İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Çalışmaları Şube Müdürlüğü’nde görevli Türk İşaret Dili Eğitmeni ve Yeminli Çevirmenleri Özlem Özer ve Melek Uslular, görevlerini büyük bir aşkla yerine getiriyor. 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü öncesinde, hem iş hayatlarında hem de sosyal yaşamlarında işitme engelli bireyler ile sağır olmayanlar arasında köprü kurduklarını belirten ikili, işaret dilinin gücünü ve hayatlarındaki anlamını anlatıyor. Ebeveynleri sağır olan bu iki çevirmen, İzmir Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla sağırların sesi olmanın gururunu taşıyor.

Çeşme’de narkotik operasyonu: 18 şüpheli yakalandı Çeşme’de narkotik operasyonu: 18 şüpheli yakalandı

Ana Dil Olarak İşaret Dili: Özlem Özer’in Hikayesi

Özlem Özer, ebeveynleri sağır olduğu için Türk İşaret Dili ile büyüdüğünü ve bu dilin kendi ana dili olduğunu vurguluyor. “Bizim için ilk karşılaşılan dil Türk İşaret Dili’ydi. Ana dilimiz işaret dilidir. Okul öncesi eğitim alana kadar iletişimimizi hep işaret diliyle sürdürdük,” diyen Özer, işaret dili ile ilgili profesyonel kariyerine nasıl adım attığını da paylaşıyor. “Dili bilmekle çevirmenlik yapmak farklı şeyler. Sosyal çevrede işaret dili kullanmak ile tanımadığın birine çeviri yapmak çok daha büyük bir sorumluluk taşıyor. Bu yüzden eğitimlerimi tamamladım ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde işaret dili çevirmeni olarak işe başladım.”

İşaret dili bir kültürdür

Özer, işaret dilinin yalnızca ellerle değil, yüz ifadeleri, jestler ve beden diliyle de kullanılan bir dil olduğunu belirtiyor. “Türk İşaret Dili’ni kullanırken, ellerimizin dışında yüz ifadelerimiz, jestlerimiz ve beden dilimiz de önemli bir yer tutuyor. Her bir detay, iletişimi doğru şekilde kurmamızda yardımcı oluyor. Eğer sadece ellerimizi kullanıp aynı yüz ifadesiyle devam etseydik, farklı anlamlar çıkabilirdi,” diye ekliyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde sağır ve işitme engelli vatandaşlara yönelik birçok alanda çevirmenlik yapan Melek Uslular, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın katıldığı etkinliklerde ve meclis toplantılarında işaret dili çevirmenliği yaparak, sağır bireylerin katılımını sağlıyoruz. Ayrıca, sağırlara yönelik kurslar, destekli istihdam ofisleri ve sağlık ile adalet eğitimlerine erişimde de yardımcı oluyoruz,” diyor. Uslular, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak, her platformda sağır bireylerin sesi olmaktan gurur duyduklarını da ifade ediyor.

Çift kültürlü bireyler

Melek Uslular, sağır ebeveynlere sahip, ancak işitme yetersizliği olmayan bireylerin CODA (Children of Deaf Adults) olarak tanımlandığını belirtiyor. “Sağır ebeveynleri olan çocuklar, çift kültürle büyüyen bireyler olarak işaret dili konusunda çok yetkin oluyorlar. Sağır bireyler, bu kişilere iletişim kurarken çok daha rahat oluyorlar çünkü bizler, işaret dilini hızlı ve doğru bir şekilde kullanabiliyoruz,” diyen Uslular, 3 yaşında işaret dilini öğrenmeye başladığını ve 8 yaşında çevirmenlik yaptığını belirtiyor. 18 yıldır bu alanda çalışan Uslular, “Erişilebilirlik açısından sağır bireylere ses olabildiğim için gurur duyuyorum,” diye ekliyor.

Gururla çalışıyorlar

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sağır ve işitme engelli bireylere yönelik yürüttüğü çalışmalar, bu alandaki önemli gelişmelerden birini oluşturuyor. Özlem Özer ve Melek Uslular gibi çevirmenler, yalnızca bir meslek icra etmekle kalmıyor, aynı zamanda sosyal sorumluluklarını yerine getirerek, toplumda erişilebilirlik adına büyük bir adım atıyorlar. Hem profesyonel hayatlarında hem de kişisel yaşamlarında duydukları gurur, onları işlerinde daha da başarılı kılıyor.

Kaynak: İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