Polenler havada yoğunlaştığı bahar ve yaz ayları alerjik bünyeler için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Op. Dr. Emin Kaplan, polen sayısının son 30 yılda yüzde 20 arttığını vurgulayarak, “Daha önce alerjik yakınması olmayan kişilerde bile semptomlar görülmeye başladı.” diyor. Polenin en çok hangi bölgelerde görüldüğünü, polen alerjisinin belirtilerini ve polenlerden korunmanın doğal yollarını, başka hastalıkları tetikleme riski olup olmadığını araştırdık.

Alerjisi olanların güzel bahar günlerini kâbusa çeviren çiçek tozları (polen), bitkilerin erkek tohumları olarak biliniyor. Küçük polenler, rüzgârla taşındıklarından bitkiden kilometrelerce uzaktaki kişide bile alerjiye neden olabiliyor. Ağaç polenleri daha çok şubat ila mayıs aylarında, ot polenleri ise mayıs ila haziran aylarında, yabani ot polenleri ise yaz ortasından sonbahara kadar görülüyor.

Bahar aylarında havaların ısınması, çiçeklerin açması ve ağaçların yeşermesi alerjiyi de beraberinde getiriyor. Mevsimsel alerjik rinitin burun, göz ve damakta kaşıntı, burun akıntısı, hapşırma ve tıkanıklık gibi belirtilerle ortaya çıkan polen alerjisi özellikle de bahar aylarında bu semptomun olduğu bireylerin yaşamını kâbusa çeviriyor.

Saman nezlesi olarak da bilinen (alerjik rijit) polen alerjisi en çok çayır, çiçek ve ağaç polenlerinden kaynaklanıyor. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, Türkiye’nin güney ve kuzey bölgelerinde polen alerjilerinin çok sık görüldüğünü dile getiriyor.

Polen alerjisinin alerjik rinit (nezle) konusunda tetikleyici olduğunu ifade eden Erkekol, alerjik nezlenin yaşam kalitesi üzerinde çok önemli etkileri olan bir hastalık olduğunun altını çiziyor. Erkekol’ün verdiği bilgiye göre bitki örtüsü nedeniyle İç Anadolu Bölgesinde polen alerjisi biraz daha düşük olsa da bu bölgede her 20 çocuktan birinde, kuzey ve güney bölgelerde ise her 10 çocuktan birinde polen alerjisi görülüyor.

Polen mevsimi süresi uzadı: Şehirlerde arttı

Küresel ısınma, iklim değişikliğine bağlı olarak mevsimsel kaymalar, sanayileşme, kentleşme ve yaşam tarzındaki değişikliklerle tüm dünyada artığına dikkat çekiliyor. Op. Dr. Emin Kaplan, iklim değişikliklerinin polen mevsimi süresinde uzamaya ve alerji kapasitesinde artışa neden olduğunu belirterek, “Polen sayısı son 30 yılda yüzde 20 arttı. Daha önce hiç alerjik yakınması olmayanlarda bile semptomlar görülüyor.” diyor.

Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Hüsamettin Olgun ise şehirlerde görülen polen miktarlarının yılda yüzde 3 oranında arttığına dikkat çekiyor:

“Bunun sebebi ise hava sahasındaki karbondioksit oranına bağlanmaktadır. Karbondioksit, hava ve iklim ısınmasına sebep olduğu için çiçekler her yıl daha erken açmaya başlamakta ve buna bağlı olarak polenler daha erken ve daha uzun süreli uçuşmaktadır. Halk arasında saman nezlesi olarak da bilinen polen alerjisi, daha çok 5 ile 40 yaş grubu arasındakileri etkilemektedir.”

Astıma dönüşme riski var: Hangi saatler riskli?

Mevsimsel alerjik rinitin burun, göz ve damakta kaşıntı, burun akıntısı, hapşırma ve tıkanıklık gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Uzmanlar, polenlerin sabah saatlerinde daha fazla olduğuna ve yağmurlu günlerde polen oranının azaldığına dikkat çekiyor.

