İzmir Karşıyaka’da meydana gelen ve dört günde söndürülen yangın sonrası bölgede incelemelerde bulunan KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, yetkililerin yangının büyümesinde ihmali olduğunu belirtti. Koçak, “Bu insanların beklentisi evlerin yerinde yapılması ve mağduriyetlerinin ortadan kaldırılmasıdır. Bunun da tek yolu, afet bölgesi ilan etmek zorundasınız” çağrısında bulundu.
Karşıyaka ilçesi Yamanlar Dağı'nda 15 Ağustos'ta saat 21.00 sıralarında çıkan yangın, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede geniş bir alana yayılmış ve büyük felaketlere neden olmuştu.
Yerleşim yerlerinin de etkilendiği yangın, Çiğli, Bayraklı ve Bornova ilçesine bağlı mahallelere de yayılmıştı. Binlerce hektar alanın kül olmasına yol açan yangın 4 günün sonunda söndürülürken, geride bıraktığı acı tablo ise sonrasında ortaya çıktı.
Yangın bölgelerinde inceleme yapan KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, bölgenin afet alanı ilan edilmesi için çağrıda bulundu.
Filiz: Felaket ile karşı karşıyayız
KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nihat Filiz, doğa ile savaşın bırakılması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Geçtiğimiz günlerde İzmir’de büyük çaplı bir yangın yaşandı. Bugün, KESK İzmir Şubeler Platformu ve KESK Genel Merkez’inden bir heyet geldi, yangın bölgesinde incelemelerde bulundular. küresel kapitalizmin, ekosistemi yaralayıcı bütün politikalarının hayata geçmesi sonucu felaketle karşı karşıya olduğumuz görülüyor. Eğer bu kafayla gidilirse daha fazla felaketlerle yüz yüze kalacağımız aşikar. O nedenle esas olarak bütün canlıların hayatını kaybetmesinin nedeninin kapitalist modernitenin, bu dizginlenemez kar hırsında olduğunu tespit etmek gerekiyor. Doğa ile savaş halindeyiz ve eğer biz kazanacak olursak çok büyük kaybedeceğiz.”
"Bu halk, bu çaresizliğe mahkum olmamalı"
KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, yangında yaşanan kayıplarda iktidarın sorumluluğu olduğu kaydederek şu ifadeleri kullandı:
“Her doğa olayı, felakete dönüştüğünde bir suçlu aranıyor. Zaman zaman anız yakanlar zaman zaman piknik yapanlar zaman zaman da sabotaj deniyor. Elbette bir yerde yangın başlayabilir, yanlış işler yapanlar olabilir. Ama birilerinin yanlış bir iş yapması, bir yerde yangın çıkması hektarlarca alanın yanmasına sebep oluyorsa orada sadece yangının çıkmasına sebep olanlar yoktur sorumlu olarak. O yangının söndürme sorumluluğu olanların, sorumluluklarını yerine getirmemekten kaynaklı sorumlulukları vardır. Bir vatandaşla konuştum. Bir gün boyunca karşı tepelerin yandığı bilgisini yetkililere ulaştırmaya çalıştığını ve gelmedikleri için saate bir aradığını maalesef aramaları sonuçsuz kaldığı için, yeterince güçlü bir müdahale olmadığı için evini kaybetmiş. Şimdi artık onun kaygısı, o günkü yangının dışında. O gün orada yanan ağaç ve canlıları düşünürken bugün artık nasıl yaşayacağını düşünür hale gelmiş. Artık evinin olup olamayacağı kaygısını yaşamaya başlamış. Biz bu ülkede bu çaresizliği çok gördük. Bu halkın bu çaresizliğe mahkum olmaması gerektiğini yüksek sesle söylemeliyiz.”
Yetkililer cezalandırılmalı
Yangınlara müdahalede eksik kalınmasında sorumluluğu olan yetkililerin de cezalandırılması gerektiğini belirten Koçak, şunları kaydetti:
“Mangal devrildi, semaver devrildi yangın öyle çıktı, 2-3 kişi tutuklandı ifadeleri ulusal basını da temize çekmez. Büyük medya patronları meseleyi sadece bunun üzerinden örgütlemeye çalışıyor. Ancak gerçeğin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Eğer iklim değişikliğine katkıda bulunuyorsanız, rant için dağlarınızı ormanlarınızı uluslararası sermayeye peşkeş çekiyorsanız siz bu yangınların sorumlusu olursunuz. Sizden kilometrelerce uzak olsa da mermer ocağı için orman yok ediliyorsa iklim değişikliği bir süre sonra sizi bulacak ve buluyor. Bu ülkenin vicdanı olmak zorundayız. O da gerçek sorumluların kim olduğunu ifade etmekten geçiyor. Şimdi siz yangının başlangıç noktasında birilerine sorumluluk yüklediniz ve tutukladınız. Evet söyleyelim suçlayalım ve ceza da verelim. Peki, o yangının bu kadar büyümesinde sorumluluğu olan sizler kendinize nasıl ceza kesilmesini bekliyorsunuz? Bir yangın çıktığında tek bir uçağın bile bu alana gelemeyişinin sorumluluğuna nasıl bir ceza kesilmesini bekliyorsunuz? İtfaiye personel açığı olduğu, uçağının dahi olmadığı bilinirken Azerbaycan’dan gelen uçak müdahale edebildi. Bu gerçek bilinirken kamuda tasarruf paketi adı altında kamusal alanda herhangi bir şeyin alımı da personel alımı da durduruldu. Peki, bu ülkede yaşayanlar nasıl yaşamaya devam edecek? Nasıl koruyacaksınız? Esasta bu iktidarın koruma gibi bir derdi yok, bizim de artık beklentimiz yok.”
Diyarbakır gibi afet bölgesi ilan edilmeli
İzmir Karşıyaka’da yangından etkilenen bölgelerin afet alanı ilan edilmesi gerektiğini söyleyen Koçak, şöyle konuştu:
“Hiçbir şekilde yardımla idare ederek insanların ihtiyacı karşılanamaz. Bu insanların beklentisi evlerin yerinde yapılması ve mağduriyetlerinin tamamının gerçekten ortadan kaldırılmasıdır. Bunun da tek yolu afet bölgesi ilan etmek zorundasınız. Diyarbakır-Mardin bölgesindeki yangınlar ilk çıktığında anız dendi sonra ne zaman özelleştirerek sermayeye devrettikleri DEDAŞ’ın sorumluluğu olduğu ortaya çıktı o zaman afet bölgesi ilan edildi ve mağduriyetlerin giderilmesi için Hazine’den para aktarıldı. Buradaki halkımız açısından da afet bölgesi ilan edilerek bir an önce ihtiyaçların karşılanmasını, mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz.”