Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin (ABB) düzenlediği konserlerle ilgili gelen şikayetleri incelemek üzere İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından müfettiş görevlendirildi. Ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen çeşitli etkinliklerle ilgili usulsüz harcama yapılarak kamu zararına yol açıldığı iddialarıyla ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişleriyle koordineli olarak resen soruşturma başlatıldığını bildirdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin genel merkezinde konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. Özel’in açıklamaları şöyle:
''Bugün Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerimiz ile Beykoz Belediyemize görevlendirilen ve savcılık kanalıyla başlatıldığı ifade edilen Anadolu Ajansı tarafından duyurulan soruşturma ilgili düşüncelerimizi ifade etmek üzere karşınızdayız. Biz bu gelişmeleri iktidarın yerel seçim kaybından sonra başlattığı yeni Anayasa tartışmasından, 'İsrail bize saldıracak' tartışmasından, 'Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun' tartışmasından ve Esenyurt Belediyemiz ile diğer belediyelere kayyum atayarak başlattığı tartışmalardan bağımsız görmüyoruz. Tüm bu tartışmalardan bir toplumsal destek alamayan, bu tartışmalarla gündemi ele alıp, istediği gibi biçimlendirip, istediğini konuşup, istemediklerinin konuşulmasına engel olmayı başaramayan iktidar yeni bir faza geçti. Zaten yerel seçimlerden hemen sonra CHP’nin belediyelerinin elini kolunu bağlama, hatta Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) seçimlerinde bile oy kullanma yetkisi olmayan küçük belde belediyelerini sisteme dahil edip ‘Acaba TBB’yi vermeyebilir miyiz? İller Bankası'ndan yıllardır yapılmayan kesintileri hemen isteyebilir miyiz? Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bütün alacakları tahsile girişsin’ gibi bir yaklaşımları vardı ve o takvim işliyor.
Tayyip Bey istediği algıyı tam olarak yerleştiremedi
Yıllardır AK Partili belediyelerinin ödemediği SGK primlerini hepsini birden faiziyle birlikte bizden istiyorlar. Şimdi bu hakkaniyet olabilir mi? Hayır. Amaç ne? ‘Efendim böyle yaparsak 10 yıldır AK Parti belediyesinin 15 yıldır MHP belediyesinin ödemediklerini faiziyle ve bir seferde CHP'li belediyeden isteyelim. Ödemezse haciz yollayalım. Hacizle aciz gösterelim. Ya da hesaplara el koyalım. Gördünüz mü bak, 'CHP geldi belediye çalışanlarına maaş ödeyemiyor. Belediye çalışanları maaşsız kaldı. Yarın CHP iktidar olursa devlet memurlarının da maaşını ödeyemez.’ Böyle bir yalana tenezzül ediyorlar. Buradan medet umuyorlar. CHP'li belediyeleri itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bütün hesap kitap bunun üzerine. Bazı yerlerde haciz yapmayı başardılar, bazı yerlerde etkin mali tedbirlerle belediyelerimiz bunu aştı. Birçok yerde belediye başkanlarımız hem israfı bitirdikleri için hem de doğru yönetim anlayışlarıyla, piyasa yarattıkları güvenle, buldukları kredilerle bu maaşları ödemeye, borçları ödemeye gayret ettiler. Tayyip Bey istediği algıyı tam olarak yerleştiremedi.
Temel amaç, CHP’li belediyelere oy veren seçmeni cezalandırmak
Biliyoruz ki o etrafındaki bakanlara, üst düzey bürokratlara, ‘CHP, bu işi çeviremez’ diyordunuz. Nefesini kesecektiniz, iflahını kesecektiniz. Bunlar hala çalışıyor. Bir şey yapın’ diyor. Güneş çarığı, çarık ayağı sıkıyor güya. Temel amaç, CHP’li belediyelere oy veren seçmeni cezalandırmak. Tabii o belediye sadece oy verenlere değil, veren vermeye herkese hizmet ettiği için aslında Tayyip Bey'in o kente yaptığından o kentte yaşayan AK Partili, MHP'liler de... Ya da belediyeyi devraldık. Çalışanların çok önemli bir kısmı AK Parti dönemine işe girmiş. Sen onun maaşını aksattığında aslında kendi ödenminde işe aldığı belki partilin olanları da cezalandırıyorsun. Bu kadar gözleri dönmüş, bu kadar şuurları kapanmış. Dönüyor dönüyor, çıldırıyor ‘CHP’li belediyelerin elini, kolunu bağlayın’ diye.
