kıpırdatmayan, eğitimi özelleştirme adı altında piyasaya peşkeş çeken AKP iktidarının müfredatının da ÇEDES projesinin de bu ülke insanına, eğitime verecek hiçbir şeyi yoktur. Eğitimde uygulanan yanlış politikalarla AKP iktidarı ülkeyi de eğitimi de hızla uçuruma sürüklemeye devam etmektedir. Bizler, laik eğitim, laik yaşam istiyoruz. Kamusal, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim ile tüm yurttaşların eğitim hakkından eşit yararlanmasını istiyoruz. Okulların ihtiyacı imam, müezzin değil, iyi yetiştirilmiş öğretmen, nitelikli kamusal bir eğitimdir. Bu ülkenin çocuklarına ve gençlerine en iyi değerler eğitimini verecek kadrolar pedagoji biliminin eğitimini almış. Temel insan hak ve hürriyetlerine inanan öğretmenlerdir. Bunun yerine pedagoji biliminden bihaber çocuklara karşı hangi bilimsel yaklaşımları sergileyeceğini bilmeyen din görevlilerinin istihdam edilmeye çalışılması asla kabul edilemez. AKP iktidarının okulda öğretmenler dururken bu işi din görevlilerine havale etmek istemesinin yegâne nedeni kindar ve dindar nesil yetiştirme hevesleridir. Bu zihniyetin, çocuklarımıza ve eğitime kazandıracağı hiçbir şey yoktur” değerlendirmesinde bulundu.
Çocuklarınızın ÇEDES projesine katılmasına izin vermeyin
Çiçek son olarak, velilerin çocuklarına ÇEDES projesinin etkinliklerine katılmalarına izin vermemeleri yönünde çağrıda bulunarak, şu ifadeleri kullandı:
“Velilerimize sesleniyoruz! Çocuklarımızın ÇEDES ve benzeri projelerin etkinliklerine katılmasına izin vermeyin. Eğitim-Sen olarak öğrencilerimizin iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda okul içinde ve dışında gerçekleştirilen etkinliklere katılım üzerinden istismar edilmesine sessiz ve tepkisiz kalmayacağımız, velilerimizle birlikte öğrencilerimize yönelik bu tür adımları yakından takip etmeyi sürdüreceğimiz bilinmelidir. Bu nedenle eğitim kurumları dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, pedagoji biliminin mekânları olmak zorundadır. Eğitim-Sen başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu CEDES uygulamalarına karşı birlikte tutum almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz." CEDES Projesinin uygulaması iptal edilinceye kadar mücadelemize devam edeceğimizin bilinmesini istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.