CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında Kanal İstanbul projesine dair önemli açıklamalarda bulundu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu savundu.

CHP'li Yücel: Cesaretiniz varsa getirin sandığı, bu kötü gidişat sona ersin CHP'li Yücel: Cesaretiniz varsa getirin sandığı, bu kötü gidişat sona ersin

Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu şunları söyledi:

"19 Mart darbecileri zaten zorda olan ekonomimizi tamamen batırdı. Perişan ettiler. Dövizi tutabilmek için 50 milyar dolar; 1,9 trilyon lirayı cayır cayır yaktılar. Mehmet Şimşek denen bu darbenin mali ayağı, ‘Biz bu rezervleri bugünler için topladık’ diyor. Oysa bakın parayı Ekrem İmamoğlu’nu hapse atıp, tepki yükselince, dolar yükselince onu bastırmak için, borsa batıp bir günde 31,5 milyar değer kaybedince, küçük yatırımcı ezilince, yabancı yatırımcı parasını alıp yurtdışına kaçarken, 3 milyar dolarlık hisse senedi satılıp giderken, dolar fırlamasın diye almış bu parayı, tutmuş. Bu; 1,9 trilyon lira. Burada bizim yayını kaydeden kameraman arkadaşım, tertemiz bir kardeşimiz. Bu kardeşimize desek ki, ‘Gel buraya. Bu 1,9 trilyon lira sana emanet. Bu parayı al, en doğru yerde harca.’ Kardeşim derse ki, ‘Bu milletin çiftçisi çok ezildi…’ Türkiye’deki bütün çiftçilerin toplam borcu 1 trilyon lira. Toplam borç bu kadar. 1,9 trilyonun 1 trilyonuyla bütün çiftçi borçları kapanıyor, geriye kalan 900 milyar lirayla çiftçi başına 412 bin lira para veriyorsun, destekleme… 412 bin lira, bugün çok eski olmayan bir traktör satın alır mesela. Her çiftçiye 412 bin lira verebilirsin. Ya da bütün borçları kapatırsın, o borcu olan çiftçiye borcu kadar üstüne para verebilirsin. Böyle bir parayı yaktılar Ekrem İmamoğlu korkusundan. Ya da arkadaşımız der ki, ‘Atanmayan öğretmenler var, 1 milyon kişi…’ Bu 1 milyon kişiyi atayabilir kameraman arkadaş, 3 yıllık maaşını da peşin ödeyebilir. 1 milyon öğretmeni atar, 36 maaşı peşin ödeyebilir. Ya da kameraman arkadaşım der ki, ‘Emekli benim babam, 14 bin 500 lira ile geçiniyor. Özgür Özel de diyor ki, ona asgari ücret verelim. Yetki bende. Para bende. Ben bütün emeklilerin 14 bin 500 lira maaşını bir asgari ücrete çıkarıyorum’ der, 22 bin liraya. Buna parası yeter. Bu paranın 17’de biri daha. En düşük emekli maaşını 30 bin lira yapar, daha paranın 9’da birini harcamış olur. Emekliye para yok ya, 30 bin lira maaş için lazım paranın 9 katı var. Çiftçiye para yok ya, bütün banka borçlarını kapatmak için lazım paranın iki katı var. O yüzden herkes oturup düşünsün; bu memlekete yapılan kötülük ne büyük bir kötülük. Bir iktidar değişiminden bu kadar çok korkuyorsa birileri, kalkmıyorsa o koltuktan bunun var bir sebebi. Hiçbirimize bulamadıkları parayı, hiçbirimize.