Gerekli tedbirler alınmadığı sürece ya da yeterli tedavinin uygulanmaması durumunda hastalığın astıma dönüşme riskinin bulunduğunu belirten Op. Dr. Hüsamettin Olgun, “Birçok insan öncelikle üşüttüğünü düşünürken, alerjik unsurlar gözden kaçmaktadır. Bu alerjilere uygulanabilecek tedavi yöntemleri çok geniş değildir. Anti alerjik burun spreyleri, göz damlaları veya ilaçlar kullanılabilmektedir. Belli gruplara aşı tedavisi de uygulanabilmektedir. Ancak aşı tedavisi Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre uygulanmalıdır.” diyor.

Sabah saatlerinde havadaki polen miktarının daha fazla olduğuna vurgu yapılıyor. Op. Dr. Olgun, alınabilecek bazı tedbirleri ise şöyle sıralıyor:

“Hasta mümkün olduğunca sokağa çıkmamalıdır. Dışarı çıktığında ise polen maskesi kullanmalıdır. Polen mevsiminde açık havada spor yapmak doğru değildir. Evi sabah değil öğle sonrası havalandırmalıdır. Araba ve evlerin pencereleri kapalı tutulmalıdır. Polenler daha çok sabah saat 05.00 ile 10.00 arasında yayılmaktadır. Ev ve arabadaki klimaların polen filtreleri sık sık değiştirilmelidir. Ev içi hava temizleyiciler eve giren polenlerin ortadan kaldırılmasında faydalı olabilir. Dışarıdan gelindiğinde duş almakta fayda vardır. Çamaşırlar dışarıda kurutulmamalıdır.”

Polen alerjisine karşı doğal yöntemler

Burnu akması, hapşırık, sık nezle ve göz yaşarması gibi polen alerjisinin semptomlarının görülmesi hâlinde hekimlere başvurulması önerilirken, polen alerjisinden korunmak için doğal “çözümler” de mevcut. Doğal yöntemlerle polen alerjisinden korunarak daha rahat bir bahar mevsimi geçirmek mümkün.

Evdeki tozu azaltın: Alerji mevsiminde fazla eşyalardan kaçının, bahar temizliği yapın.

Duş alın: Eve geldikten sonra sıcak bir duş alarak üzerinizdeki polenlerden kurtulun.

Isırgan otu tüketin: Histamin salınımını azaltan ısırgan otu çayı alerji belirtilerini hafifletebilir.

Yerel bal tüketin: Uzmanlara göre, bulunduğunuz bölgede üretilen bal, alerjenlere karşı bağışıklık kazanmanıza yardımcı olabilir.

Elma sirkesi kullanmaya başlayın: B vitamini ve magnezyum içeren elma sirkesi, burun tıkanıklığına iyi gelir.

Sarımsak ve soğan tüketin: Quercetin içeriği sayesinde sarımsak, soğan, pırasa ve elma polen alerjisine karşı koruyucu olabilir.

Bu markaya dikkat edin: Bakanlık bu kez hileli salçayı ifşaladı! Bu markaya dikkat edin: Bakanlık bu kez hileli salçayı ifşaladı!

C Vitamini kaynağı yeşillikler yiyin: Brokoli, ıspanak, pazı gibi yeşillikler C vitamini ve folik asit bakımından zengindir.

D vitamini alın: Süt, ayran, kefir ve yumurta sarısı D vitamini kaynağıdır.

Probiyotik besinler tüketin: Yoğurt, kefir ve doğal turşu gibi probiyotikler, bağışıklık sistemini gücellendirir.

Okaliptüs yağı buharı soluyun: Astım hastalarına önerilen okaliptüs yağı, nefes almayı kolaylaştırabilir.

Acı biber ve zencefil tüketin: Baharatlı yiyecekler solunum yollarını açmaya yardımcı olabilir.

Ancak ciddi alerji vakalarında mutlaka bir uzmana başvurulması öneriliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