İzmir’de taksici Oğuz Erge'nin üşümesin diye aracına aldığı şahıs tarafından silahla 3 el ateş edilerek öldürülmesi ve diğer taksici ve şehir içi ulaşım sağlayan araç şoförlerinin hakarete uğramaları, şiddete maruz kalmaları veya haksızlığa uğramaları gibi olaylar, bir kez daha taksicilerin can güvenliği ve sosyal haklarını gündeme getirdi. Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, İhlas Haber Ajansı’na taksicilerin iş kazası veya hayatını kaybetmesi durumunda kendilerinin ve yakınlarının elde edeceği haklar konusunda bilgi verdi. Karakaş, İzmir’de vefat eden Oğuz Erge olayının öncesinde de çok sayıda taksi şoförünün vefat ettiğini, gaspa uğradığını ya da trafik kazası geçirdiğini belirterek, taksi şoförlerinin sosyal güvenlik haklarının primlerini yatırma şekillerine göre değiştiğini dile getirdi. Taksici, dolmuşçu ve şehir içi ulaşım araçlarında çalışan şoförlerin iki türlü sigortalı olduğunu ifade eden Karakaş, “Birinci seçenek; çalıştıkları taksi sahibi, dolmuş sahibi veya diğer ulaşım aracı sahibi tarafından normal bir işçi gibi sigortalı gösterilmeleri, diğer seçenek ise kendi primlerini kendileri ödemesi söz konusu. Genelde ulaşım araçları şoförleri işverenle anlaşarak kendi primlerini kendileri yatırmaktadırlar” diye konuştu.
Sigortalı şoförler ikinci bir maaşı iş kazası sigortasından alacaktır
Karakaş, primlerini kendisi yatıran şoförlerin ve işveren tarafından ödenen şoförlerin arasındaki farklara değinerek, “Taksici, dolmuşçu veya diğer ulaşım araçlarının şoförleri her ay yüzde 32,5 oranında prim ödeyerek kendi primlerini ödemeleri halinde, geçtiğimiz günde İzmir’de meydana gelen taksici Oğuz Erge cinayetinde olduğu gibi bir olay yaşanması takdirinde kişinin eşine ve çocuklarına iş kazasından maaş bağlanmayacaktır. Eğer ki İzmir’de cinayete maruz kalan Oğuz Erge işvereni tarafından sigortalı gösteriliyorsa, 5 yıldan beri sigortalılık süresi ve 900 gün primi varsa hem ölüm sigortasından eş ve çocukları maaş alacak hem de aracını kullanırken kazaya maruz kaldığı için ikinci bir maaşı iş kazası sigortasından alacaktır” ifadelerini kullandı.
Geçici ve sürekli iş göremezlik ödeneği alınabilecek
Tüm şoförlerin lehlerine olan sigortanın çalıştıkları araçların sahipleri tarafından yapılan sigorta olduğuna dikkati çeken Karakaş, “Kendi primlerini yatırdıkları takdirde trafik kazası, gasp, yaralanma, cinayet gibi olaylarda bile iş kazası sigortasından herhangi bir yardım alamayacaklar. Ne kendileri, ne aileleri ne de yakınları yardım alamayacak. Ancak patronları tarafından sigortalı gösterildikleri takdirde yakınlarının hem ölüm sigortasından hem de iş kazası sigortasından maaş alma şansı olacak. Kendileri can kaybı yaşamadıysa iş kazasına maruz kaldıkları için sakatlanmaları veya yaralanmaları halinde geçici ve sürekli iş göremezlik ödeneği ve birçok haklardan yararlanabilme hakkına sahip olacaklar” şeklinde konuştu.
Yine kendi primlerini yatıran şoförlerin hastalanmaları halinde Sosyal Güvenlik Kurulu’ndan (SGK) rapor parası alamayacağını da dile getiren Karakaş, SGK’nın kendi primlerini yatıran şoförlere sağlık sigortasından iş göremezlik ödeneği vermediğini aktardı. Karakaş, taksi, dolmuş ve şehir içi ulaşım şoförlerinin yeni çocuk sahibi olmaları halinde de eşlerinin ve kendilerinin analık sigortası hakkından, emzirme ödeneğinden faydalanmayacağını sözlerine ekleyerek, şoförlerin işveren tarafından sigortalı gösterilmeleri halinde ise bütün sosyal güvenlik haklarından faydalanacağını, ölümleri halinde de eş ve çocuklarına çifte maaş bağlanabileceğini belirtti.
Eğer araç sahibi çalışmıyorsa şoförü İş Kanunu'na tabi olur
Diğer yandan araç sahibi olan taksici, dolmuşçu ve diğer ulaşım aracı şoförlerinin esnaf olma durumunun söz konusu olduğunu söyleyen Karakaş, “Eğer araç sahibi kendisi hiç çalışmıyorsa ya da arada çalışıyorsa bu durumda araç şoförü İş Kanunu'na tabi olur. İş Kanunu'na tabi olan şoför ise İş Kanunu'nun tüm haklarından faydalanabilir. Bu haklar ise başta fazla mesai hakkı olmak üzere hafta tatili, genel ve resmi tatillerdeki izin, kıdem, ihbar, kötü niyet tazminatları ve şartları varsa iş güvencesinden olarak sıralanabilir. Eğer araç sahibi kendisi bizzat sürekli çalışıyorsa ve yanında çalışanların sayısı 3 kişiyi geçmiyorsa bu durumda esnaflık söz konusu olur. Bu durumda da İş Kanunu kadar yasal haklara sahip olmasa da Borçlar Kanunu'na paralel olarak hakları olacaktır” açıklamasında bulundu.