Salgın başladığında Erdoğan’ın açıkladığı ‘ekonomik tedbir paketi’, ‘ucuz ev kredisi müjdesi’ ile açılmıştı. Herkes şaşkındı, ‘canımın derdindeyim ne evi’ diyen münafıklar çıktı!
‘Belirli koşulları sağlayan’ esnafa ucuz kredi verilecekti vs ama çoğu yararlanamadı! Ücretsiz maske ve dezenfektan gönderilecekti, o da olmadı! Az test, az vaka politikası güdüldü ama iyi eğitimli fedakar sağlık ordusunun çabası ile nispeten az hasarlı olarak yaklaşık 3 ayı geride bıraktık.
Hasar asıl ekonomide ve halkın yaşam standardında görüldü! İşsizlik sayısı patladı, iş yerleri battı, insanlar evlerine ekmek götüremez oldu. Ve şimdi ‘yeni normalleşme’ dedikleri ne idüğü belirsiz bir döneme girdik. Artık can derdini unutan vatandaş, geçim, iş, aş derdindeydi! Çünkü dibe batmıştık ve Erdoğan yine ‘destek paketi’ açıkladı!
Çok mutlu olduk! Koşup ev alacağız! Koşup araba alacağız, yetmedi koşup tatil yapacağız. Paket, vatandaşı tüm bu acil ihtiyaçlar(!) için kredi almaya yani borçlandırmaya teşvik paketiydi! İnşaat, otomotiv, turizm sektörlerini destekleyen, vatandaşın geleceğini ipotek altına alan paket ekonomiyi şahlandıracaktır eminim! Milyonlarca işsiz taş yesin dendi zaar!
Maskeler çene aksesuarı oldu!
Bu süreçten bence en büyük hasarla çıkan küçük esnaf oldu, hala ayakta kalabilenler yavaş yavaş kepenk kaldırıyor. Vatandaşın cebinde harcayacak para kaldıysa ekonomiye katkı sağlayacak ama cadde ve sokaklarda gördüğüm sadece ‘kalabalıklar’… Tehlikeli ölçüde hem de!
Özellikle gençlerde maske neredeyse yok gibi ama çoğunluk için maske çene aksesuarı olmuş. Toplu ulaşımlar artık kalabalık ve salgının geçmediği, çaresinin de olmadığı düşünülürse maske kullanımı çok önemli. Bu bilincin yerleşmemiş olması çok yazık. ‘Olmaz bişey yaa’ anlayışı çok tehlikeli. Evet, kurala uyanlar elbette var ama asıl kuralla uyma konusunda disiplinli olan 65 yaş üzerinin hala evde kapalı kalması bu koşullarda haksızlık oluyor.
Trump da kutsal kitabı salladı!
Kötü yönetimini salgın döneminde de sergileyen ABD başkanı Trump polis şiddetine karşı sokağa dökülen halkın üzerine askeri de sürünce iş çığırından çıktı. O da çareyi eline İncil’i alıp ‘din istismarına sığınmakta’ buldu. Tarih boyunca baskıcı, muktedir yöneticiler için din en kullanışlı argüman olmuştur. Din üzerinden halkı konsolide etmek, oy toplamak; en çirkin ama en kolay yol olmuştur ve hep yapılmıştır, biliyoruz! Trump da işler zora girince çareyi İncil’de bulmuş. Ama ayağına dolandı, ‘din istismarına’ önce din görevlileri ‘Tanrı senin oyuncağın değil’ diyerek tepki gösterdi! Ay inanılır gibi değil, laiklik bu olsa gerek!
ABD’li ünlü aktör Robert De Niro sıkı bir Trump muhalifidir. Onun parodi hesabından ‘Dictator Trump’ başlığıyla yapılan paylaşımda eline din kitabını alan diktatörler resmedilmiş; aralarında Erdoğan’ın da resmini görmemeyim mi! Ay, bir kanıma dokundu! Neymiş, elinde Kuran ile halkı selamlıyormuş! Onlara ne allasen? Herkesin diktatörü kendine, neymiş Erdoğan din istismarı yapan diktatörmüş! Ay kim inanır buna??? Neyse, bunlar bir yana; Trump sadece ülkesi için değil, dünya için bir tehdit, o bir gerçek! Ama ABD halkı Kasım’da gereğini yapacak gibi görünüyor.