İzmir'in coğrafi işaret almış ürünlerinden biri de Bergama el halısı. Yörenin en gelişmiş el sanatlarından olan halı, çuval, heybe, kilim, seccade gibi dokumalar tamamen el tezgahlarında yapılıyor.
Yapağı halinde koyundan elde eliden yünler, bükülerek ip haline getiriliyor. Doğada bulunan bitkilerden elde edilen kök boyalarla renklendirilen yün ipler, burada üretilen halılara renk katıyor.
Halılar Gördes-Türk düğümü ile dokunuyor ve bu da halıların sağlam olmasına neden oluyor.
Bergama halıları 19. yüzyıla kadar büyük rağbet görmüş. Özellikle Avrupa'da çok ünlü olan bu halılar ressamların tablolarını da süslemiş.
Günümüzde az olsa da hala Bergama'nın bazı köylerinde halı üretimi yapılıyor.
Sadece halı değil aynı zamanda öykü
Bergama halılarının bir diğer özelliği ise öyküleri de içermesi. Özellikle "Kız Bergama" adı ile anılan halıları dokuyan Yağcıbedir Aşiretinin bir öyküsü bahse konu halının içine sığdırılmıştır.
Günümüze kadar ulaşan söylencede Bergama ile Dikili arasında yaşayan Türkmen aşiretinin beyinin oğlu obadan bir kızı su başında görür, beğenir. Kız da oğlana vurulur ama duyulursa babasının obada onurunun kırılacağını düşünerek orayı terk eder. Olay obada dilden dile dolaşır.
Aşiretin Beyi, kız tarafına elçiler yollar ama olay onur meselesi olduğu için elçileri geri çevirir.
Zincirleme devam eden tatsızlıktan dolayı oba ikiye bölünür. Sonunda olay kız tarafı ile oğlan tarafı arasında kanlı bir kavgaya dönüşür. Kavgada Bey’in oğlu ölür. Olayların daha fazla büyümemesi için oğlan tarafı topluca Sındırgı'ya göçer. Kız tarafı Bergama'da kalır. Sevdiğinden sonsuza kadar ayrılmak zorunda kalan kız, derdini dokuduğu halıya döker. Bu nedenle bu halı Kız Bergama olarak anılır.