Semra İĞTAÇ- 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’in Seferihisar ilçesinde meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki deprem, büyük bir yıkıma neden oldu. Bu felakette 118 kişi hayatını kaybederken, 1035 kişi de yaralandı. Depremde birçok aile geri dönülmez kayıplar yaşadı. Rıza Bey Apartmanı’nda meydana gelen trajedide de 36 kişi yaşamını yitirdi.
Emine Yücel’in kayıpları
Depremde en büyük acılardan birini yaşayanlardan biri de Emine Yücel oldu. Yücel, kızları Feda ve Diren’i, yeğenleri Vera ve Lena’yı, ayrıca annesi Arife Yücel’i depremde kaybetti. Rızabey Apartmanı’nda yaşanan bu büyük trajedi Yücel ailesinin hayatını derinden etkiledi ve onların hayatında derin bir boşluk bıraktı.
29 Ekim kutlamalarının anlamı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yaklaşırken Emine Yücel, kızları Feda ve Diren olmadan bu kutlamalara hazırlanmanın artık mümkün olmadığını söylüyor. Yücel, “29 Ekim yaklaşırken her zamanki gibi heyecan duyamıyoruz. Onlarla birlikte bayramı kutlamak bir hayaldi, şimdi bu hayali bile gerçekleştiremeyeceğimizi biliyoruz. Bu acı, her özel günde kendini daha da derin hissettiriyor, balkonlarımızı bolonlarla süslerdik, çocuklarımız Atatürk’ ü çok severdi. Cumhuriyet çocuklarını, Cumhuriyet kızlarımızı yetiştirmek istiyorduk. “ diyerek içindeki hüznü paylaştı.
Adalet arayışı
Yücel, adaletin sağlanması konusunda derin bir hayal kırıklığı yaşıyor. İz gazetesine verdiği demeçte, “Çocuklarımız hala girdikleri mezardalar. Onlar ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Adaletin anlamı yok, anlamı yitiriliyor. Her şey sıcakken olması gerekiyor,” diyerek adaletin zamanında tecelli etmesi gerektiğini belirtiyor. Yücel, geçen dört yıl içinde adaletin yerini bulmadığını düşünüyor.
Geciken adalet
Adaletin gecikmesi Yücel ailesini derinden sarsmış durumda. Emine Yücel, “Emsal kararlar alınması gerekiyor. Bir tek devam eden dosya Rıza Bey Apartmanı dosyası. Diğer dosyaların kararları çıktı. O dosyalardan çıkan kararlar caydırıcı değiller. Hak ettikleri cezayı almadılar. Bizim dosyada geciktirildi. Adalet geciken adalet hiçbir zaman adalet değil. Ben bugün ölsem çocuklarımın katillerinin ne ceza aldığını bilmeyeceğim. Bu uhdeyle öleceğim içimde,” diyerek acısını dile getiriyor. Özellikle, davalarının hala sonuçlanmamış olması ve cezaların caydırıcı olmaması, adalete olan güvenlerini zedelemiş durumda.
Yargı sürecinin gecikmesi
Yücel ailesinin davası, aradan geçen dört yıla rağmen hala sonuçlanmamış durumda. Emine Yücel, bu sürecin gereğinden fazla uzadığını ve adaletin geç geldiğini belirtiyor. Diğer davalarda verilen kararların caydırıcı olmadığını dile getiren Yücel, “Kaç yıl geçti? 4 yıl geçti aradan,” diyerek adaletin sağlanamamasının kendilerini daha da yaraladığını ifade ediyor.
Adaletin emsal olmasını istiyoruz
“Adaletin hakkaniyetle tecelli etmesini beklediğimiz Rızabey Apartmanı’nda 36 cana kıyanların yargılandığı deprem davasının duruşması, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 17 Ocak 2025 tarihinde saat 10.00’da gerçekleşecektir. Tüm duyarlı yurttaşlarımızı ve demokratik kitle örgütlerini, cumhuriyetimizin temeli olan adaletin bekçileri olarak yanımızda görmek istiyoruz. Cumhuriyetimizin çocuklarını korumak için artık sözden çok eylem gerekiyor. Bir evladımızı daha kaybetmeyelim. Adalet bize emsal olsun, yol göstersin. Çocuklarımız ölmesin, yoksa cumhuriyetimizi kime emanet edeceğiz?”