Yanan ağaçtan atan kozalağın yerlerdeki kuru otları tutuşturduğunu ve akabinde tandırın da yanmasıyla alevlerin önce baba evine ve arazideki kütükler ile paletlere sıçrayarak hemen altı kısımda bulunan kardeşinin evini sardığını aktaran ağabey Ümit Çetin, “Karşı taraftaki evdeydim ben. Aniden arka tarafta kızıl duman oluştuğunu görünce ateşin geldiğini hissettim. Oradan buraya koşana kadar kozalaklar arka tarafa attı kuru otlar, paletler, kütükler tutuşmaya başladı. Alevlerin önünü alamadık ve iki çatıyı da aynı anda alevler sardı. Herkes kendisini, kendi evinin çatısını kurtarmaya çalıştı. Kıyamet gibiydi burası.
Evlerin içerisinde gelinim, yeğenlerim, annem ve kız kardeşlerim vardı. Onları çıkarmaya çalışırken alevler evi teslim aldı. Tek başımıza küçücük hortumla da söndüremedik. 2 yeğenim, gelinim, annem ve kız kardeşimi çıkarttım. Hatta 10 saniye daha geç kalsaydım gelinim ve kız kardeşim tamimiyle kül oluyorlardı. Çünkü, öncesinde duman etki ediyordu.
Gelinim bütün camları ve kapılar kapatmış, sesimizi de duymadı. Bireysel olarak gelip eğer onları çıkarmamış olsak haberleri dahi yoktu zaten alevlerin geldiğinden. Onları aldık, çatı komple gitti. Çatıyı söndürmeye çalıştık ama ayaklarım yandı. Bu mahallede 30-40 tane ev yandı” dedi.
Yangın esnasında canlarını güçlükle kurtardıklarını anlatan evli ve 2 çocuk babası Şahin Çetin, “Baba evinde 7, aşağıdaki kendi evimde ise eşim, 2 çocuğum ve ben vardım. Çocuklarım içerde yatıyordu, onları kurtara bildik. Eşyalarımız, birikimlerimi her şeyimiz yandı. Canımızı kurtardığımıza şükrediyoruz. Sokakta sabahladık, kalacak yerimiz yok. 2 kardeşim de bu evdeki yangını söndürmek isterken dumandan etkilendi, vücutlarında yanık oldu. Çocukları kurtarırken üstten ateş parçaları düşüyordu. Zor durumdayız” ifadelerini kullandı.