Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez, "Kendime Yazılar" isimli blogunda yayınladığı yeni değerlendirme yazısıyla güncel ekonomik sorunlara dair sıkça sorulan soruları yanıtladı. Eğilmez’in açıklamaları, sosyal medyada ve ekonomi çevrelerinde geniş yankı uyandırdı.

Enflasyon beklentilerindeki farkları

Eğilmez, para piyasaları ile reel sektörün enflasyon beklentilerindeki farkları şu şekilde açıkladı:
Para piyasalarının ekonomiyi daha iyi göstermek için tahminlerini düşük tuttuğunu,
Reel sektörün zamları haklı göstermek, hane halkının ise yüksek maaş zammı alabilmek için beklentilerini yüksek belirlediğini ifade etti.

Doların sabit kalma nedeni

Eğilmez, dolar kurunun sabit kalmasının arkasındaki mekanizmayı detaylandırdı:
Başlangıçta Merkez Bankası'nın dolar satarak kuru baskıladığını,
Sonrasında ise bireylerin TL mevduata yönelmesiyle dolara olan talebin azaldığını,
Merkez Bankası'nın bu süreçte topladığı dövizlerle rezervlerini artırdığını belirtti.
Ancak, bu yöntemin uzun vadede sürdürülemez olduğuna dikkat çekti.

Kripto paraların geleceği

Kripto paraların geleceğine dair soruları yanıtlayan Eğilmez, bu para birimlerinin şu an için paranın temel işlevlerinden yalnızca "değer saklama" görevini yerine getirdiğini vurguladı. Kripto paraların ulusal ve uluslararası ticarete konu olması halinde gerçek anlamda yaygınlaşabileceğini ifade etti.

Hukukun üstünlüğü ve yatırım ilişkisi

Hukukun üstünlüğü ve yatırımcı tercihleri üzerine sorulan soruya Eğilmez şu yanıtı verdi:
Yabancı yatırımcıların öncelikle istikrara baktığını, hukukun üstünlüğünün ikinci planda olduğunu belirtti.
Ancak hukukun üstünlüğünün, toplumsal huzur ve sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Türkiye’de enflasyonla yaşamak

Bir okuyucusunun "Enflasyonla yaşamayı öğrenen kazanır" yorumuna cevap veren Eğilmez, Türkiye'deki asıl sorunun enflasyon değil, sürekli değişen ve rasyonel olmayan politikalar olduğunu belirtti.

Etik ve hukuk: ABD örneği

ABD’deki hukuki uygulamalar hakkında yapılan bir yoruma karşılık Eğilmez, hukuka uygun kararların etik açıdan tartışmalı olabileceğini söyledi. Ancak, kötü örneklerin örnek teşkil etmeyeceğini vurgulayarak Osmanlı'nın ünlü "Sui misal, emsal olmaz" sözünü hatırlattı.

Kaynak: HABER MERKEZİ