İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali, sinema ve müziğin güçlü bağını İzmir’in çok kültürlü mirasıyla buluşturarak sanatsal bir şölen sunuyor. Festival direktörü Vecdi Sayar, festivalin yerel ve uluslararası yarışmalarla İzmir’in kültürel cazibesini artırmayı, sinemanın toplumsal etkisini güçlendirmeyi ve gençleri yeniden sinema salonlarına çekmeyi hedeflediklerini vurguluyor.

İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali Direktörü Vecdi Sayar, İz Gazete’ye verdiği röportajda festivalin tematik vizyonunu, sanatsal etkileşimlerini ve gelecekteki hedeflerini anlattı. Sinema ve müziğin güçlü bağını merkezine alan festival, İzmir’in kültürel ve tarihsel zenginliğini yansıtarak yerel ve uluslararası izleyicilere yeni bir estetik deneyim sunmayı hedefliyor. Sayar, festivalin İzmir’in kültürel cazibesini artırma yönünde önemli bir rol üstlendiğini ve kentin sanat atmosferine katkı sağladığını belirtti.

Festivalin teması İzmir’in çok kültürlü kimliğini yansıtıyor

Festivalin ana temasının, sinema ve müzik arasındaki bağı yansıtmak olduğunu vurgulayan Sayar, İzmir’in çok kültürlü yapısına dikkat çekti. Farklı etnik ve dini grupların yıllardır bir arada yaşadığı İzmir’de, özellikle müziğin bu kültürel mozaiğin bir parçası olduğunu belirtti. Vecdi Sayar, “Ahmed Adnan Saygun’dan Dario Moreno’ya, Gönül Yazar’dan Sezen Aksu’ya kadar İzmir’in yetiştirdiği sanatçılar bu şehrin ruhunu yansıtıyor. Rembetiko müzisyenlerinden Zeki Müren ve Tanju Okan gibi isimlere kadar birçok müzisyen İzmir’in kültürel dokusunda yer almıştır,” ifadelerini kullanarak kentin müziğe olan katkısını vurguladı. Sayar, bu zengin birikimin sinema sanatı için eşsiz bir kaynak sunduğunu dile getirdi.

Film müziklerinin sinemadaki rolü

Film müziklerinin sinemadaki yerini ele alan Sayar, müziğin filmin duygusal atmosferini destekleme konusunda büyük bir güce sahip olduğunu ifade etti. Dünya sinemasında müziğin filmlerin tanıtımında bile önemli bir rol oynadığını belirten Sayar, “Hemen her filmin soundtrack’leri geniş kitlelere ulaşır ve filmin tanıtımında önemli bir işlev üstlenir,” dedi. Türkiye’de ise sinemanın ilk dönemlerinde bestecilerle çalışma geleneği bulunmasına karşın, ticari kaygılar nedeniyle Yeşilçam döneminde ‘döşeme müzik’ kullanma yönteminin benimsendiğini açıkladı. Festivalin seçtiği bu temanın, müziğin sinemadaki rolünü ve önemini daha fazla vurgulamayı amaçladığını belirtti.

Ulusal ve Uluslararası yarışmalarla sanatsal etkileşim

Festivalin ulusal ve uluslararası yarışmalarla sanatseverlere geniş bir perspektif sunduğunu belirten Sayar, ulusal yarışmanın amacının yılın en iyi Türk yapımlarını İzmir seyircisiyle buluşturmak olduğunu ifade etti. Seçilen filmlerde özgün müzik koşulunu aradıklarını ve 2023-2024 yapımı olmasına özen gösterdiklerini belirten Sayar, “Elbette, müzik kullanmayan önemli filmler de var; onları yarışma dışı bölümlerde değerlendiriyoruz,” dedi. Uluslararası yarışmanın ise İzmir’in sanat ve kültür sahnesine katkı sağladığını söyleyen Sayar, Cannes gibi dünya çapındaki festivallerde İzmir’in tanıtımını yaparak kenti global sanat platformlarına taşımayı hedeflediklerini ifade etti.

Seçim kriterleri

Kristal Flamingo Ödülleri’nin seçim kriterlerine değinen Sayar, festivaldeki ödüllerin film müziği ve müzisyenlerin yaşamlarını konu alan eserler arasında seçildiğini belirtti. Sayar, jüri üyelerinin filmlerin sanatsal kalitesini değerlendirdiğini belirterek, En İyi Film, Jüri Özel Ödülü ve En İyi Besteci ödüllerini bu kriterlere göre verdiklerini ifade etti. Ayrıca, televizyon dizileri müziklerinin de değerlendirildiği bu süreçte, açık kanalların dizileri ve dijital platformlardaki yapımların farklı kategorilerde ele alındığını söyledi.

Sinemanın toplumsal rolü ve İzmir halkının ilgi gösterdiği bir festival

Vecdi Sayar, sinemanın toplumsal yaşam üzerinde olumlu veya olumsuz etkileri olan bir sanat dalı olduğunu vurguladı. Sinemanın toplumda demokrasi bilincini güçlendirme ve insan haklarına saygılı bireyler yetiştirme konusunda önemli bir rol oynadığını ifade eden Sayar, “Gerçek sinema tutkunlarının yetişmesi için festivallerin, sinemateklerin ve dijital platformların el ele vermesi gerek,” dedi. İzmir’de sinema izleme alışkanlıklarının değiştiğine dikkat çekerek, genç kuşağı yeniden sinema salonlarına çekmeyi hedeflediklerini belirtti.

Kültürel Dayanışma ve İzmir Kültür Yolu Festivali ile iş birliği

İzmir Kültür Yolu Festivali gibi projelerle iş birliği yapmanın festivalin etki alanını genişleteceğini belirten Sayar, özellikle Avrupa’da festivallerin bağımsızlığının kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör iş birliğiyle sağlandığını söyledi. İzmir’in sanatsal altyapısının geliştirilmesi için belediye ve özel sektör iş birliğiyle kurulacak bir yapının önemine değinen Sayar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZBB Kültür A.Ş.’nin bu yapıyı destekleyebileceğini ifade etti. İzmir gibi sanatsal potansiyele sahip kentlerin festival sürecinde bu tarz yapılarla kalıcı bir gelir kaynağı sağlayabileceğine dikkat çekti.

Genç kuşakları sinema salonlarına çekme hedefi

Vecdi Sayar, önümüzdeki yıllar için festivalin vizyonunun, tematik yapısını ve kalite standartlarını koruyarak dünyanın önde gelen tematik festivallerinden biri olmayı hedeflediğini belirtti. İzmir’in simgesi flamingonun festivalin ayrılmaz bir parçası olarak kalacağını ifade eden Sayar, genç kuşakları yeniden sinema salonlarına çekme çabalarının süreceğini vurguladı. Festivalin, kentin dört bir yanına yayılmasındansa, seyircilerin sinema salonlarına taşınmasını önemsediklerini belirterek, Yıldız Sineması ve Bıçakçı Han’ın bu amaca hizmet edebileceğini sözlerine ekledi.

Muhabir: SEMRA İĞTAÇ