Zimbabve ile Venezüella arasına Yozgat’ı sokanlara yazıklar olsun

Tayyip Bey, ‘Çok biliyorum’ dedi, 9 olan faizi 50’nin üstüne çıkardı. Seçimden sonra Nebati’yi yolladı, yerine sözde rasyonel, sözde demokrat, sözde namuslu, darbenin en önemli ayağı, mali ayağı olan, bütün dünyada artık kimsenin yüzüne bakmayacağı Mehmet Şimşek’i getirdi. 2,5’ar puan, 250 ‘baz puan’ diyorlar; yüzde 2,5... Düşe düşe, güya enflasyon düşecek. Niye? Vaktiyle enflasyonun üstüne faiz verilse Almanya gibi, Amerika gibi başaracakken, Tayyip Bey’in inadıyla fırladı. Şimdi kademe kademe düşüyordu. 2,5 puan düşeceği gün 3,5 puan artış oldu. Yüzde 6; İmamoğlu’nun tutuklanmasının faiz karşılığı. O gün Avrupa Merkez Bankası yüzde 2,75’ten 2,5’a indirdi faizi, biz Türkiye’de faizi yüzde 46 yaptık. Dünyanın en yüksek ikinci faizi. Neredeyiz biliyor musunuz? En yüksek faiz Venezuela’da. Orada da seçim sonucu, seçimler adil yapılmadı diye iktidar ile muhalefet arasında büyük bir mücadele var. Üçüncü sırada olan Zimbabve; yüzde 35 ile. Hani ekonomide en iyi noktada olanlar var ya. A’dan Z’ye diziliyoruz. Zimbabve ile Venezuela’nın arasına, V ile Z harfinin arasında Y var ya. Bizi, Yozgat’ı soktu bunlar. Zimbabve ile Venezuela arasına Yozgat’ı sokanlara, Türkiye’yi sokanlara, Ankara’yı, İstanbul’u sokanlara yazıklar olsun. Vatandaşın tüketici kredisi ve kredi kartı borcu 172 milyar lira arttı. Şu anda 4 milyon vatandaş kredi kartından takipte. Yani eve haciz gelmek üzere. Kredi kartları takipte. Milletin ekmeği küçülmüştü. Bu bir ayda; Ekrem Başkan’ın evinden alındığı 19 Mart’tan Yozgat’ta mitinge gittiğimiz 19 Nisan’a. Ekrem Başkan alınırken 19 Mart’ta asgari ücret 6,5 gram altın alıyordu. 1 gramlık altınlar var ya. Bugün 5 gram alıyor. İşte asgari ücretlinin cebinden 1,5 gram altın gitti. Emekli 4,5 gram altın alabiliyordu, 3,5 gram alıyor. Her emeklinin cebinden 1 gram altını aldılar. En düşük memur maaşı 13 gram altın alırken, 10 grama düştü. Her memurdan… Tayyip Bey şöyle diyor… Burası Türkiye Cumhuriyeti. Peşinden Ekrem Bey geliyor. Panikle salona giriyor, ‘Çıkar, çıkar’ diyor, ‘Emeklilerden birer gram, asgari ücretlilerden 1,5’ar gram, memurlardan 3’er gram para. Verin bunu Ekrem’den kurtulacağım.’ Bunun hesabı bu. Ekrem İmamoğlu’na operasyon yapılmasa bugün her emeklinin cebinde 1 gram daha fazla altın olacak. Herkesin cebinden bunları alan, çalan ve bunu da sırf iktidarı bırakmamak için yapan birileri ile muhatabız.

Bu darbenin bir de şeytani hedefi var

Bakın o birileri neyle muhatap? Darbeler yapılır ya askeri darbe. Otururlar bunlar komuta kademesinde, şöyle kararlaştırırlar: Bu darbenin bir askeri hedefleri var, bir de siyasi hedefleri var. Askeri hedef; Meclis’i kuşatmak, Çankaya Köşkü’nü almak, şunu tutuklamak, bunu bilmem ne yapmak… Siyasi hedef; şu zamana kadar ülkeyi yönetmek, bilmem ne yapmak. Bu darbenin siyasi hedefi; Ekrem İmamoğlu’nun ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin önünü kesmek, iktidar değişikliğine engel olmak. Bu siyasi hedef. Bu darbenin bir de şeytani hedefi var, ticari hedefi var. Bakın: 27 Şubat 2025. Ekranda bir harita, önünde bir harita. Bu haritayı birazdan bir yerde daha göreceğiz. Bu harita, Kanal İstanbul haritası. 9 Ekim günü Akın Gürlek görevlendirilmiş. Ekim, Kasım, Aralık, Ocak geçmiş. Olmayan MASAK raporu köpürtülmüş. Operasyona zemin hazırlanmış. Artık MASAK’tan raporun talep edilmesine 10 gün, gelmesine 17 gün, operasyona 19 gün var. Darbenin, cuntanın başı oturmuş Kanal İstanbul haritası inceliyor. Oysa bugün halen bakan olan Murat Kurum, İstanbul’a adayken Kanal İstanbul sorularına ‘Kesinlikle gündemimizde yok’ demişti. Niye? İstanbul’da en büyük itiraz, Kanal İstanbul’a. Oyu Ekrem Başkan’a verirsen Kanal İstanbul olmayacak, Murat Kurum’a verirsen hançeri dayayacaklar İstanbul’un boğazına diye. Murat Kurum da gördüğü için. Bütün anketlerde bu olduğu için. İstanbul’a soruluyor, ‘Kanal İstanbul istiyor musun?’ diye. Yüzde 78 ‘hayır’ dediği için Murat Kurum diyordu ki, ‘Kanal İstanbul diye bir niyetimiz yok.’ Oysa bu darbeyi yapanlar çoktan 24 bin konut için planlamayı yapmışlar, müteahhitlere sözü vermişler, ihale hazırlıklarına girişmişler, ihaleleri vermişler. Bakın aynı harita nerede var biliyor musunuz? Erdoğan karşısında bakan, aşağısı Kanal İstanbul. Elle gösteriyorlar. Go Smart televizyonu, Arap basınında 3,5 dakikalık reklam yayını. ‘Kanal İstanbul etrafında, göl manzaralı konutlar. Hem de vatandaşlık garantili.’ Şimdi biraz daha her şey netleşiyor mu?