Bakanlıklara talimat verildiğini biliyoruz
Konser tartışmaları, SGK borcu tartışmaları, müfettişler, soruşturmalar... Bunlar karşımızdaki kötü aklın kendi menfaatini, milletin menfaatinin üzerine koyan asıl hedefini su yüzüne çıkarmıştır. Yani ‘Ben bir kez daha seçilebilmek için gerekirse bir şehrin çöpleri toplanmamasını, bir belediyenin çalışanlarının maaş alamadığı için kiralarını ödeyememesini, çocuğunun karnını doyuramamasını, bir şehirde kanalizasyon aksamasını göze alıyorum. Yeter ki bu belediyelere iş yapamıyorlar, bakın belediyeyi kötü yönetiyor ülkeyi de yönetemezler diyelim. Benim ülkedeki kötü yönetimime rağmen insanlar bana oy versin’ diyor. Bu kadar ucuz, bu kadar basit bir hesapla karşı karşıyayız. İçişleri Bakanlığı'na, Adalet Bakanlığı'na, Çalışma Bakanlığı'na; ‘Gidin, CHP'li belediyelerde bir suç bulun, bulamıyorsanız da bir suç uydurun’ talimatı verildiğini biliyoruz. Bizim belediyelerimiz hesap vermekten kaçan belediyeler değildir. Belediye meclis toplantılarını canlı yayınlıyor belediyelerimiz. Tayyip Bey'in kendi belediyelerine, CHP'li belediyeleri örnek gösterdiğini, geçen seçimin kaybından sonra, 'Biz de belediye meclis toplantılarını canlı yayınlamalıyız' dediğini bir kez daha hatırlatırım.
Bütün Türkiye, Kent Lokantaları'nı konuşuyor
CHP’li belediyeler hiç yapılmamış öğrenci yurtlarını yapıyorlar, hiç yapılmamış kreşleri inşa ediyorlar. Yeşil alanlar yapıyorlar. Sosyal yardımları önceki yönetimlere göre 4 buçuk kat arttırdık ortalamada. Bizim belediyelerimiz üreticiye destek veriyor, öğrenciye burs veriyor, yaşlılara evinde hizmet ediyor. CHP’li belediyeler dalında kalmış narenciyeyi toplayıp fakire dağıtıyor. Deprem bölgesindeki enkaz altındaki kayısıyı alıp dönüyor, İstanbul'da yoksullara dağıtıyor. Ücreti karlşılığında alıp yapıyor. Bunların hepsini bir bir yaşadık. Ya siz ne anlatıyorsunuz? Ne anlatıyorsunuz? Bütün Türkiye, Kent Lokantaları'nı konuşuyor. İki tane maske dağıtamadınız. Maskeleri CHP’li belediyeler dağıttı. Ankara'da belediyelerimiz yaptıkları dayanışma çağrılarıyla vatandaşın esnaftaki borcunu kapattı. Veresiye defterleri sıfırlandı, esnaf rahat etti, millet mahcubiyetten kuryuldu. Bunları yaşayan millete, ‘Efendim CHP belediyeciliği bilmez.’ Nasıl bilmez? Nasıl bildiğimizi millet sana öğretti. Her şeyde sandığa sığınanlar, her kazandığı seçimden sonra ‘Önce aklandı, ibra oldu. Sonraki yönetimim meşrulaştı’ diyenler. Çıktık işte kantara kardeşim. 31 Mart günü kantara çıktık. Millet karar verdi. Sana nüfusun yüzde 20’sini verdiler, bize yüzde 65’ini yönetme yetkisini verdiler. Ekonominin yüzde 80’ini CHP yönetiyor. Turizmde yüzde 90’ın üstünde yer CHP’li belediyeler. Ne konuşuyorsun? Millet bir karar vermiş; kabulleneceksin, takdir edeceksin, örnek alacaksın, çalışacaksın, iyi belediyecilik yaparsan seçim kazanacaksın. Bu kadar net."