Kanalı daha yapamıyor İstanbul'un muhafızı engel oluyor

Bu sözü verdiyse, bu toplantıyı yapacak. Bu toplantıyı yapması için İBB Başkanı’nın kendinden olması lazım. İBB Başkanı, İstanbul’un muhafızı Ekrem İmamoğlu olunca, ‘Ya kanal, ya İstanbul’ deyince, ‘Bu projenin adı Kanal İstanbul değil, ihanet İstanbul’dur’ deyince, İstanbullu da Ekrem İmamoğlu’nu seçince… İşte o yüzden bir terör örgütü uydurulacak, bir kumpas davası uydurulacak. İkisi aynı anda işleme alınacak. Hırsız damgası ile uğraşırken, kayyım atanacak. O kifayetsiz muhteris, milletin adaletiyle değil Tayyip Bey’in adaletiyle Adil kardeşim gidip kayyım olarak oraya oturacak. Yanı başında oturtuverse onu işler yolunda olacak. Olmayınca, İstanbullu ‘Kalk oradan, oraya Ekrem oturacak’ deyince, kayyım atayıp bir başkasını oraya oturtmaya çalışıyorlar. Arap medyası şimdi cayır cayır bu dairelerin satışının reklamlarını veriyor. Oraya gitti arkadaşlar, hiç haberimiz yok. İSKİ’ye bildirilmeden, Sazlıdere… İstanbul’da çoğu su Anadolu yakasından Avrupa’ya basılıyor. Avrupa yakasının kendi su haznesi. Yüzde 100 olan içme suyu kullanımını üç yıl önce yüzde 0’a değiştirmişler. ‘Buranın suyu kullanılamaz artık’ demişler, ‘Kullanmayacaksınız.’ Neden? Sebep; etrafını yapılaşmaya açıyorlar. Artık orası su da toplayamaz. Artık oranın temizliği de korunamaz. ‘Siz Sazlıdere’yi bırakın, suyu başka yerden bulun’ diye karar almışlar. İSKİ’ye tebliğ etmemişler. Yeni öğreniyoruz. İhale açmışlar bakanlık eliyle, 24 ihale. Şu anda 100’ün üzerinde şirket, alt işverenlerle birlikte binlerce dozer, kamyon çalışıyor oralarda. Kanalı daha yapamıyorlar, ona İstanbul’un muhafızı Ekrem İmamoğlu engel oluyor. Ama etrafındaki konutların inşaatına başlamışlar. Neden? Söz vermişler. Satmışlar. Belki de bilmediğimiz kısmını paranın baştan peşin almışlar. İşte bu yüzden iyi ki İstanbullular oraya muhafız diye Ekrem Bey’i dikmişler. İyi ki bu darbe girişimi olup da kayyım ısınma hareketlerini yaparken, İstanbullular Saraçhane’de 1 milyon kişi dikilmişler. Maltepe’de 2,2 milyon kişi dikilmişler. İyi ki Yozgat’ta o traktörleri çalıştırmışlar. İyi ki İstanbul’u bunlardan kurtarmışlar. İşin özeti budur arkadaşlar." sözleriyle ifade etti.

Kaynak: ANKA